CİHAN
Anneme ve babama sarılıp özlem giderdikten sonra içeri geçip oturmuştuk. Ve ben niye geldiklerini sormuştum. Babam da başladı açıklamaya.
"Biliyorsun oğlum, her ne kadar şirketimiz Kıbrıs'ta olsa da, İstanbul'la da bir bağlantımız oluştu. Çok ünlü bir firma ile ortak olduk. Ve bunu kutlamak amacıyla bir kutlama düzenlediler. Onlar Kıbrıs'a gelemeyecekleri için, ve ürünlerimizi kullanan kişilerin çoğu İstanbul'da olduğu için, İstanbul'da yapacağız bu kutlamayı. Gençler..." dedi babam bizim oğlanlara dönerken. "Sizlerin de ailelerinizin haberi var. Okulunuzdan da izin aldım."
"Yalnız bir dakika bir dakika. Baba... Burası İzmir." Dediğimde bizimkiler katıla katıla güldü.
"Cihan. İnan bilmiyordum oğlum." Deyip cıkcıkladı babam. "Biliyorum. Sizleri de alıp İstanbul'a geçmek için geldim. Yarın sabah 7'de uçağımız var. Şimdiden hazırlansanız iyi olabilir."
Bizim 3 dana koşarak odalarına gittiler. Geriye tek Mısra kaldı.
"Mısra... Kızım." Dedi annem. "Sen de geliyorsun değil mi ?"
"Yani katılmak isterim... Tabi siz de ister-"
"Biz senin ailen sayılırız. Tabii isteriz. Bu arada devet için elbise seçmeyi unutmayın." Dedi annem şevkatle. Mısra'nın zaten ailesi yok muydu ? Neyse.
Mısra ile ben de ayaklanıp odalarımıza girdik. Arkadaşımın düğününde giymek için aldığım ama düğün iptal olduğu için giyemediğim ve ondan sonra da bir daha hiç giymediğim siyah takımımı aldım. Beyaz gömlek, siyah ceket, siyah kravat, siyah pantolon. Klasik.
Acaba Mısra ne giyecekti ? Her ne giyerse giysin, peri kızı gibi olacağına hiç şüphem yoktu. O zaten bir peri kızıydı. Süslü elbiselere gerek yoktu.
Ben ne saçmalıyordum ? Ve kalbim neden bu kadar hızlı ? Annemlerin gelme şokunu atlatamadığım için, evet.
***
Evden çıkış, havaalanı, uçak, havaalanı derken otele gelmiştik. Ve saat 9'du. Davet de yarın geceydi. Evet çok çabuk ve ani bir şekilde oldu bu davet işi ama olsun. Anlık şeyleri severim.
Zaten anlık şeyler daha güzel olmuyor mu ? Mısra'nın aniden bizim eve gelmesi gibi mesela.
Ben konuyu Mısra'ya nasıl bağladım ? Beni Mısra'ya çeken o güçlü çekim kuvveti neydi ? Aşk mı ? Hoşlanma mı ? Sevgi mi ? Arkadaşlık mı ?
Bunu ben de bilemiyorum.
HASAN
Bu davette en mutlu olduğum şey, kesinlikle okuldan kurtulmamızdı. Gerçekten o ortamdan nefret ediyorum ! Kendini bir şey sanıp, öğrencileri aşağılayan gereksiz hocalar felan, hiç bana göre değil.
Benim ilgi alanım kızlar ! Evet kesinlikle kızlar.
Şimdi diyeceksin neden Mısra'ya fazla çapkınlık yapmıyorsun diye. Çünkü o kız değişik. Birkaç kez çapkınlık yaptım ama takmadı bile beni. Tuhaf yani. Dıştan sosyetik, makyajlı, topuklu ayakkabılı, bakımlı dursa da, özünde bizim gibi. Tabi arada beni gıcık ediyor. Ve bozuyor beni. Hem de fena !
Tarık amca bana odamı gösterdi. İçeri girip valizimi bir kenara bıraktım. Acayip yorgundum. Yatağı yatmam ve yere düşmem bir oldu.
Pike canlandı !
"ANNEEEE !" Diye bağırdım korkuyla. Bu-Bu bir hayalet !
Birden pike aşağı düştü. Karşımda mavi saçlı ve mavi gözlü, güzel fizikli, burnunda ve kaşında piercing olan oldukça güzel bir kız duruyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşımız Bir Kız
Genç Kurgu1 kız ve 4 erkek aynı evde yaşamak zorunda kalırlarsa neler olur ? Küçüklükten beri kanka olan Hasan, Cihan, Ömer ve Sina. Ailesi terk ettiği için evsiz kalan Mısra. Eğleceli, komik ve romantik olan bu hikayeyi okumaya ne dersiniz ? **** Evet, Mısra...