Bölüm 50- FINAL

271 15 2
                                    

Heyyoo! Iste finalimiz. Uzun bir hikayenin daha sonuna geldiikk. Yeni hikayelerde bulusmak dilegiyle... Kendinize iyi bakin canlarim. Opucuklendinizz :***

Bir hafta sonra

Jonghyun

Yesil bahce ortasindaki buyuk eve baktim ve telefonumu elime arayip o lanet numarayi tusladim. Ikinci calistan sonra acildi.

"Neden aradin, bir gelisme mi var?"

"Vazgectim."

"Ne sacmaliyorsun sen? Ne vazgecmesi?"

"Duydun iste, vazgectim. Chunjiyi de o lanet listeyi de unut. Sana hicbir sey de borclu degilim. Bitti, sana calismiyorum." Histerik bir kahkaha atti.

"Kwang gibi sen de mi beni yari yolda birakiyorsun? Ne oldu, Chunji bir kere daha mi hafizasini kaybetti." Cevap vermek yerine sirittim.

"Ben diyecegimi dedim patron. Uluslararasi ariyorum, kapat. Su yakmiyor bu!" Telefonu kapattigimda derin bir nefes alip eve dogru bir adim attim. Yesil bahceyi asip zile bastigimda kapi genc bir bayan acti.

"Herayla gorusmek.. ahh!.. i want..." ingilizce birseyler geveledigimde kadin kapidan cekilip bana yol verdi.

---

Hera gozleri televizyonda koltugun kenarina dirsegini, dirsegine de basini dayamis zap yapiyordu. Yanina gidip koltuga oturdum, hatta oturmakla kalmayip uzandim ve basimi Heranin dizlerine koydum.

"Ben geldim." Zap yapmaya devam etti.

"Neden?"

"Ozledim."

"Neden?" Elimi uzatip basimin uzerindeki kumanda tutan kolunu indirdim. Basini egip gozlerime baktiginda yutkundum.

"Cunku biliyorum."

"Neyi?"

"Kalbimin neden boyle davrandigini?" Gozlerini kirpistirdi.

"Nasil ve neden?" Gulumsedim ve dirseklerimden destek alip basimi yuzune yaklastirdim. Kendini geri cekmediginde sirittim ve dudaklarimi dudaklarina surttum.

"Boyle." Derin bir nefes aldiginda gozlerimi kapadim ve nefesini icime cektim.

"N-neden?" Dudaklarina kucuk bir opucuk kondurdum.

"Asigim."Dudaklarini dudaklarima bastirdigimda sirittim ve kendimi ona birakip beni opmesine izin verdim ve... Dirseklerim beni dayamaz duruma geldiginde basim yeniden kucagina dustu. Ikimizde bu durumla kahkahalara bogulurken yumusak elini yanagimda gezdirdi.

"Ben de ozledim."

***

Myungsoo

"Beni buraya neden cagirdin anlamadim ki?" Askilardan elbise bakan Eunjunga kaslarimi catarak baktim.

"Mezuniyete elbise bakacagiz canim ve sen de bana fikrini soyleyeceksin."

"Daha mezuniyete bir ay var."

"Ama ben Park Eunjungum." Basimi salladim. Evet ben bunu nasil unuturum, o Park Eunjung. Suse puse bu kadar kafa yoracagina ders calissaydi buyuk ihtimalle seneye en guzel universitede olurdu. Ama evet, buyuk ihtimalle ozel bir okula gidecek.

Ic cekerek vitrinin onundeki elbiseye dogru yurudum ve yanina gittigimde Eunjunga seslendim.

"Bence bunu giy." Siritti.

"Mezuniyete elbise bakiyoruz, babannemin cenazesine degil askim." Kizacaktim ama askimdan sonra vazgectim.

Eline aldigi askilarla kabine ilerlediginde ben de onu takip ettim ve kabin onunde beklemeye basladim. Bes dakika sonra-

Sen de beni bırakırsan...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin