Bölüm 12

262 29 12
                                    

Jonghyun

Tam en uygunsuz anda çalmaya başlayan telefonumu almak için elimi cebime attım. Ah şimdi fark edecek beni. Eunjung!

"Ne var başbelası?"

"Oppa neredesin sen? partide arıyorum her yerde seni ama bulamadım, mutfak tarafındayım ben gelsene buraya."

"Ay kızım bir sus ya, partide değilim ben!"

"Aaaa nerdesin ki?" Nerde miyim? Acaba? Benim ne işim var sinemada ya? Ya da Chunjinin ne işi var?

"Sonra anlatırım, hadi kapatıyorum." Tabi önce benim anlayabilmem gerek ortalıkta ne döndüğünü.

Kendimi belli etmemeye çalışarak Chunjiye biraz daha yaklaştım. Şüphelendiğim bir şeyler var ama hadi hayırlısı. Ama eğer öyleyse küfretcem valla, söyleyin geçin değil mi? Nedir yani bu gizli kapaklı işler? İlla takip ettirceniz kendinizi.

Pek sevgili kankacığım Jihyunun görüş açıma girmesiyle nefesimi verdim. Tamam güzel, eee? Ne zamandan beri? Ya da ne kadar ileri boyutta? Ya da madem böyle bir şey vardı Chunji neden Youngjae-Jihyun operasyonuna karşı çıkmadı? Bu soruların hepsi kafamda tepişirken hemen arkalarından sinema salonuna ilerledim. Görevlinin de olmamasını fırsat bilip hemen arkalarına yerleştim. Len şimdi bunlar film izler değil mi? Yani başka türlü şeyler için o kadar da yakınlaşmamışlardır. Ya daha geçen birbirlerini boğuyordu bunlar, ne ara oldular?

Sürekli bunları takip ederken bir ara filme gözlerimi çevirdim. Bu benim dün Jihyunu gönderdiğim film değil mi? Bak görüyor musun, yine benim sayemde. En azından Jihyun birkaç kez kahkaha attı, filmi izlerken gülümsedi ve Chunjinin kulağına bir şeyler fısıldadı.

Neden ihanete uğramış gibi hissediyorum ki? Ben zaten Jihyunun gülümseyebilmesini istemiştim. Youngjaeyle onu birleştirmeye çalıştım çünkü onu hala düşündüğünü sanmıştım. Ya da onsuz gülümseyemeyeceğini.

Sanırım sorun gülümsemesi değil. Sorun Chunjiyle gülümsemesi. Ben Chunjiyleyim çünkü istediğim şeyler var; yarım kalmış şeyler. İstediğimi aldığımda Chunji bana sırtını döndüğünde bu sefer ne olacak? Jihyun ne hissedecek? Sıkıntıyla başımı koltuğa dayadım. Dışarıya çıkmalıyım, en azından yolumdan sapmamak için bu durumu görmezden gelebilirim. Evet evet görmezsem daha kolay ilerlerim. Gidiyorum ben!

Tam koltuktan kalkacağım sırada biri mısır uzattı. Mısırı uzatan kişiye baktım.

Gikwang!!!

***

Eunjung

Jonghyunun da partide olmadığını öğrendiğimde büyük bir hüsrana uğradım. Daehyun parti sahibi, Jihyun zaten yok. Off ya! Vee parti kızı Eunjung ortada mal gibi kalır.

Sıkıntıyla iç çekip etrafta turlamaya başladım. Belki tanıdık birini görürüm umuduyla fakat gördüğüm kişiler ya tanımadığım sadece yüz olarak bildiğim kişiler ya da benden alt seviyede insanlardı. Daehyun çevresinde ne kadar insan varsa hepsini davet etmiş anlaşılan. her neyse işte dolaşmaya devam ederken zibidinin biri kız arkadaşının sahte yumruklarından kaçmak için bana tosladı ve ben de hemen önümde duran kişinin sırtına yapışıverdim. Hadiii! Hayır bu nasıl bir şanssızlıktır, ya da şöyle söyleyeyim Daehyun sen nasıl bir malsın ya? Ne işi var bu burslu çocuğun burada?

"Aaa ne haber aşkısı?" Iyk! Kuscam şimdi. Gözlerimi devirip ters yönde ilerlemeye başladım ve parti evinin çıkışına doğru yürüdüm. Hiç tadı yok bu mekanın ya, gidiyorum ben!

Evden çıkıp sessizliğe merhaba dediğim sıra omuzlarımda bir ağırlık hissettim. Gözlerimi devirip ona döndüm.

"Ne yapıyorsun, neden beni takip ediyorsun?"

Sen de beni bırakırsan...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin