Bölüm 13

234 27 9
                                    

Hehe yeni bolum geldiii :)) hikayemiz nasil gidiyor bakalim ;)

Jonghyun

Gikwangın uzattığı bardağı alıp ağzıma götürdüm.

“Anlat bakalım.” Sıcak kahve dudaklarımı kavururken kaşlarımı çatıp Kwanga baktım.

“Çok sıcak.” Kollarını göğsünde kavuşturup tam karşımdaki koltuğa kendini attı.

“Acele edip anlatsan. Birazdan Jieun gelir, onun yanında anlatmak istemezsin herhalde.” Alt dudağımı yalayıp elimdeki bardağı sehpaya bıraktım ve ben de kollarımı onun gibi bağlayıp arkama yaslandım.

“Anlatmak zorunda mıyım?” Derin bir nefes aldım. “Neden?” Dik dik bakmaya devam etti.

“Arkanı topluyorum diyelim o zaman.” Alayla sırıttı.

“Arkanı topluyorum derken?” Kollarımı yana salıp öne doğru eğildim.

“Diyorum ki Kwang, eğer işini doğru yapıp o listeyi almayı başarabilseydin ben de Chunjinin peşine düşmezdim.” Nefesini tıslayarak bıraktı.

“Neye ulaşabilirsin ki? Chunji her şeyi unuttu Jonghyun, listeyi nereye sakladığını unuttuğu gibi.” Derin bir nefes aldım.

“Ama hala o liste buralarda bir yerlerde, hala onun hayatında. Ve ben de onun hayatının bir parçası olarak o listeye ulaşabilirim. Haa evet, Chunji her şeyi unuttu; hala bu durum için kendini suçlamıyorsun değil mi?”

***

Jihyun

Gülümseyerek kendimi sırt üstü yatağıma bıraktım. Ahh çok güzeldi. Elimi kalbime doğru götürdüm. Bu çocuk bana bir şeyler yapıyor da hadi hayırlısı! Youngjaeden beri ilk defa bu kadar huzurlu hissediyorum ben.

Bu gece mükemmeldi. Film, yan yana oturmak, aynı mısırı paylaşmak ve… Ve gülümsemesi. Her gülümsediğinde içime dolan huzur tarif edilemezdi. Belki de onun diğer yüzünü de gördüğümden. Sinirli olduğundaki halini… O hali korkunç da olsa bu gülümsemeyi göreceksem sorun değil ya. Off!!! Ne saçmalıyorum şimdi ben?

Eunjunga bu durumu anlatsam kafayı yediğimi iddia eder ve benimle tüm muhabbetini keserdi. Ciddiyim, çünkü o kadar nefret ediyor Chunjiden. Çünkü o benim en yakının ve Chunjinin o yaptığı şeyi asla unutamayacak biliyorum.

Elimi kalbimden çekmeden diğer elimi çeneme doğru götürdüm. Chunjinin morarttığı yerin üzerinde elimi yavaşça gezdirdim. Kırılmam mı gerek, ya da içimin nefretle dolması? Ama bu durum kalbimin sadece daha hızlı atmasına sebep oluyor çünkü… çünkü orası aynı zamanda Chunjinin öptüğü yer. O balkonda, ilk defa birinin beni anladığını hissettiğim gecede aldığım öpücük. Belki de hiçbir anlam ifade etmeyen bir öpücüktü onun için. Belki de acıdığındandı ya da büyük ihtimal pişman olduğundan. Ama benim için… Uzun bir aradan sonra deliksiz bir uyku uyumama sebep olan öpücük. Beni öyle rahatlatmıştı işte.

Derin bir nefes alıp telefonumu elime aldım. Hayır ya ben bu geceyi birine anlatmazsan çatlarım. Söyleyeceği her şeyi göze alıp Eunjunga bir mesaj çektim.

‘Uyuyor musun?’ Birkaç saniye cevap gelmesini bekledim. Mesaj sesini duyduğumda nihayet diyerek mesajı açtım.

‘Sence ben sürtük müyüm?’

***

Gikwang

Jieun ve Youngjaeye ellerinde poşetlerle içeriye girdiklerinde Jonghyun yine eski haline geri dönmüştü. Yaniiii hangisi gerçek hali çözemedim daha. Ne bileyim eğer gerçekte tam da birkaç saniye önceki gibi içinde şeytani duygular besleyen acımasız biriyse, nasıl Jihyuna karşı bu derece iyi? Yani demek istediğim adamın kankası var adamın cadalozun teki de olsa canından çok sevdiği bir kardeşi var. Ve şuanda onlara karşı nasılsa bana karşı da Chunjiye karşı da Jieun ve Yougjaeye karşı da aynı olabiliyor. Ama bir yerde hepsi numaradan. Chunjiyle yakınlık kurması falan hep o liste için. Benim kim olduğumu ve ne haltlar yediğimi biliyor, hiç tereddüt etmedi birkaç dakika önce.

Yarım bıraktığım işi tamamlayacakmış öyle mi? Ben de aynısını yaptım. Chunjiyle yakınlaştım, hayatında büyük bir yer edindim. O çocuk kimseye söyleyemediği sırlarını bana açtı. Seohyun olayını, Changmin olayını. Ama ben o liste için arkamı döndüm ona. Listeyi bulamadıkça çıldırdım, her yeri talan ettim yok. Sonunda yakalandım tabi, hem de onun odasını karıştırırken. Sesini çıkarmadı, belki de neden yaptığımı anlamadı bilemiyorum. Nereden bilsin, en başından beri o listeyi istediğimi.

Sonra o kaza. Beni öyle görünce sustu ama bir yere kadar. Sonra da patladı tabi. Neden odasını karıştırdığımı sordu ben de zırvaladım bir şeyler. Bağırış çağrış. O ağaca tosladığımda başımı zorlukla yana çevirdim, bilmiyorum o an gözleri kapalı olmasaydı söylerdim belki. Pişmanım dostum, ben bilemedim; tehlikeli bir oyun oynadığımı. Eğer karşındaki sana kalbini açıyorsa sen de farkında olmadan açarsın. Ne kadar oyun oynadığını sansan da… gerçeği yaşarsın. Ben bunu o hastane odasında anladım. Ayağa kalkabildiğimde değneklerimi alıp Chunjinin odasına yaklaştığımda. Doktorunun annesine söylediklerini duyduğumda, hafıza kaybı. Kararsızdım karşısına çıkıp çıkmamak konusunda. Gözlerim onun odası ve kendi odam arasında gidip gelirken Myungsoonun sesini duydum.

“Uzak dur.” Önce birkaç saniye düşündüm. Ne yapmam gerektiğini değil, çünkü haklıydı uzak durmalıydım. Düşündüğüm şey onun neden burada olduğuydu ya da Chunjiyi nereden tanıdığı. Ben sadece bana söyleneni yaptım, babam benden ne istediyse onu. Ve Myungsoo babamızdan bir kez daha nefret etti, arkadaşını ondan ayırdığı için. Neden yeniden Chunjinin hayatına girmedi bilmiyorum. Neden karşısına geçip selam kardeşim diyemedi? Sadece kaçtı. Ondan uzak kalmak istedi, benim gibi. Belki de gerçeği bilirken, kardeşinin yediği haltı bilirken; Chunjini karşısına çıkmaya yüzü olmadığından.

Herkes dağılıp odasına kapandığında düşündüğüm şeyler işte bunlardı. Çok değil birkaç ay sonra yeniden çıktı Chunji karşıma. Bu defa daha farklı biri olarak. Onu daha fazla kandıramazdım ha? Hala kararsızım; hayatında olmalı mıyım olmamalı mıyım? Ya da arkadaşı? Ya hatırlarsa? Ve ben onunla arkadaş olmuş olursam? Asıl yıkıntı o zaman olmaz mı? Ona iki defa ihanet etmiş olmaz mıyım? Ama ben yapmasam da o ihaneti Jonghyun yapacak nasılsa. Şimdiden arkadaşlar ve… O listeyi bulduğunda o da satacak Chunjiyi. Buna izin vermeli miyim?

***

Chunji

Gikwangın bana verdiği topu havaya atıp kaptım. Bir kez daha, bir kez daha… Changmin odama daldığında yatağıma sırtüstü uzanmış hala o yumuşak topla uğraşıyordum. Gelip yatağımın kenarına oturdu ve dik dik yüzüme bakmaya başladı.

“Ne, suratımda bir şey mi var?” Başını iki yana salladı.

“Ne o zaman?” Derin bir nefes aldı.

“Birini seç! Biriyle baloya katılıp diğeriyle sinemalarda buluşamazsın.” Gözlerimi kısıp alayla nefesimi verdim.

“Nedenmiş? İstediğimi yaparım, hem zorla bir şey yaptığım yok ki. Bana karşı bir şeyler hissediyorlarsa benim de onlarla gezip tozmaya hakkım var.”

“İkisiyle de değil Chunji.”

“Evet ikisiyle de.” Odamdan çıktığında topu avucumun içine alıp sıktım.

Biliyorum böylesi onları kullanmak gibi. Ama ben ne hissettiğimi bilmiyorum ve emin olmak istiyorum. Neden Jieunu görünce kalbim sıkışıyor nefes almıyorum, neden Jihyunun yanındayken ellerim o kadar terliyor? Bunların cevabını bulmak zorundayım ben, yaptığım şerefsizlik gibi dursa da.

BÖLÜM SONU





Sen de beni bırakırsan...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin