4G'nin Dönüşü • Nihal

7.1K 472 68
                                    


***

Ömer •

Hala şoktaydım. Nihal'in bana karşı hisleri... İnanamıyordum. Hiçbir zaman anlamamıştım. Ama nasıl olurdu ? O benim arkadaşımdı ve ben onu hep o anlamda sevdim ve öyle sevmeye de devam edeceğim sonsuza kadar.

Ama onun bana olan hisleri... Anlamdıramıyordum. O buluştuğumuz gün de o yüzden aptal diye yüzüme bağırıp gitmişti. Bana hisleri vardı çünkü. Tabi ya ! Ne kadar aptaldım !

Ama ne yapacağımı bilmiyordum ki. Ona umut da vermek istemiyordum çünkü kalbim doluydu benim zaten. Mısra ile doluydu. Öyle doluydu ki onunla içim, başka kimseye yer yoktu.

Mısra'nın kalbini kırmıştım. Ama benim Nihal'le buluşmamı çok yanlış anlamıştı. Nihal benim çocukluk arkadaşımdı. Yanlış anlaması şok saçmaydı.

Kabul ben de çok saçma davranmıştım. Ara verelim dediğime bin pişman olmuştum. Mahvolmuştum. Özür dileyecektim o yüzden konuşmak istedim. Ama meydanda onu öyle gülüp eğlenirken görünce...

Hani ben orada mahvolurken, duvarları yumruklarken onun dans edebilecek kadar mutlu olması... Koydu hani. O yüzden çıkışmıştım.

Her şey sarpa sarıyordu ve ben Mısra ile olan ilişkimi iyice mahvediyordum. Aptal Ömer ! Onun kalbine ulaşmak için bu kadar çırpınmışken, acı çekmişken, şimdi niye kırıyorsun o kalbi ? Boktan sebepler yüzünden niye tartışıyorduk ? O kadar zorluğa göğüs germişken, o kadar okyanus aşmışken, küçük bir derede boğulmamalıydık.

Aptaldım ben. Koca bir aptal. Mısra'nın hiçbir hatası yoktu. Tüm hata bendeydi biliyorum. Ve bunu telafi edecektim. Çünkü Mısra benim hayatımın en aydınlık tarafı. En huzur verici, en değerli tarafı. Onu kaybetmektense ölürüm daha iyi.

Ama önce halletmem gereken bir şey vardı. Eğer halletmezsem bu bizi daha çok yıpratacaktı. Eve girdiğimde kimse yoktu. Sina ve Hasan büyük ihtimalle dargınlardı bana o çıkışım yüzünden. Cihan'ın nerede olduğunu bilmiyordum.

Cihan•

Ömer: Kardeşim konuşmamız lazım.
Ömer: Müsait misin ?
Cihan: Müsaitim kardeşim. Eve geleyim mi yoksa başka bir yerde mi konuşuruz.
Ömer: Yok. Sen şu her zamanki parka gel.
Cihan: Tamam.

Gerginlikten elimin içi terlemişti. Bu konuyu onunla nasıl konuşacaktım bir fikrim yoktu. Çok kırılacaktı, çok hem de. Ama konuşmak zorundaydım. Çünkü başka türlü olmazdı. Şu sıralar tüm değer verdiğim insanların kalbini kırmakta üstüme yoktu.

Binadan çıkıp parka doğru ilerlerken nasıl bir konuşma yapacağımı düşünüyordum. Onu kırmamalıydım. Onun içindeki duyguları kırmamalıydım.

Parka geldiğimde Cihan'ın orada olduğunu gördüm. Banka yanına oturdum.

"Eve gelecektim zaten oğlum. Ne gerek vardı parka. Ergen sevgililer gibi." Gülümsedim. "Lan bana mı halleniyorsun sen ?" Omzuna vurdum.

"Hee sana halleniyorum Cihan. Evlensene benimle." Gülerek göz devirdim. "Seninle bir şey konuşmam lazım kardeşim. Bu konuşma seni çok kıracak biliyorum. Şimdiden özür dilerim." Ayağa kalktım. Aşırı gergin ve rahatsızdım.

"Cihan bak... Bizim Mısra ile bir ilişkimiz var. Ve hani sen de on-"

"Ömer." Dedi Cihan ayağa kalkıp. "Endişelenme kardeşim. Mısra'nın kalbinin sende olduğunu biliyorum. Evet bu beni kırıyor, karşılıksız bir şeylerin olması kalbimde... Ne bileyim. Acıtıyor anlıyor musun ? Bana ondan vazgeç diyemezsin. Ben onu çok seviyorum. Çok, çok hem de. Ama biliyorum ki bunun bir karşılığı yok. Endişelenme kardeşim. Mısra'nın kafasını asla karıştırmayacağım ve bu duyguyu kalbimin en derinliklerine gömeceğim. Söz veriyorum. Sen onu güzel sev, onun yüzü gülsün başka bir şey istemiyorum."

Ev Arkadaşımız Bir KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin