Bölüm 22

175 22 2
                                    

Jieun

"Su kumandayi uzatsana." Elimi uzatmis kumandayi bekliyordum.

"Kwang!" Yavasca yerinden kalkıp kumandayi elime birakti ve yine ayni uyuzluktaki yavasligiyla odasina dogru ilerledi. Bunun havasi kime ya?

Sinirle televizyonu kapatip kumandayi carparak kanepeye firlattim. Yere firlatmak yemedi kabul. Hizli adimlarla pesinden gidip o daha kapisini kapatmaya firsat bulamadan kapiyi tuttum ve o kocaman gozlerle ne yaptigimi anlamaya calisirken onu ittirip yataga dusmesini sagladim ve uzerine tuneyip karnina oturdum.

"N-ne ya-yapıyorsun? "

"Sana tecavüz edeceğim." Hemen altimda tepinmeye basladiginda icten bir kahkaha attim. Korkmus gozlerle bana bakarken tek elimi uzatip sacini duzgunce bir daha tekrar ediyorum düzgünce yana yatirdim ve o sekilde oksamaya basladim.

"Ah yavrum korktun mu? Saka saka." Delirmisim gibi bakan surat ifadesini gormezden gelerek elimi cektim ve diger elimin hemen yanina yani göğsüne koyup sahaserime baktim. Ve evet iste karsinizda sut kuzusu Gikwang.

"Kalk uzerimden." Basimi iki yana salladım.

"Olmaz." Sertce yutkundu.

"Bak Jieun fena olur." Siritmaya devam ettim.

"Ne yaparsin?" Bir anda dogrulup beni altina aldiginda kalbim hizla atmaya baslarken gozlerim kocaman büyüdü. Uzerime oturup kollarimi kendi elleriyle basimin hemen uzerinde sabitlediginde sertce yutkundum.

"Tecavüz." Gozlerimi bir kac kere kirpistirdim ve avazim ciktigi kadar bagirmaya başladım.

"Birak beni pis sapik. Imdaaat!!! Yardim ediiin!" Iki bilegimi de tek elinde birlestirip diger elini agzima bastirdi. Yuzunu yuzume dogru yaklastirmaya basladiginda kendimi yataga biraz daha bastirdim. Sanki imkani varmis gibi.

"Ben sana boyle mi davrandim? Biraz once... tecavüz edecegini soylediginde... senden gelecek herseyi kabul etmeye hazirdim ben." Gozlerime bakmayi surdururken elini yavasca agzimdan cektiginde derin bir nefes aldim.

"Kalkar misin uzerimden?" Yavasca uzerimden kaltigimda ona zit bir hizla yerimden dogruldum ve odadan cikip kapiyi cektim. Kapinin hemen ardinda durup sakinlesmeye calistim. Biraz once kalbim hic atmadigi kadar hizli atmisti. Elimi kalbime dayadim. Benden gelecek herseyi kabul etmeye hazir olmak... N-ne demek simdi bu?

Derin bir nefes alıp kendi odama dogru hareket edecegim sirada ardimdaki kapinin acildigini hissettim. Sirtimda hissettigim sicaklik ve kollarimin hemen uzerindeki guclu kollar kendimi serbest birakmama ve hemen ardimdaki bedene yaslanmama sebep olurken kulagima dolan ilahi ses sertce yutkunmama sebep oldu.

"Jieun..."

"Hı?"

"Chunjiden hoslaniyor olman ne aci verici."

***

Gikwang

Kollarimi yavasca ittirip vucudunu bana dondurdugunde derin bir nefes aldim. Hayretle yüzüme bakarken carpik bir sekilde sırıttı.

"Boyle davranma sebebin bu mu?"

"Nasil?"

"Sanki benimle ayni ortamda olmaktan tiksiniyormussun gibi." Basimi telasla iki yana salladım.

"Yanlış anlamissin ben asla-"

"Benden hoslanman mi?" Agzimi acip soyleyebilecegim hicbir sey olmadigindan geri kapattim ve sertce yutkundum. Yolun sonu.

"Koskoca pop star Gikwang benden mi hoslaniyor yani?" Derin bir nefes aldım.

"Senden tiksinmiyorum, oyle de davranmadim. Ben sadece-"

"Inkar mi ediyorsun?"

"Neyi?"

"Benden hoslandigini."

"Hayir etmiyorum." Alt dudağımı ıslattım. "Hoslaniyorum." Basini sallayip bana dogru bir adim atti ve kollarini belime dolayip basini göğsüme yasladi. Kalbim yerinden firlayacakmis gibi atarken bas donmesi asiri heyecan ve vücut titremesiyle karisik derin bir nefes aldim ve sirittim. Tam elimi beline koyacagim sirada konustu.

"O zaman keske Chunjiden hoslanmasaymisim."

Hayallerim yikildi ve Jieun onlari acimadan ezdi gecti. Tam da suanda. Nefes alamiyorum.

"Arkadas olarak kalalim. Iyi arkadaslar..."

***

Eunjung

"Uyaaann!" Tam kulagimin dibinde boguren abimi öldürmek istedigimi soylesem inanir misiniz? Evet mi? Tamam o zaman.

Yüzümü burusturarak basimi yastigimin altina soktum. Fakat suanda da ortumu cekistirmeye baslayan Jonghyunun pek de rahat verdigi soylenemezdi.

"Ne ne neeee?" Sinirden gozlerim dönmüş bir sekilde dogrulurken Jonghyun inadina sırıttı.

"Uyan artik canim kardesim, gec kaliyoruz." Yastigimi alip karnina savurdugunda geri cekildi.

"Uyumak istiyorum git basimdan"

"Gec kaliyoruz dedim."

"Nereye be nereye?" Kollarini iki yana acip basini odamin tavanina dikti.

"Jejuya." Derin bir nefes aldim.

"Farkinda misin bilmem ama saat daha sekiz. Ustelik ne yapicaz biz jejuda."

"Gezecegiz." Alayla sırıttım.

"Hadi ya." Kollarini onunde capraz bagladi.

"Guzel bir hafta sonu gezizi. Iki gun bir gece. Herkes hazirlandi Eunjung hanim, geliyor musun gelmiyor musun?"

"Herkes derken?"

"Jihyun, Chunji falan." Yine mi Chunji ya?

"Chunjiyle Jihyunu aynı ortamda bulundurmaktan zevk mi aliyorsun sen?" Basini iki yana salladi.

"Aslinda bu tatil planinda siz yoktunuz canim, Chunji Jihyunu davet etmis. Ben de Jihyun belki sıkılır diye seni goturuyorum. Hic ihtimal vermesem de." Nasil ya, Chunji Jihyunu mu davet etmis? Jihyun da kabul mu etmis? Noluyo lan? Jejuya vardigimizda yapilacak bir numarali is; Jihyun guzel bir sorguya cekmek.

Yatakta dizlerimin üzerinde dogruldum.

"Ben de birini cagirabilir miyim?"

"Olur da kimi?" Hadi oyunumuzu azicik hizlandiralim.

"Sevgilimi."

BÖLÜM SONU

Sen de beni bırakırsan...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin