Bölüm 31

158 15 5
                                    

Seohyun

Changmin bana dogru gelirken biraz fazlaca sirittim. Ah umarim cok aptal gozukmuyorumdur, böyle mal mal siritirken. Ah sacim başım nasil ya? Ya makyajim?

"Annem bugun yok da o yuzden biraz daginiklar, kusura bakmayin." Eliyle isaret ettigi yere baktim. Sanirim Chunjiyi isaret ediyordu ki ben Chunjinin orada olduğunu bile yenice farkediyordum. Yeniden Changmine donecegim sira Woori konustu.

"Yok sadece... himm...parti mi var?" Changmin elini ensesine dogru götürdü.

"Aslinda her zaman boyleler." Omuzlarini silkti. "Kucuk yaramaz kardeşler." Kardes derken ne demeye calistigini düşündüm. Kimmis kardes? Chunji gerinerek dogruldu ve kollarini acip esneyerek ayaga kalkarken tek gozunu acip beni gordu.

"Seohyun?" Ellerini indirdi ve bana dogru bir adim atti ve Changmine anlayamadigim tuhaf bakislar gonderdi.

"Woori ve Seohyun ders calismak icin geldiler. Katilmak ister misiniz?" Chunji basini iki yana sallayarak geriye bir adim atti ve bana ve Wooriye tebessum ederek konustu.

"Size iyi dersler hanımlar. Biz kacar." Chunji ve ne zamandir orada oldugunu bilmedigim Hera merdivenlere dogru yoneldiklerinde Changmin gülümseyerek bize dondu.

"Normalde cok gürültü yaparlar ama sanirim bu gece disari cikacaklar."

---

"Yanlis yerden uzatmissin. Bak suradan uzat. X, y, x... buradan aci 27." Sabahtan beri ugrastigim hatta bir ara -9 buldugum lanet acı cevabiyla bana goz kirparken gulumseyerek ellerimi birlestirdim. Tarif edilemez bir huzur icimi doldurmustu. Gun boyu ugrastigim soru Changmin tarafindan sadece otuz saniyede cozulurken Woori yavasca ayaga kalkti.

"Seohyun ne mutlu sana. Ben lavaboya gidiyorum." Woori odadan ciktiginda telefonuma uzanip saate baktım. Neredeyse iki saattir calisiyorduk ve zaman oldukca hizli gecmisti. Changminin kalemimi ellerimin arasindan cekmesiyle bir sure bakakaldim. Kalemi cozdugumuz soru uzerinde gezdirdi ve yuzunu kaldirarak gozlerime bakti.

"Surada -9 mu goruyorum ben?" Basimi gulumseyerek iki yana salladim.

"Hayir ya yanlis gormus olmalisin. Hani nerede?" Gulumseyerek onun gibi kitaba dogru egildigimde kaslarini catarak ve siritarak beni izledigini hissedebiliyordum.

Bakislarim onu buldugunda gulumseyerek basimi yana egdim. Oysa yanagini icini isirarak beni izlemeye devam ediyordu. Aramizda olan birkac santime ragmen ikimizde hareket etmiyor, sanki yakin olmamiz hic de tuhaf degilmis gibi oylece duruyorduk. Yuzunu incelemeye devam ederek farkettigim tuhaflikla kaslarim hafif catildi ve elimi Changminin kulagina dogru uzattim. Yuzunun aksine kulagi kipkirmiziydi. Soguk elim kulagina temas ettiginde sicaklik kulagindan elime dogru yayildi. Kaslarim biraz daha catilirken elimi alnina dayadim.

"Yaniyorsun." Rahatsiz olmuscasina geri cekildiginde elim oylece boslukta kalivermisti.

"Sanirim soguk almisim. Onemli bir sey degil." Biraz once elimin yetim gibi havada kalmasina aldirmadan yine uzanip avucumu yanagina bastirdim.

"Hastaneye gidelim." Basini iki yana sallarkem elini elimin uzerine koyup yanagina bastirdi.

"Ders calismaya devam edelim bence." Gozlerim gozlerini buldugunda yavasca gülümsedi.

"Fazla zamansiz ve fazla yersiz. Fakat daha fazla vakit kaybetmek istemiyorum ben. Seohyun... benimle cikar misin?" Ben daha nefes almaya bile vakit bulamazken odanin kapisi acildiginda hala Changminin yanagindaki elimi telasla cektim ve kapidan içeriye giren Wooriye aptalca sirittim.

"Bence sonra devam edelim, hadi kalkalim." Woori telasimi anlamlandiramazken Changmini yuzunun hafif bulutlandigini farketmistim. Woori cantalarla beraber odadan ciktiginda yavas adimlarla onun ardindan cikmaya niyetlenen Changminin koluna yapistim. Bir bana bir de yapistigim koluna bakarken bogazimi temizledim ve derin bir nefes aldim.

"Itiraf etmeliyim ki cok yersizdi ve bir anda gelen ve ne tepki verecegimi sasirtan bir teklifti. Normalde de bu isler boyle mi yurur bilmiyorum ama... zaman konusunda sana katilmiyorum." Kaslari yavasca kalkarken omuzlarimi silktim.

"Cok uzun bir zamandir bekledigim bir itirafti. Ya da itiraf demek yanlis olur, uzun zamandir hayalini kurdugum bir seydi." Yavasca gulumserken elini kolunun uzerindeki elime uzatti. Parmaklarim serbest kalirken kolunun yerini dolduran kemikli parmaklarla derin bir ic cektim.

"Bu evet demek degil mi?" Basimi salladim.

"Tabi ki evet. Cok hevesli gibi gozukuyor olabilirim ve dogru oyleyim. Aslinda-"

"Uc bucuk yildir."

"Ha?"

"Uc bucuk yildir senden hoslaniyorum. Emin ol senden daha hevesliyim. Ayrica... bu isin boyle yurumedigine eminim. Yani... fazla ayak ustu oldu ve... ahh kahratsin! Uc yildir surekli seni izleyecegime nasıl itiraf edecegimi kurgulasaydim bu kadar mal gozukmezdim." Basimi iki yana salladım.

"Mal gozukmuyorsun." Siritti.

"Woori birazdan nerede kaldiniz diye odaya damladigimda ikimizde oldukca mal gozukucez." Gulumseyerek başımi salladim.

"O zaman..."

"Cikiyoruz." Uzanip yanagina bir opucuk kondurdum ve kaslarimi catarak geri cekildim.

"Bari bir ates dusurucu at."

***

Eunjung

Myungsoo kolumdan tutup beni kendine dogru cektiginde gulumseyerek kucagina oturdum.

"Nasildi?" Gulumseyek dudaklarimi dudaklarina bastirdim.

"Annem sana bayildi." Kucuk cocuklar gibi sirittiginda uzanip yanagina sulu bir opucuk kondurdum ve kollarimi boynuna doladim.

"Ama ben senin hakkinda neden hicbir sey bilmiyormusum?" Yuzunu burusturdu.

"Ne gibi?"

"Ailen?"

"Sormadigindan." Omuz silktim.

"Sen de bana hic ailemi sormadin ama Jonghyunun abim oldugunu biliyordun. Ben Gikwangla kardes oldugunu ogrendigimde az daha kalp krizi geciriyordum." Gulumseyerek dudaklarini boynuma bastirdigimda sirttim.

"Birazdan icerye annem girerse gorursun." Aniden geri cekildi.

"Girer mi?" Basimi salladigimda beni hafifce iteledi.

"Kalk kucagimdan." Inatla kollarimi boynuna buraz daha sıkı doladim.

"Bana ne?" Sonunda pes edip kollarini yeniden belime doladiginda sirittim. Ne var? Sevgilime odami gosteriyorum, azicik kacamak yapabiliriz bence.

Derin bir nefes aldim.

"Gikwangin annesini gercekten cok seviyor olmalisin." Neden bu konuyu actigimi anlamaya calisirken basini salladi. "Cok ilginc. Onu gercekten sevmen ve ayni evde yasayabilmeniz. Hatta annenin de onu sevmesi. Ben nefret etmistim; babami o kadinla yakaladigimda. Hem o kadindan hem de babamdan." Burnun yavasca yanagima surttugunde gulumsedim. "Cok yardimci oluyorsun cidden." Siritarak omzunu silkti.

"Sadece o kadini dusunme." Buruk bir sekilde gulumsedim.

"Dusunmeden edemiyorum. O kadin annemin yardim ettigi biriydi. Universite bursu vedigi biriydi ve sık sık annem onu aksam yemeklerimize cagirirdi. Bu durum biraz-" Dudaklarini sertce dudaklarima bastirdiginda yavasca gozlerimi kapadim. Opusune karsilik vermeye basladigimda alt dudagimi disleyerek kendine dogru cekti.

"Yaa, adam gibi op." Basini iki yana sallayarak geri cekildi.

"Annene ihanet edemem." Dudaklarimi buzerek kollarimi onumde bagladim.

"Iyi." Siritarak yanagima küçük bir opucuk kondurup geri cekildi.

"Bundan sonra ben de sevmiyorum. "

"Ne?"

"Ben de sevmiyorum; burslulari." Tislayarak gulumsedim ve dudaklarina yoneldigim sira yine geri cekildi.

"Annen asagida." Siritarak alnimi yanagina dayadim.

"Off tamam."

BÖLÜM SONU

Sen de beni bırakırsan...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin