Yok artık. Sadece soyadı benzerliği. Sadece bir tesadüf. Kuruntu yapıyorum kesinlikle. Ama ya varsa ? Ya... Saçmalıyorum. Kesinlikle saçmalıyorum.
"Karakaş dedin değil mi ?"
"Evet." Yok artık. Ben gerçekten çok kuruntuya gidiyordum.
"Memnun oldum. Mısra ben de. Gel benimle, eve girelim." Dediğimde başıyla onayladı ve eve girdik. Hasan kızı gördüğünde sırıtmaya başladı.
"Ooo gitmemişsin." Hasan'a susması için işaret yaptığımda göz devirip sustu ve koltuğa yayıldı. Ömer de merdivenlerden indiğinde önce beni görüp gülümsedi sonra kızı fark etti. Kaş göz hareketiyle bana kim olduğunu sormaya çalıştığında omuz silktim.
"Günaydın herkese. Erkencisiniz." Deyip koltuklardan birine geçti. Ben de Simya'yla oturdum.
"Ben kahvaltı hazırlayayım size." Deyip kalktım ve mutfağa girdim.
Karakaş... Duru Karakaş... Soyisimleri benziyor diye ne kadar da kuruntu yapıyordum. Kesin annemin gizliden peydahladığı üvey kardeşim. Gülüyorum kendime. Ne kadar gerizekalıyım.
Ben tavayı çıkarırken Ömer öptü yanağımdan. "Günaydın."
"Günaydın."
"Bu içerideki kızı dün Hasan getirdi eve. Kim olduğunu biliyor musun ?" Dedi Ömer tezgaha yaslanıp.
"Simya Karakaş diye tanıttı kendini. Bilmiyorum fazlasını."
"Karakaş ?" Ömer'in gözlerine baktım. O da böyle bir düşünceye varmıştı. Demek ki olabilme ihtimali vardı.
"Yok artık kuzum. Saçmalıyorsun." Deyip göz devirdim.
"Yani bence de saçmalıyorum." Dediğinde başımla onayladım. Bir süre sonra bakışlarımı Ömer'e çevirdiğimde göz göze geldik.
Beni izliyordu şapşik !
"Ne bakıyorsun ya ?" Dedim gözledimi kaçırıp.
"Bilmem. Öyle dalmışım güzelliğine." Dediğinde kıpkırmızı olduğumu hissettim. Bu adam tüm dengelerimi bozuyordu.
Ben de tabi ortamdaki sessizliği bozmak istedim.
"Bundan sonra ben tren olurum, sen de öküz gibi bakarsın." Deyip kahkaha attım.
Sessizliği bozma şeklim muazzam evet biliyorum alkışa gerek yok.
Ömer'in de güldüğünü duydum. Dediğime değil de, saçmalamış olmama gülüyordu büyük ihtimalle. Haklıydı yani. Ben olsam ben de gülerdim.
"Bugün ne yapsak. İkimiz bir yerlere mi gitsek ?" Dediğinde bu fikir bana çok cazip geldi.
"Diğerleri ?"
"Uydururuz bir şeyler. O kadar aydan sonra kavuşmuşuz, biraz baş başa kalalım."
"Tamam." Deyip gülümsedim. O da gülümsedi. Onun gülüşündeki ışık, bin tane güneşe bedeldi.
***
Ömer kolunu omzuma atmıştı sahil kenarında yürüyorduk.
"Sen ne kadar büyümüşsün şu birkaç ayda." Dedim kolunun altındaki kaybolurken.
"Yani, olgunlaşmış olabilirim."
"Yani bir değişik olmuşsun. Önceden sakallarını alırdın hep. Şimdi kirli sakal bırakıyorsun. Gözlüklerin yoktu. Saçlarını yana atıyorsun artık, önceden kısa olduğu için atamazdın."
"Sen beni mi süzüyorsun ikide bir ?" Dediğinde koluna vurdum.
"Benim işim gücüm yok seni mi süzeceğim ? Allah Allah. Triplere bak. Brad Pitt sanki." Deyip göz devirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşımız Bir Kız
Teen Fiction1 kız ve 4 erkek aynı evde yaşamak zorunda kalırlarsa neler olur ? Küçüklükten beri kanka olan Hasan, Cihan, Ömer ve Sina. Ailesi terk ettiği için evsiz kalan Mısra. Eğleceli, komik ve romantik olan bu hikayeyi okumaya ne dersiniz ? **** Evet, Mısra...