Ö K F
🔲🔲🔲
"Gece kelebekleri gündüz kelebeklerine benzemez. Onlar karanlığa aşık, gün ışığından uzak ve siyaha meftundurlar."Ö K F
🔲🔲🔲Suskun köleler gibi sessizce gelip geçti yanımdan. Tek bir kıpırtı bile yapamadan öylece geçmesini izledim. Yanlış bir şey yapmasam da sanki ihanet hissi ile dolmuştu yüreğim. Sebebi meçhul tuhaf hislerdendi işte ama olabildiğine rahatsız ediciydi. Ve sessizlik her zaman daha çok ses getiriyordu.
Yavaşça ayrıldık Semih'le. Onun minnet dolu bakışlarına karşılık bir tebessüm yaydım dudaklarıma. Bakışları yüzümde gezinirken daha fazla devam etmek istemedim.
"Pekala ben artık gireyim."
Hazır bulunmuşluk hali ile beni salıverirken güle güle demelerine gülümsedim ve binaya doğru yürümeye başladım. Üşüyordum sanki. Havanın soğukluğuna bakmadan içten gelen bir titreme sarıyordu tüm bedenimi. Batı'ya doğru yaklaştığım için miydi ki? Başka ne olabilirdi?
Binanın kapısından geçmeden hemen önce son kez Semih'e baktım. Sokak lambasının aydınlatıcı ışıkları altında durup gülümseyerek bana el sallıyordu. Artık gitmesi için başımla işaret verdim ve son kez el sallayarak binaya girdim. Kapıyı kapattığımda eski küf ve beton kokusu almıştı burnum. Bu kokuya kısa sürede öyle çok alışmıştım ki. Batı'yı andırıyordu. Yine de tuhaf bir şekilde hoşuma gidiyordu.
Karanlık olan binanın ışığını aramak adına elimi duvarda gezdirdim. Soğuk duvarın pütürlü dokusu parmaklarımın altında gelip geçerken düğmeye yaklaştığımı hissediyordum.
Biraz daha yürüdükten sonra irkilerek durdum. Parmaklarım yine benim gibi düğmeyi arayan birkaç parmağa dokumuştu zira. Korku ile elimi geri çektiğinde o bastı düğmeye ve aydınlandı bina.
Karşı karşıya geldiğimizde aramızda çok da bir yer olmadığının farkına vardım. Geri adım atarak ona baktım. Siyah montunun fermuarını çekiyordu ve içinde çalıştığı yerin kıyafeti vardı. Gece mesaisi başlayacaktı sanırım. Fermuarı tamamen çektikten sonra yeniden hareketlendi ve kapıya doğru yürümeye başladı.
Onun öylece geçmesini istemiyordum ama ne diyebilirdim ki? Konuşmayı ve irtibatta kalmayı seven biri değildi. Dahası acelesi var gibiydi. Yine de bir şeyler söylemek istiyorum. Biraz önceki sahne sebebi ile benden uzaklaşmasını istemiyorum. Bir şey düşün Hande. Düşün.
"A şey!"
Hızla arkamı döndüm, elini dış kapının koluna götürmüştü. Durdu. Ve ne diyeceğimi bekledi bir süre. Sonra sadece başını benden tarafa çevirerek baktı. Bakışlarında bir ifade yoktu ama sanki soğumuştu ışıkları. Ilık bir his veren o etkisi yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMÜN KORKAK FEDAİSİ
Genç KurguPsikolog olan Hande kendine zarar veren bir genç ile tanışır. Psikolojik sorunları olan genç, Hande'yi çok etkiler. Hande, Türkiye'nin dört bir yanından gelen psikologları bünyesinde barındıran özel bir kurumda çalışmaktadır. Kurum, günümüz hastalı...