-Başkası-

47K 1.6K 983
                                    


🎵
James Arthur~İmpossible

Lewis Capaldi~Someone you loved
Haroinfather~Forever

AÇELYA...

Neredeyse bir hayalet gibi süzülerek okul kapısındaki insanları aştım.

Dikkat çekmemekte ustalaşmış sade adımlarımla yarı karanlık koridorda yürümeye başladığımda bastığım yer haricinde heybetli dikkatsizliğimi inşa ederek bakan körü oynuyordum.

"Günaydın şirine."

Omzuma hafifçe dokunup cevap vermememi umursamayan Bestegül kitaplarını kolunda sıkıştırıp yanımdan geçip giderken dümdüz yürümeye devam ettim. Günlük rutin döngüyü yaşıyordum.

"Günaydın sarı."

Sevimlice gülümseyerek köşeyi dönen Edime de karşılık vermedim.

"Günaydın bebek!"

Ve yanağımdan makas alan sıra arkadaşım Cenk.

Allak bullak bir psikolojide nefes alan bir zombiydim bugün. Zorlu bir dün öğleden sonrası geçirmişken gecemi sabaha katmış asla uyuyamamıştım düşünmekten.

Hayatımın gittiği yön belliydi.

Savruluyordum.

Kuru bir yaprak gibi dökülüp rüzgarın ihtişamına kapılarak bir ayakkabı tabanının altında kalmadan sanki şans eseri yaşıyordum. Halime gülmekten ağlayacak sonra nasılsa yaşlar aktı diye hıçkırmaya başlayacak bir umutsuzluk içindeydim.

Okul koridorunda attığım adımlarım farkettiğim his yoğunluğundan dolayı sekteye uğrasa da devam ettim.

Adeta Mecnunun Leylasına dönmüştüm.

Yörüngemden göz göre göre çıkıyor ve aksi için çabalamaya çalışmakla kalıyordum. İstediğim hayat bu olamazdı, bana saldıran bir adamın sırf bir şey hissettim diye peşine takılmak üzereydim.

Sırf bir şey hissettim diye...

Ona istemeden kalbim ısınıyordu.

Evet, yaşadığım travmanın üstünü örtmeye çalışan bir yanım vardı. Biliyorum kabul edilemez bir olayı içten içe yumuşatmaya çalışıp aşkın gözü kördür deyimine sığınıyor ve bunun tekrarlanmayacağını umuyordum.

Aptalım.

'Aptalsın Açelya!'

Sanki Lavinin sitemkar ve koruma içgüdüsüyle sık sık söylediği kelimeleri ilk kez kendi iç sesimden darbe gibi beynime indiğinde dişlerimi sıktım.

Ummak güvenmekle aynı şey değildi.

Hep yarı yolda bırakır diyen tarafımın doğruculuğuna istemsizce gönül veren mantığım ise yorgundu. Babama hayal kırıklığını yaşatmak istemiyordum, geleceğime bir şeyleri umarak bakmak istemiyordum.

Net olmayan hiç kimseyi hayatıma dahil etmek istemiyordum.

Gecemi heba ettiğim ve sonunda kendim için en iyi olan kararı aldığım halde pek mutlu değildim ama halledecektim.

Sergeni ne pahasına olursa olsun hayatımdan çıkarıyordum.

Unutabilirim...

Bugün ne olursa olsun Lavı görmeye gidecektim. Hayatımda olması gereken tek insan oydu, kaybedemezdim. Benimle kavga da etse, Cesuru sevmesem de artık uzak kalmak ikinci annemi kaybetmek gibi gelmişti bana. Sancılıydı.

S O N B A K İ R EHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin