METRES 13

2.7K 64 6
                                    

Metres ' in söylediklerinden sonra ne demek istediğini anlamamış olsam da susmayı tercih ettim.Saat gece yarısını geçtiğinden, Metres' in de yorgun olması sebebi ile yatmaya karar verdik.Ata söylediği gibi benim ile birlikte uyuyacaktı.Bu düşünce beni hem germiş, hemde mutlu etmişti.Metres yattığı yerden zorluk ile doğrulmaya çalıştı ama başarılı olamadı.

Metres: Çocuklar saat çok geç oldu.Hadi siz gidip yatın.Bende birazdan yatmaya gideceğim.

Ata: Yardım ister misiniz?Yada bu gece burada yatın.Yerinizden kalkmayın.İstediğiniz bir şey var mı?

Metres: Aslında burada yatmak sanırım en mantıklı olan.Bana bir sürahide su ve bardak getirmenizi istiyorum.Bir de şu paketi,tableti,telefonu ve şarj aletimi yanıma getirebilir misiniz?

Tabi hemen getiriyorum.Yalnız dinlenmeniz sizin için daha iyi olur.

Metres: Sağol Birçe dinleneceğim ama tedbirli olayım.İyi ki buradasanız.İnsan böyle hasta olduğu zamanlar da yanında birini arıyor.Bazen koskoca evde tek başına sadece duvarları izliyorsun.Kulağına gelen tek ses kendi sesin oluyor.

Eşiniz pek evde kalmıyor sanırım.Metres hanım yalnış anlamayın.ama şeyy..Yani sırf merakımdan soruyorum.Çocuklarınız nerede?Yani yanınızda olmadığına göre ayrı yaşıyorlar sanırım.

Sorduğum soru ile bir süre sessiz kaldı.Sonra gözlerinden süzülen yaşı hızla sildi.

Metres: Benim çocuğum yok.

Sizi üzmek istemedim.Afedersiniz densizlik ettim.

Metres: Yok sorun değil.Hadi gidip uyuyun.Birçe korkma!Diğer elemanların hepsi sağlam adamlar.Farkındayım çok korktun ve kameradan izledin.Bir şey olmadı.Bana bir şey yapamadı.

Tamam Metres hanım, siz iyi olduğunuza emin misniz?

Metres: İyiyim Birçe, sen beni merak etme.Kendim başımın çaresine bakabilirim.Hadi iyi geceler.

İyi geceler diledikten sonra yukarı odaya çıktım.Üzerimi değiştirip Ata'nın yanına gitmek iin oda dan çıktım.Ata'nın odası koridorun karşısında benim odamın biraz çaprazındaydı.Bizim odalarımızın biraz daha ilerisin de hafif sola dönüldüğün de bir oda daha vardı ve bu odanın bulunduğu yere hiç  geçmemiştim.Aslında bu evi tam anlamı ile hiç gezmemiştim.Metres bu gün yukarı çıkamayacağı için bu güzel bir fırsat olabilirdi.

Hemen Ata'nın kapısına hafife vurdum.Kapıyı açtığında gülümseyerek ona baktım.

Ata: Ne oldu?Sen böyle baktığına göre kesin benim itiraz edeceğim bir düşüncen var.

Bu ev çok esrarengiz değil mi?Evi hiç tam anlamı ile gezmedik.Bu gün Metres aşağıda uyuyacak ve bu bizim için büyük bir şans.

Ata:Saçmalama Birçe evimi karıştıracağız?

Hayır evi karıştırmayacağız.Sadece dolaşacağız.Hadi benim ile gel.Hızlıca bakıp sonra gelip uyuruz.

Ata'nın elinden tutup ilk odanın kapısını açtık.Beyaz mobilyalara uyum sağlayan tatlı gri tonlarında duvar boyası, zeminde gri beyaz karışımı şık bir halı, duvarda renk karşımlarından oluşan bir tablo vardı.Odanın banyosu yine kendisi gibi gri ağarlıklıydı.Diğer odanın önüne geldiğimiz de yavaşça kapıyı açtık.Oda ya girdiğim de küçük bir şok yaşadım diyebilirim.Odanın bir duvarında binlerce fotoğraf yapıştırılmış,bu duvarda yer kalmadığı için diğer duvara başlanmıştı.Duvarlar dışında odanın için nerede ise boştu.Yerlerde minderler, bir köşede ayaklı yer masası, sağa sola bırakılmış bir kaç fotoğraf albümü.Bir kaç tane roman, dergi tarzında şeyler vardı.Fotoğraflardan bir kaç tanesini incelerken Ata kolumdan tutup beni yanına çekti.

METRESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin