(8) "Ölü düşler"

11.1K 1.5K 980
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.






Ö K F
🔲🔲🔲




İçerisi tahmin ettiğim gibi eski eşyalarla dizayn edilmişti. Mutfak ve oturma odası olarak ikiye ayrılmış bu gecekondu hüzünlendirmişti beni nedense. Ne bileyim, bir yerlerde bir adaletsizlik seziyordum ve bu kalbimi acıtıyordu.

Mutfakta demir bir tabağın içine doğranmış küflü ekmekler suyla ıslatılmıştı. Anladığım kadarıyla teyze onu yiyordu ve Batı'nın bahsettiği şey de buydu. Gözlerim dolu dolu tabağı izlerken beğenmediğim yemekler için kendimi suçladım. Sadece kendimi düşünerek yaşadığım onca yıldan sonra Batı bana bir şekilde bıçak darbesi gibi geliyordu. Beklemediğim herhangi bir anda, pat diye, kaldırım kenarında biten karahindiba gibi yükseliyordu. Batı özellikleri ile her zaman şaşırtıyor ve her şekilde gizli bir hayranlık beslememe neden oluyordu.

Yaşlı gözlerimi düzenlemek adına iki kere kırpıştırıp teyzenin bana gösterdiği yere oturdum. Bir resim asılıydı en eskisinden. Teyzenin gençliği ve eşi olduğunu düşündüğüm kişi vardı sanırım.
Oturduğum yerde etrafı incelerken teyze bir bardak su ile geri geldi.

"Şu an evde su ve ekmekten başka bir şey yok kızım kusura bakma. Batı'nın verdiği para ile bir şeyler alıp geleyim sen bekle beni."

Hızla ayağa kalktım.

"Hayır teyzem, aç değilim ve istediğim bir şey de yok. Susadım sadece ve suyunu içmek bana çok iyi gelecek."

Yüzündeki samimi gülüşle karşımdaki sedire otururken kambur belini düzeltmeye çalışıyordu. Elimdeki bardağa bakıp akmak için pınarlarını zorlayan gözlerime sinirlendim.
Ağlamamalıydım. Ona acıdığımı sanarak kalbi kırılabilirdi. Batı'yı örnek almalıydım. Ona normal bir insan gibi davranmıştı hatta sinirlenmişti bile. Onu güçlü hissettirmişti. Yaşaması gerektiğini, herkesin yaşadığını, yaşamak için bir nedeni olduğunu göstermişti.

"Batı neyiniz oluyor?"

Teyze bana bakarken suyumdan bir yudum aldım.

"Hiçbir şeyim olmuyor," dedi.
"Ama ciğerim o benim."

Anlamak için kaşlarımı kaldırdım.

"Batı yetim ve öksüz kızım. Kimsesi yok. Uzun süredir tanıyorum. Yetimhaneden sonra bu mahalleye taşındılar."

Ağzımdaki su zehir oldu sanki. Gerçi onun gibi ruhu yaralı birinin ailesinin olabileceğini düşünmemiştim. Genelde böyle oluyordu. Hastalardan yalnız olanlar ya da intihara meyilli psikolojisi bozuk olanlar kendine zarar verme eğilimi içinde oluyorlardı.

ÖLÜMÜN KORKAK FEDAİSİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin