Bölüm 9

252 30 7
                                    

Gikwang odasındaki boy aynasının önünde durmuş dakikalardır kravatını bağlamaya çalışıyordu. Aslında kravat bağlamakla bir sorunu yoktu ama bu seferki fazla inatçı çıkmıştı. Kapı çaldığında bir süre biricik ev arkadaşının kapıyı açmasını bekledi ama sonunda dayanamayıp odasından çıktı ve kapıya doğru ilerledi. Tabi ki içinden tembel ve uyuz ev arkadaşına saydırırken.

Aslında Youngjaeye, Yoseoba ve Jonghyuna birer tane anahtar versek çok iyi olurdu diye geçirdi içinden Kwang. Bu eve taşındığından beri neredeyse beş kişi yaşıyorlardı. Yine gelen üçünden biri olmalıydı, bu yüzden kapı deliğinden bakmadan kapıyı açtı. Fakat gördüğü yüz kısa süreli bir şok geçirmesine sebep oldu.

"Chunji!"

"Gikwang!" İkisi de şaşkınca birbirlerini süzerlerken salondan elbisesinin fermuarını kapatmaya çalışan bir adet Jieunun sesi geliyordu.

"Yah, ne dikiliyorsunuz kapıda? Biri gelip şu fermuarı çeksin."

Kwang kapıdan çekilip Chunjiye yol verdi ve kapıyı kapatıp salona ilerledi. Chunji şaşkınlıkla şekilden şekle giren Jieuna bakakalırken Gikwang Jieunun arkasına geçti ve fermuarı kapattı.

"Ayy şükür ya. Sabahtan beri bununla uğraşıyorum, kapıyı bile açamadım. Kusura bakma Chunji ya." Chunji önemli değil anlamında başını iki yana salladı ve ne ara açıldığını anlamadığı ağzını kapatabilmeyi akıl edebildi.

"Benim için önemli ama." Jieun alayla Kwanga döndü. "Şaheserimi mahvettin." Ani bir hareketle kravatını Jieunun yüzüne doğru fırlattı. "Bağla şunu."

"Ah emredersiniz." Jieunun yüzüne yerleştirdi gülümsemesi bir anda yok olurken sıkıntıyla tısladı. "Bağlamayı bilmem ben." Chunji Jieunun elindeki kravata doğru uzandı.

"Ben bağlayabilirim." Jieun kravatı Chunjiye verirken parmaklarının temas ettiğini hissetti ve sertçe yutkundu. Bu durum Kwangın gözünden kaçmamıştı.

"Ne yani, şimdi siz baloya beraber mi gidiyorsunuz?"

"Hee." Chunji başını kaldırıp gözlerini karşısındaki ikiliye dikti.

"Peki siz?"

"Zorunlu ev arkadaşlığı." diye cevap verdi Jieun. Chunji anladığını belirten bir işaret yaptı ve sonra da ekledi. "E siz hazır mısınız? Geç kalmayalım."

***

Parti başlayalı birkaç saat olmuştu ve son danslar edilmeye başlanmıştı. Changmin bu sefer fırsatını kaçırmayıp Seohyunu dansa kaldırabilmeyi başarmıştı. Seohyun dans teklifini aldığında sevinçten havalara uçmuş fakat partnerine ayıp etmemek için salonu tarayıp Gikwanga bakınmıştı fakat Gikwang ortalıklarda gözükmüyordu. Seohyun ve Changmin dans ederlerken Changmin hep fırsat kollamış fakat Seohuna ondan hoşlandığını bir türlü itiraf edememişti. Dans faslı bittiğinde Chanmin elini Seohyunun belinden isteksizce çekmişti fakat elini bırakmamıştı. Seohyun şaşkınca ellerine sonra da Changmine baktı.

"Şey, Seohyun ben-"

"Koşun kavga var!" Tüm salon kavga var diye bağıran Daehyuna dönmüştü. Daehyun işaret parmağıyla yukarıyı işaret etti.

"Çatıda." Seohyun Changmine bakarak yukarıyı gösterdi ve gülümseyerek koşmaya başladı. Hala Changminin elini bırakmamıştı. Aslında bu Changmin için büyük bir işaretti. Changmin de otuz iki diş sırıtarak ona eşlik etti.

***

Jieun

Kavgayı duyduğumuzda herkes gibi Chunji ve ben de çatıya doğru koşmaya başladık. Çatıya geldiğimizde Gikwangın Myungsoonun üzerine oturmuş onu yumruklamakla meşgul olduğunu gördük. Hemen birkaç görevli onlara doğru koşup Kwangı Myungsoonun üzerinden kaldırdı ve Myungsoonun yaralarıyla ilgilenmeye başladılar. Ne yapacağımı ve kimin yanına gideceğimi kestiremezken oldukça şık giyinimli bir bayanın Kwanga doğru ilerlediğini gördüm. Kadın Kwangın yanına geldikten sonra elerini Kwanga doğru uzattı ve yüzünü ellerinin arasına aldı. Kadının kim olduğunu bilmiyordum fakat nasıl olsa Kwangın yanında biri var diyerek Myungsooya doğru yürümeye başladım. Chunji de beni takip ediyordu. Myungsoonun önüne geldiğimde yere çöktüm ve başparmağımı patlamış olan dudağına uzattım. Acıyla inlediğinde başımı iki yana sallayıp cıkladım.

"Yine kaşındın değil mi?" Myungsoo her zaman başını belaya sokmayı becerebilmiş bir çocuktu ve her seferinde onu Chunji kurtarmıştı. Yine aynısı oldu. Chunji elini Myungsooya doğru uzattığında Myungsoo kocaman olmuş gözlerle bana baktı. Omuzlarımı silkip konuştum.

"Eee bak partnerim sana elini uzatıyor." Myungsoonun gözleri biraz daha büyüdü ve hızla Chunjinin eline yapıştı. Sevindi kerata. Sırıtarak Myungsoonun koluna girdim ve çıkışa doğru yöneldik.

Dayak yemiş birine göre fazlaca mutluydu çünkü bir kolunda ben diğer kolunda Chunji vardı. Otoparka geldiğimizde Chunjinin arabasına geçtik ve benim eve doğru sürmeye başladık. Tüm yol boyunca umarım Kwang eve gelmez diye dua ettim çünkü mantıken Myungsoo dayak yediği biriyle aynı ortamda bulunmak istemezdi.

Ben Myungsoonun yaralarıyla uğraşırken Chunji de bize içecek bir şeyler hazırlıyordu. Myungsoonun imalı bakışlarını görmezden gelerek pamuğu dudağıma bastırdım. Acıyla inlediğinde ona bir oh olsun bakışı atıp Chunjinin uzattığı bardağı elime aldım.

"Teşekkürler." Myungsoo da bardağı aldıktan sonra teşekkür edip bardağı ağzına götürdü ve yeniden inledi.

"Ben bunu nasıl içeceğim ya?" Somurtarak arkasına yaslandığında başımı omzuna dayadım ve sordum.

"Anlat bakalım."

"Neyi?" Derin bir iç çektim.

"Neden kavga ettiğinizi."

"Öyle, anlaşamıyoruz işte."

"Bu bir cevap değil Myungsoo. Tamam Kwang öyle çok anlaşılası biri değil ama ne yatın da kendini o kadar dövdürdün merak ediyorum. Hayır o vururken senin elin armut mu topladı kanka ya? Çocuğun yüzünde çizik yok senin haline bak."

"Jieun sen şuan Myungsooya neden karşılık vermediğini mi soruyorsun yoksa ben mi yanlış anladım?" Gülümseyerek başımı salladım.

"Benim kankam dayak yememeli Chunji. Yüzünün halini gördüğümde için acıyor." Gülümseyerek Myungsooya döndüğümde gözlerini kısmış beni izlediğini gördüm. Başını iki yana sallayıp derin bir iç çekti.

"Ben bilerek dayak yedim küçük hanım."

"Tabi tabi." Eğilip yanağıma küçük bir öpücük kondurdu ve kolunu omzumun üzerinden atıp başımı yeniden omzuna dayadı.

"Çünkü böylesi daha acı verici. Her gözlerini kapadığında bana attığı yumrukları düşünüp kendine küfretmesini istiyorum. Ben ona küfredemem ya da vuramam. Ben bunu ona yapamam, aramızda ne geçmiş olursa olsun o benim için en değerli kişi. Ben küçük kardeşimi herkesten çok seviyorum."

BÖLÜM SONU

Sen de beni bırakırsan...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin