'Sevgilin var mı?'
Betül okuduğu mesajla kaşlarını çattı. Bu da nesiydi şimdi? Kimdi bu kayıtlı olmayan numara ve kendisini tanıyor muydu? Ya da yanlışlıkla atılmış bir mesaj mıydı? Evet evet, kesinlikle öyle olmalıydı.
Derin bir nefes alıp yeniden bakışlarını Burak a çevirdi.
"Bilmiyorum, belki gelebilirim. Aslında şu sıralar ailevi bir kaç mesele var da." Burak itiraz istemeyen bir şekilde başını salladı.
"Betül, hiç şansını zorlama. Mükemmel bir kamp olacak diyorum sana. Aslı da yok zaten, bari sen gel. Melisler de çok heyecanlı."
"Melisler mi?" Betülün içi bir anda ürperirken bunun sebebi Melisten başkası değildi. Melis... bir zamanlarki yakın arkadaşlarından biri. Erkek arkadaşı Borayla bir ilişkisi olduğunu öğrendiğinde yavaş yavaş uzaklaştığı ve de Melisin de dahil kimsenin Betülün bu tavırlarını anlamamasına sebep olan Melis.
"Evet Melis. Hem bu arada aranızdaki buzları da erirtirsiniz ha?" Bu kesinlikle Betülün istediği birşey değildi. "Sahi ne geçti sizin aranızda?" Betül başını iki yana sallayarak oturduğu sandalyeden doğruldu.
"Neyse Burak ya. Bu meseleyi sonra konuşuruz. Kalkmam gerek benim." Ardından kafenin çıkışına doğru yürümeye başladı.
Elini kapının cam topuzuna uzattığında kotunun arka cebine sıkıştırdığı telefonu bir kere daha titredi.
'Umarım o lavuk sadece arkadaşındır.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen de beni bırakırsan...
Fiksi RemajaSınıfa girdiğimde hayatımda görüp görebileceğim en çirkef kızla karşılaştım. Elinde Changminin çantası 'burslular arka sıraya oturamaz' diye bağırıyordu. Onu durdurmaya çalışanlardan adının Eunjung olduğunu öğrendim. Bu ne yaa! Çalışmaya saygısı o...