"Böyle çok günler geçti. Hep yanımdaymışsın gibi. Sesini duyuyormuşum gibi. Kokunla uyuyormuşum gibi. Yokluğunu ezbere bilip de, varlığınla hemhal oluyormuşum gibi."Ö K F
🔲🔲🔲Gece bitmemişti henüz bizim için. Harabe gönüllerin yıkık umutları arasında zihnimiz bulanıkça bulanıyordu. Mazinin tozlu ve kirli hisleri ele geçirse de mahrem anlarda aslında değişim de fısıltısını bahşediyordu yavaştan.
En azından ben öyle hissediyordum. Hızla olan bir şey değildi bu değişim. Zira Batı ve ailesi uzun süredir bu girdabın içinde boğuluyorlardı ve birkaç gün içinde değişmelerini beklemiyordum elbette ama en azından başlamasını umuyordum. Çünkü değişimin yavaş gerçekleşmesinden çok daha kötü olan bir şey varsa o da hiç başlamamasıdır. Bünyeleri bunu kabul etmeyecek olursa işte o zaman en kötüsü olurdu.
Yan yana yürürken ikimizden de çıt çıkmıyordu. Montunu kollarına almış benimle birlikte yağan karın omuzlarına düşmesine izin verirken, elleri kızarmıştı. Gerçekten üşümese de bedeni tepki gösteriyordu. Yine de montunu giymemeyi tercih etti.
Aslında onunla konuşmak istiyordum. Açsın kendini, içini döksün istiyordum. Mesela odasına gürmeme rağmen net bir tepki alamamıştım. Ne zamana kadar sürecekti bu durum? Banu için tedavi düşünmüş müydü? Çalıştığı yerler nerelerdi ve hayali. Hala öğretmen olmak istiyor muydu?
Taze karın üstüne attığımız adımlar, gecenin huzur veren sessizliğinde hoş bir çıtırtı oluşturuyordu. Eskiden beri karı sevmişimdir. Kulu seviyorum aslında. Üşüdüğümde tüm bedenimi hissetmek bana iyi geliyor. Yaşadığımı hissediyorum sanki. Tüm hücrelerime işleyen o soğuk bana hala hayatta olduğumu bildiriyor gibi.
Göz altından ona baktım. Başı yerde düşünceli bir şekilde yürüyordu. Ne düşünüyordu acaba? Ve benimle birlikte yürümek ona tuhaf gelmiyor muydu? Bu bana hafiften alıştığının kanıtı mıydı yoksa? O böyle sessiz durunca ona her şeyin geçeceğini ve düzeleceğini söylemek geliyordu içimden. Başka türlü bu masum halini nasıl düzeltebilirim diye bir fikir düşünsem de gelmiyordu aklıma. Etrafa gülücük saçan biri de değildi ki, espiri yapsam. Hüzünlü bakışları, düşünceli ifadeleri ve bakanda hayranlık hissi uyandıran bir siması vardı.
Yine de yalnızdı.
Ailesi içinde yalnızdı. En baştan beri yalnızdı. Kimseye zarar vermeyen bir yalnızdı ama. Zevk için kimseyi kıracak türde olmadığı gibi içinde bulunduğu buhran onu vahşileştirmekten ziyade yalnızlaşırmış ve kendine dönen bir zarara dönüşmüştü.
"Eskiden kar yerdim."
Nereden gelmişti bu bilgi aklıma bilmiyorum ama bir şekilde onun dikkatini çekmek istiyordum. Bunun içinde aklıma gelen en tuhaf şeyi söylemek istemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMÜN KORKAK FEDAİSİ
Ficção AdolescentePsikolog olan Hande kendine zarar veren bir genç ile tanışır. Psikolojik sorunları olan genç, Hande'yi çok etkiler. Hande, Türkiye'nin dört bir yanından gelen psikologları bünyesinde barındıran özel bir kurumda çalışmaktadır. Kurum, günümüz hastalı...