-İstediğin Her Şeyi Vereceğim-

80.5K 2.6K 606
                                    


Cesurun elleri ateşe değmiş gibi belimde gevşeyip bedenimi terk ettiğinde, anlamsızca bir darbe yemişcesine kasıldım. Bedenimde bıraktığı sahipsizliği hissettim ve sıktığım dişlerimin arasından kurtarabildiğim bir gülümsemeyle elimi havada sallayıp mırıldandım.

"Unut gitsin, bu gece söylediğim her şeyi sarhoşluğuma ver."

Çünkü ben öyle yapacağım.

Arkamı döndüğümde kolumu tutmasıyla onu geri savurup adeta patladım. "Daha fazla dokunma bana!"

İçime sığmayan bir öfke damarlarımdaki kanı kaynatıyor ve dilimde akıtmaya can attığım zehir birikiyordu. Tırnaklarımı göğüs kafesime saplayıp etimi kemiklerinden sıyırasım vardı. Kalbimi avucuma alıp azarlamak istiyordum, aptalca şeyler hissettiği için.

"Lavinya..."

"Defol."

Onu ittim. Yürümek istediğimde yan taraftan birinin bana omuz geçirmesiyle sendelerken o kişinin yürüyüp gitmeye yeltenmesiyle yakasını tutup kendime yaklaştırdım. "Özür dile."

Kız beni itmeye çalıştı. "Çekil be şuradan!"

"Hemen özür dile."

"Çek elini üstümden."

"Dilemiyor musun?"

Aşağılarcasına süzüp güldüğünde bir küfrü yedirdim ve kafamı tam estetik güzeli burnuna indirdim. Çığlığı güçlü bir şekilde saçıldı. İçimdeki volkan sonunda birinin üstüne taşmıştı. Saçlarım yüzüme savrulurken kız burnunu tutarak arkasındakilerin kollarına çullandı ve kanı gördüğünde ağlamaya başladı. Parmağımı ona salladım. "Bundan sonra yürürken önüne bakacaksın sürtük!"

Kızdan tüm hıncımı almaya kendimi adamışken hazırlıksız yakalandığım biri beni sertçe geri itti. "Ne yaptığını sanıyorsun kızım sen?"

Uzun boylu adam burnu kanayan kızı gösterip bana bağırdı. "Kime vurduğunu biliyor musun seni gerizekalı!"

Ona çenemi kaldırıp diklendim. "Sen de bir tane yemek istemiyorsan kapa çeneni, sırık."

"Bana bak." Kolumu tutup muhtemelen benim için havaya kalkan elini yakalayan Cesur bana hafifçe eğildi. "Müsaade edersin değil mi, bu yumruğu atmak için ısrarlıyım." Beni yana ittiği an, yumruğunu sırığa indirmişti.

Adamın yere düşerken kopardığı haykırışa aldırış etmeden bir paçavra gibi tuttuğu tişörtünden kaldırıp ikinciyi ağzına geçirmesi kadehlerin olduğu masaya düşüp devirmesine neden oldu. Adam, tepesinde azrail'in ölümcül kılıcı gibi dimdik duran Cesura yenilmiş vaziyette yerde yatarken iki tane iri yarı güvenlik yanlarına yaklaştı. Olaya müdahele edecekleri sırada, Cerrahoğlunun istediğinde akıllara durgunluk veren o bakışıyla sadece kargaşanın bitmesini beklediler.

Kılımı bile kıpırdatmadım. Koltukları dolduran kalabalık can havliyle yerinden fırlayıp geri çekildiğinde güvenlikler yardımcı olmuştu. Müzik hâlâ devam ediyor, dans sürüyordu. Küçük bir topluluk dışında ayyaş kesimin pek umurunda sayılmazdık.

Cesur ağzı burnu kan içinde kalan yerdeki sırığa ellerini dizlerine yaslayarak eğildi. "Ben buradan çıkana kadar oradan sakın kalkayım deme. Yoksa geri gelir seni kazığa oturturum." Adam parmağını acı içinde burnuna sürüp başıyla hemen onayladı.

Canını riske atmak istemezdi elbette.

Tüm bunlar olurken oradan çıkmak için ilerlemeye başlamıştım. Gözüme fazladan parlak görünen ışıkları kurşunlama isteğimle topuklularımla cebelleşirken, atlattığım tökezlemelerle neredeyse bir on beş dakikama mâl olmuştu. Başımın şiddetli dönüşleri kusma isteğimi tetiklese de sürekli yutkunuyor ve burnumu sıkıyordum ki üstümü batırmayayım.

S O N B A K İ R EHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin