Bölüm 32

149 14 3
                                    

Hera

Muzik artik basimi agritirken ardima bakip Chunjiyi gormeye calistim. Daha demin masamizdaydi. Ne ara yok oldugunu anlamadan elimdeki bardagi kafama dikleyip masamiza dogru yurudum. Kendinden gecmis danseden toplulugun arasindan siyrilip masaya ulastigimda Chunjiye bir guzel sovdum. Aptal cocuk! Cantamizi ona emanet ediyoruz goz kulak ol diye, bizimki ortalikta yok. Cantayi da atmis ortaya... Ay aman, hic cekemicem. Elinde tepsiyle gelen garsona el edip masaya birseyler getirmesini soyledim ve sirtimi arkaya yaslayip basima masaj yapmaya basladim. Ne guzel dansedip her turlu stresimi atarken bu lanet agri da nereden cikti ya?

Gozlerim yari acik yari kapaliyken masaya birinin oturdugunu farkettim. Hemen karsima oturmustu. Eh abimizle bara geliyoruz, abi kayboluyor. Ee ne olur? Masaya gelen geçen ugrar tabi. Gozlerimi zorlukla aralayip karsimda Jonghyunu gordugumde zorlukla yutkundum. Jonghyun. Hani su iki gunluk Jeju tatilinde bana bir oyun teklif eden ve aramin su sizmadigi Jonghyun ve ayni zamanda Hyunun uyarisindan sonra bugün yuzune bakmadigim hep gormezlikten geldigim Jonghyun.

"Jonghyun?" O da benim gibi sirtini arkaya dayamis, elleri cebinde oylece oturuyordu.

"Chunji aramisti." Basimi salladim. Ne yapmaya calisiyor bu cocuk, Hyunun ne dedigini o da duydu halbuki. Bizim ayni ortamda bulunmamiz bile yasak.

"Neden gec geldin o zaman?" Hayir sana ne? Merak mi ettin? Hı?

"Yemekte misafirimiz vardı." Tam gozlerimin icine baktiginda gozlerimi kacirip alnimi ovmaya devam ettim.

Yerinden kalktiginda tam da gittigi icin sevinirken o bana biraz daha yaklasip yanima oturdu ve alnima dayadigim bilegimden tutarak basimi dizlerine dogru cekti.

"Ya birak!" Saniyeler icinde Jonghyunun dizlerinde yatiyordum. Kaslarimi catarak gozlerini gormeye çalıştım. O ise parmaklarini alnima dayamis coktan alnimi ovalamaya baslamisti. Derin bir nefes aldim.

"Neden bunu yapıyorsun?"

"Karsimda hareket edip durman sinirimi bozuyor." Dudaklarimi buzup yuzunu gormemek icin gozlerimi kapadim. Gormek istemedigimden degil tabi, gormemem gerektiginden.

"Cevabin bu yani?" Yavasca gozlerimi araladim.

"Hı?"

"Istemezsen devam etmeyiz demistim ve sen... Ah her neyse, Jeju da benimle ilgilendigini sanmistim." Ilgilenmistim, hala da ilgileniyorum ama...

"Sana oyle gelmis." Basini salladi.

"Her neyse. Chunji nerede?"

"Bilmiyorum masaya geldigimde gitmisti, gelir birazdan." Tek eliyle alnimi ovalamaya devam ederken tek eliyle telefonunu cikardi ve telefonu kulagina dayayip beklemeye basladi.

***

Chunji

Az ileride dans eden Herayi izlerken adamin biriyle goz goze geldim. Kirli sakalli otuzlarinda biri gibiydi. Gozlerimi kacirdim fakat birkac saniye sonra yeniden ona dondugumde hala bana baktigini gordum. Haydaa! Kim lan bu dangalak? Sinirle ickimi basima dikledim ve Herayi izlemeye geri döndüm.

Telefonuma gelen mesaj yine dikkatimi dagittiginda homurdanarak telefonumu çıkardım. Mesaj kayitli olmayan bir numaradandi.

'Hala calisiyor musun?' Ne? Calismak derken? Numarayi geri aramaya karar verdigimde yanlis oldugunu dusunerek telefonumu yeniden cebime yerlestirdim.

Buraya eglenmeye geldim ben. Ee neden eglenemiyordum o zaman? Rahatsiz eden birseyler var gibiydi, huzursuzdum. Ic cekerek yerimden kalktim ve teras lavabo gibi birsey bulmak umuduyla yurumeye basladim. Kendini kaybedip umursamazca dansedip bana carpip duran insanlarin arasindan gecerken basimin dondugunu hissediyordum. Hayir sadece dondugunu degil, bulandigini ve birkac goruntunun gozumun onunden gecip gittigini.

Bar tezgahina ulastigimda coktan soguk terler dokmeye baslamistim. Barmene sert birseyler vermesini soyleyip sirtimi bar tezgahina dayadim ve basimi ellerimin arasina aldim. Aklim almiyor, ben...

Omzumda hissettigim elle basimi kaldirdim. Bu o adamdi, kirli sakalli olan.

"Kimsini-" Basima dayanilmaz bir agri girdiginde adamin elini zorlukla ittirip yere çöktüm.

"Chunji? Sen osun degil mi?" Zorlukla basimi kaldirip adamin yuzune gozlerimi kisarak baktim.

"Beni ...taniyor musun?"

"Beni hatirlamiyor musun?" Ben... hatirlamiyor muyum? Bu adami... hatirlamiyor- Hatirliyorum. Bu adamdan ben sey almistim, sey- Uyusturucu.

Yuzumu burusturarak adama dondum.

"Hatirliyorum." Adam sirittiginda usten sola dogru dorduncu disinin olmadigini gordum. Bu dis bir kavgada dustu degil mi? Benimle olan bir kavgada... Alnimi ellerimin arasina alip hatirlamaya calistim. O disin dustugunu ani.

"Hala calisip calismadigini sormustum. Telefon numarami silmis miydin?" Hap almaya çalışıyordum sanirim. Sonrasinda aksilik mi cikardi? Hayir hayir. Hapi aldim ben. Sonrasinda bana bakan iki cift goz gordum. Benim hap aldigimi goren ve bize dogru harekete gecmis iki cift goz... Dirsegimle arkadasimi durterken aklimda olan tek birsey vardi sanirim; bu oyundan nasil cikacagiz falan miydi ki? Myungsoo suan karsimda duran adamin cenesine yumrugunu gomdugunde beynimde bir anda simsekler cakmisti ve siritarak bir kac saniyeligine Myungsooya bakmistim. Tamam bu adami tanimamazliktan gelebilirdik. 'Hey kocum sen bize zorla hap mi satiyorsun' ayaklarina yatabilirdik. Ayaklarim harekete gecerken elimdeki haplardan birazini adamin yuzune firlatip kalanini cebime sikistirip kosmaya basladim. Myungsoo nereye kosarsa ben de oraya... Ben...ne hatirliyorum boyle?

Basimi ellerimin arasindan cikarip yavasca ayaga kalktim ve cevap bekleyen adama zorlukla dondum.

"Hayir, hayir calismiyorum." Barmenin getirdigi sari renkli ne oldunu bilmedigim ickiyi basima diktikten sonra artik nerede oldugunu bildigim lavaboya dogru sarsak adimlarla ilerlemeye basladim. Iceriye girdigimde tek tek kabinleri kontrol etmeye ve iceriye goz atmaya basladim. Birinci kapi, ikinci kapi, ucuncu... Ellerimi kabin duvarlarina dayayarak ucuncu kapidan iceriye girdim ve klozete, hayir klozet deligine bakmaya basladim. Gordugum sey tek tek dusen haplar ve tozlardi. Yine bir gun o iki insan yarmasindan hap aldigim sira Myungsoo kapi onunde geleni gideni kontrol ederken ben... tum haplari bu klozete atmistim. Ben... Uzanip sifonu cektigimde o hap ve tozlarin nasil yok oldugunu hayal ettim. Ben... ben uyusturucuyu birakali cok oldu. Lisemin baslarindaydim o siralar. Bir hastahaneye yatirilmistim ve babam... babam hergun elinde farkli bir seyle gelirdi. Bazen sadece abur cubur. Bazen kitap bazen... bazen oyun Dvdsi, beraber oynamak icin. Ama ben onunla hic oynamadim çünkü... O zamanlar sevilmeyen çocuk oldugumu ve hep ikinci planda oldugumu düşündürürdu bana. Changminden cok farkliydim onun icin, bunu hissederdim. Cenemden bir damla yas aktigini farkettigimde yavasca klozetin yanina çöktüm.

Myungsooyla gecen sene tanismistim, bir yili gecti sanirim. Hap kullanmiyordum ama Myungsoo yine ben boyle bir bardayken yanima gelip onunla calisip calisamayacagimi sormustu. Onun icin ideal yardimciymisim; hap satanlari tanimam gerekliymis ve eski kullanici oldugumdan tanidik bir sima olmaliymisim. Yapmamiz gerekn is basitti. Sadece ornek toplayacaktik. Kullanici gibi gidip hap alacaktim o kadar. Gerisi Myungsoodaydi. O hap hangi laboratuara gidecekse artik o halledecekti. Ama adama da dedigim gibi ben artik calismiyorum... bir kac dakika oncesine kadar hatirlamiyordum bile.

BÖLÜM SONU

Sen de beni bırakırsan...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin