Sahne Bizim! -37-

370 22 36
                                    

Multimedia: Ye Rİm

37.Bölüm

Busan’dan döndüklerinde ikisi de fazlasıyla yorgunlardı. İki gün boyunca Taeyon’un tanıdığı kişileri gezmişler ve Taeyon’un onlar için hazırladığı hediyeleri vermişlerdi. Taeyon’un ona bir şans vereceğini söylemesinden sonra aralarında fazla bir dialog geçmemişti. Sadece Taeyon arada kimin yanına gideceklerini söylüyordu o kadar. İkinci günün sonunda geç bir saatte yurda gelmişlerdi.

Seung Ho yurda geldiğinden beri sırtüstü bir şekilde yatağına uzanarak Taeyon’u tekrar nasıl kazanacağını düşünüyordu. Taeyon ona bir şans vermişti ve bu şansı kaybedemezdi. Onu tekrar kaybetmeye dayanabileceğini sanmıyordu. Derin bir iç çekerek bir saatten uzun süredir gözlerini diktiği tavandan çekti bakışlarını. Yatağında doğrularak dolabına baktı. İçindeki sese engel olamayarak ayağa kalkıp dolabına gitti ve dolabın en arka köşesindeki kutuyu çıkardı. Yere bağdaş kurarak kutunun kapağını okşadı. Kapağını yavaşça kenara koyarak en üstteki resimlere uzandı. Taeyon ile olan her anısı bu büyük kutunun içindeydi. Resimlere teker teker bakarken Taeyon’un babasıyla birlikte çekildikleri bir resimde durdu. Taeyon’un babası her zaman için ona karşı anlayışlı olmuştu ve kendi babasından daha çok emeği vardı üzeride. Taeyon’un aramalarına cevap vermeyi bıraktığı zaman Taeyon’un babasıyla görüşmeye devam etmişti. Neden böyle davrandığını söylememişti belki ama Taeyon’un babası yine de ona anlayış göstermişti. Seung Ho’nun en az Taeyon kadar acı çektiğini görmüştü bu süreçte ve Taeyon’a hiçbir şey söylemeden Seung Ho’ya destek olmuştu.

Seung Ho elinde olmadan kendi babasıyla Taeyon’un babasını karşılaştırıyordu. Kendi babası onu hiçbir zaman önemsememişti. Ne yapmak istiyorsa yapmasını söylerdi ama bu sadece onunla ilgilenmemek için bir bahaneydi. Annesi ise babasının boyunduruğu altında yaşadığı için hiçbir zaman için oğluyla düzgün bir şekilde ilgilenememişti. Ama eğer isteseydi onun bu şekilde davranmayacağını biliyordu Seung Ho. Onun şarkıcı olma isteğine yine hiçbir şekilde karışmamışlardı hatta biraz da sevinmişlerdi. Artık ilgileniyormuş gibi yapmak zorunda oldukları biri yoktu. 

Seung Ho iç çekerek Taeyon’un babasına baktı tekrar. Ona ‘baba’ diye seslenirdi Seung Ho. O da bu şekilde seslenmesini severdi Seung Ho’nun. Başını iki yana sallayarak resimleri bir kenara koydu. Taeyon’dan ayrıldıktan sonra Taeyon’un babasına baba demeye bile çekinmişti ve bu yüzden onunla da görüşmemeyi seçmişti Seung Ho. O yüzden başlarına neler geldiğini öğrenememişti.

Gözleri alt kısımda kalmış bir resme kaydı. Bunu ona Taeyon çizmişti. Seung Ho’nun eli istemsizce boynundan hiç çıkarmadığı kolyeye gitmişti. Kolyenin zincirinden tutarak üstündeki penyenin dışına çıkardı. Ucundaki yüzüğe gözlerini çevirdiğinde onun yanlış yerde durduğunu tüm benliğinde hissetmişti. Bu yüzük boynunda değil parmağında durmalıydı. Aynı Taeyon’unkinin de onun parmağında durması gerektiği gibi. Tek elini saçlarından geçirdi sıkıntıyla. Bu yüzükleri Taeyon’un babasıyla beraber seçmişlerdi ve Taeyon’un yüzükleri görünce ne kadar mutlu olduğunu şu an bile hatırlıyordu. Zaten onun hakkında neyi unutmuştu ki…

Taeyon da yüzüğü takmıyordu. O olaylardan sonra takmasını da bekleyemezdi zaten Seung Ho ama yüzüğe ne olduğunu çok merak ediyordu. Yüzüğü takmak için cesareti olmasa da onu boynunda taşımaya devam ediyordu. Bu yüzüğü ait olduğu yere, parmağına takabilmek için Taeyon’un güvenini kazanması gerekiyordu. Ancak bu şekilde Taeyon’un yüzüğünü de ait olduğu yere koyabilirdi. Tabi hala onda duruyorsa…

Seung Ho odasında bunları düşünürken Taeyon ise onu düşünmeyi reddederek kendisini Ye Rim’in sorununa vermişti. Düşüncelerinden bir çözüme ulaşamayacağının farkına varınca sessizce odasından çıktı. Saat bayağı geç olmuştu ve kızlar çoktan uyumuşlardı. En azından Taeyon öyle düşünüyordu. Mutfağın ışığının açık olduğunu görünce oraya doğru ilerledi. Ye Rim arkası ona dönük bir şekilde çenesini ellerine yaslamış mutfak masasına bakışlarını dikmiş bir şekilde oturuyordu. Taeyon iç çekerek onun tam karşısına oturdu. Yer Rim onu görünce gözlerini şaşkınlıkla kırpıştırdı.

Sahne Bizim!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin