(29) "Hayalet avcısı"

9K 1.3K 1K
                                    







Ö K F
🔲🔲🔲


Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız. 🤍

İnstagram hakugu

İş yerime yarım saat önce gelmenin keyfiyle etrafta gezinirken stajyer psikologlardan birinden kahve istemiştim. Şimdi bunları söyleyince kulağa pek hoş gelmiyordu ama ben de zamanında çok kahve yapmıştım. Ve onlar büyüyünce onlara da yapacaklardı. Biz de pek büyük sayılmazdık ama bu sene başı itibari ile stajyerlik dönemimiz bitmişti en azından. Semih ile birlikte...

Stajyerin uzattığı bardağı tutarken aklıma gelen Semih tüm dengemi sarsmıştı. Geçmişimde uzun bir süre o vardı. Aklıma gelen herhangi bir anıda ondan ayrılmak mümkün olmuyordu ki. Şimdi de aynısı olmuştu işte.

Elimdeki kahveyi dökmemeye çalışarak koridorda yürürken bir şeyden kurtulmanın ve o şeyi unutmanın aslında ne kadar zor olduğunu düşündüm. Meğer insanoğlu...

Karşımda duran kişi aniden durup yüzümde yayılan gülümsemeye engel olamazken onun bana el sallayışını izledim. Hemen sonra kahve olmayan elimle ben de el salladığımda bana doğru gelmeye başladı.

"Erkencisiniz Psikolog Hanım."

"Can."

Ona böyle hitap edince fazla samimi olmuştu ama yokluğunu gerçekten bayağı bir hissetmiştim.

"Görünen o ki özlenmişim."

İnkar edemeyecektim. İnsan kafa dengi birini bulunca hem alışıyor hem de yokluğunu hissediyordu.

Onunla görüşmek için ofisime davet etsem de kabul etmedi. Zaten ben de Semih'le aynı ortamda bulunmamak için ısrar etmedim ve seans odasını teklif ettim.

Birlikte odaya girdiğimizde Can için de bir kahve istedim ve birlikte oturduk karşı karşıya.

"E sabah sabah hangi rüzgar attı seni buraya? Bugün seansın da yok."

Ellerini pantolonun ceplerinden çıkarmadan oturmuştu.

Gülümseyerek "Seni görmek istedim sadece," dedi.

Yüzümü buruşturup bir çocuk gibi naz yaptım. Tek amacı bu olmasa da hoş bir açıklamaydı.

En az benim kadar onun da boş vakti yoktu ama kibarlığı da elden bırakmıyordu.

"Ee anlat bakalım bu üç hafta boyunca neler yaptın?"

Sorusu ile omuzlarımı silkeledim.

"Sadece," dedim, "Batı ile yakından ilgilendin," diye tamamladı.

İkimiz de manalı cümlesine aynı anda gülerken "Ben de yakından ilgilendim," dedi.

Bu sözü gülüşümü yarıda kesip ne demek istediğini anlamak adına beklememe neden olmuştu. O neden Batı'yı araştırıyordu ki?

"Eşimi ziyaret ettikten sonra onunla ilgili araştırmaya başladım. Sonra bil bakalım ne buldum?"

Dudaklarımda kalan son tebessüm de yok olduğunda ne bulduğunu merak ediyordum.

"Banu Özkul."

Söylediği isimle kaşlarım yukarı kalktığında nasıl bulduğunu düşünüyordum.

"Eşimle aynı kadere sahip olan kadın değil mi?"

ÖLÜMÜN KORKAK FEDAİSİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin