Biliyor musunuz Metres Hanım, insanlar sizin için söylediklerinde haklılar.Toplum sizi bir böcek kadar değersiz görüyor.
Çünkü siz insanların ailesine acıdan başka bir şey vermiyorsunuz.Biraz önce aşığınızın söylediği ''Hilal'in ne zamandır çalışmıyordun'' cümlesini düşünün.O çocuğun tüm duyguları ile oynuyorsunuz.Hayallerini, çocukluğunu elinden alıyorsunuz.Kendi doğmamış çocuğunuz için bunu düşündünüz ama o çocuk için hiç düşünmüyorsunuz.Hilal'in yada diğer çocuklarının nasıl zor durumda kalacağı umurunuz da bile değil.İki tane genç babasından söz etmeye utanıyordur.İleride bir yuva kurmaya kalkıktıkların da sevdikleri insanlara ne diyecekler? ''Aslında babamız annemle yaşamıyor, onun metresi var.Onun ile birilkte kalıyor''.. bunu söylemek , açıklamak bir genç için ne kadar zor.Siz bunları hiç düşündünüz mü?Şimdi Hilal'in hayatı sizin sayenizde kurtulmuş gibi davranıp, insanların vicdanına oynamaya çalışıyorsunuz.Size bu konuda herkes minnet duysun istiyorsunuz.
Enişte bey size oynanan oyundan haberiniz var mı?Babam ve Metres'in arasında bir dönem bir yakınlaşma olduğunu, hatta o zamanlar birbirlerini arzuladıklarını biliyor musunuz?Farkında mısınız bilmiyorum ama bu kadın sizi de aldatmış.Eeee hayat işte yaşattığını yaşamadan insan ölmezmiş.Şimdi aldatılmanın nasıl bir duygu olduğunu belki idraak edersiniz.
Mertes: Hüseyin, Birçe'yi götürür müsün?Sabrımı zorluyor.Kalbini kırmak istemiyorum.
Siz hala kendinizi haklı çıkartmaya çalışıyorsunuz.Baba bu reezil insan ile beni karşılaştırdığına inanamıyorum.Bu rezillik mi sana göre bir aşk hikayesi.Ben bu rezilliği anlatarak mı sınıf geçeceğim?
Hüseyin: Birçe yeter artık yürü gidiyoruz.Kendinden büyüklere saygılı davranman gerekiyor.Ayrıca sen benden yardım istedin, bin tane dil dökerek anlatması için ikna ettik ama sen anlamadan dinlemeden yargılıyorsun.Sana kimseyi dinlemeden hüküm verme demiştim.Annen gibi dinlemeden önyargılı davranıyorsun.
Baba farkında mısın bilmiyorum ama sürekli Metres' i koruyorsun.Sana göre kendi ailenin , akrabalarının ne düşündüğü önemli değil.Kuzenlerinin neler yaşadığı, teyzenin neler hissettiği umurunda değil.
Hüseyin: Yeter!Haddi aştın.Doğru odana gidiyorsun ve ben izin vermeden çıkmıyorsun.Arabana da el koyuyorum.Bundan sonra okula ben bırakacağım ve gelip alana kadar kütüphanede ders çalışacaksın.
Bana ceza mı veriyorsun?Bunu asla unutma!Bunu sana soracağım gün elbet gelecek.
Hüseyin: Karşında arkadaşın yok.Benim ile doğru konuş.Şimdi odana git.
Odama gittiğim de sinirden yastığa vurmaya başladım.Yuva yıkan bir kadın için bana ceza vermiş olması ve o kadını koruması sinirlerimi bozmuştu.
Bir müddet sonra evden gelen tartışma sesleri ile odamda dikkat kesildim ve annemi dinlemeye başladım.Kübra: O kadın dan yardım istenmeyecek demiştim.Neden yine ona gittin?Teyzen hiç umurunda değil mi?Neler yaşadı, nasıl üzüldü ne çabuk unuttun.?Sen nasıl bir adamsın ki gidip ikisine de hesap soracağına o kadın ile muhattap oluyorsun.
Hüseyin: Kübra, ben teyzemin neler yaşadığını unutmadım.Senin unuttuğun teyzemin de onlar kadar suçlu olduğu.Eniştem geri evine döndüğün de kapısını açamadığını da biliyorum.Teyzemin evin kilitlerini değiştirdiğini, tüm eşyalarını kapının önüne koyduğunu da biliyorum.Öncesin de eve geldiğin de teyzemin sürekli laf soktuğunu hatta çaydanlık ile üzerine yürüdüğünü, kocasını yakmaya çalıştığını da biliyorum.Eniştem her şeye susarak yaklaştıkça, teyzemin çok daha fazla üstüne gittiğini, hatta geceleri karısı olarak ondan uzaklaştığını da biliyorum.Teyzemin her defasın da '' sevgiline git, o seni rahatlatsın'' dediğini de biliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
METRES
General FictionHayatınızın çalındığını hiç düşündünüz mü? Sizin olması gereken hayatı başkaları yaşadı mı? Peki aşk?Aşkınız için neleri göze alırdınız, mesela gururunuz dan vaz geçermisiniz? Bir aşk hikayesi yazacaksınız.Bu yazdığınız hikaye sizin bu okuldan geçme...