Sahne Bizim! -16-

385 23 43
                                    

Multimedia: Oh Joon

16.Bölüm

Taeyon sınıfa girdiğinde Han Bin’in sırasını getirmiş olduğunu görmüştü. Sırasına oturup az önce yıkadığı yüzünü sırasına gömdü. Revire gitmekten son anda vazgeçip lavaboya gidip saçındaki yumurtaları olabildiğince temizlemişti. Bu sırada So Yi ve Eun Byul da yanına gelip ona yardım etmişlerdi. O kendi benliğinde kaybolmak isterken tüm sınıf başına toplanmış ve konuşmaya başlamıştı bile…

“Alt sınıflar sunbaelerine karşı nasıl bu şekilde davranabilirler?”diye sordu Eun Byul sinirle. “Onlara günlerini göstermeliyiz. Hoobaelerse hoobae gibi davransınlar.”

“Katılıyorum. Kim olduklarını bulmamı ister misiniz? Anında bulabilirim…”dedi Tae Soo. Taeyon onun okulun-kabadayısıyım havalarında olmasını her zaman gülümseyerek karşılaşmıştı. Şimdi de sıraya sıraya gömülmüş başı ve kapanmış gözleriyle gülümsüyordu onun bu ağır abi tavırlarına.

“Ne yapacaksınız? Dövecek misiniz hepsini?”diye sordu sınıfa giren Han Bin. So Yi, Taeyon’un yanında oturuyordu ama Han bin’in geldiğini görünce en yakın arkadaşların yan yana olması için hemen ayağa kalktı. Han Bin onun boşalttığı sırayı doldururken devam etti. “Bu onları durdurmaz.”

“Ama en azından gözlerini korkutur.”dedi So Yi tek kolunu Han Bin’in omzuna dayarken.

“Madem biz yapamıyoruz, o zaman Seung Ho yapsın.”dedi Eun Byul. Herkesin bakışları anında sırasında oturan ve dik bakışlarını tahtaya sabitlemiş olan Seung Ho’ya dönerken devam etti Eun Byul. “Onun yüzünden bunlar başına geldi.”

Seung Ho sıkıntıyla yüzünü buruşturup iç çekti. Kısa bir an için Eun Byul’a baktı ve bakışlarını tekrar önüne çevirirken konuştu.

“Teklif etmediğimi mi sanıyorsun?”

“Kabul etti mi?” Bu soru üstüne Seung Ho duyduklarının gerçekliğini kontrol etmek istercesine Tae Soo’ya baktı.

“Sence kabul eder mi?”diye sordu ters bir sesle. Başını iki yana sallayıp tekrar tahtayla olan bakışmasına dönerken sinirle ekledi. “Ama kabul edip etmemesi önemli değil.”

“Taeyon bazen fazla inatçı olabiliyor.”diyerek başını onaylamazca iki yanına salladı Han Bin. “Eğer Seung Ho’nun teklifini kabul etseydi her şey onun için daha kolay olacaktı. Bunu bilmesine rağmen inat ediyor.”

Diğerleri onu onaylarken Taeyon sinirli bir şekilde başını kaldırıp kızgın gözlerini arkadaşlarının üstünde gezdirdi. Hepsi aynı anda farklı yönlere bakmaya başlayınca gözlerini kıstı.

“Ben yokmuşum gibi hakkımda konuşmaya devam edecek misiniz?”

“Gerçeği bilip kabullenemezsen… Neden olmasın?”diye mırıldandı Seung Ho onun da duyabileceği bir şekilde. Sınıftakiler onların eskisi gibi atışması üzerine kıkırdarken Taeyon Seung Ho’ya kötü bakışlar atıyordu. Seung Ho sahte bir öksürükle boğazını temizleyip oturduğu yerde huzursuzca kıpırdanırken Taeyon telefonuna gelen mesajla ayağa kalktı. O, kapıya doğru giderken Han Bin kolundan yakalayıp onu durdurdu.

“Nereye gidiyorsun? Birazdan ders başlayacak.”

“Oppa mesaj attı. Bahçede bekliyormuş. Üstümü değiştirip geleceğim.”dedi Taeyon. Han Bin tek kaşını kaldırıp şaşkınlıkla Taeyon’a baktı.

“Bu kadar çabuk mu?”

“Oppa her zaman hızlıdır.”dedi Taeyon özellikle sesini biraz daha yükselterek. “Onu bu yüzden seviyorum.”

Sahne Bizim!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin