M P G
🔲🔲🔲Derler ki; hiçbir ses kaybolmaz.
Yaşanıp bitti sanılan onca yaşam, söyledim gitti diye düşünülen nice naralar, fısıltı ile gizlice iletilen sırlar, kimse duymadı diye algılanan kehanetler ve daha binbir türlüsü. *Hilkat garibesiymiş gibi bu alemi sadece kendi için sanan insanoğlu herhangi bir sesin yitip gittiğini ve sonsuza dek yok olduğunu sanır ama öyle değildir. Hepsi uzayın derinliklerinde bir yerde depolanır. Kimi en yıldızlısından bir manzara bulur kendine, kimiyse kara deliklerle cebelleşir.
Ve yine denir ki; uzaya gönderilen sesin ritmi adedince yer verilir.
Hal böyle olunca kimsenin duymadığı sanılan her bir kelime, aşkla edilen onca nara, esefle çiziktirilen satırların sesle buluştuğu anlar dahil hepsi, hepsi kaydedilir. Günümüz ses kaydedicileri halt etmiş sayılır uzayın yanında. Orası bir hurdacı gibidir. İçinde nice virane anılar yaşar. Hani bazısı da tazeciktir, keşfedilmeyi bekler umutsuzca.
Sonra. Çok sonra. Çok ama çok sonra. Şayet bir gün ulaşılması mümkün olursa ya da ulaşılmak istenirse hepsi açığa çıkar. Tüm o sesler bir bir insanlığa hediye ya da birer azap olarak salıverilir.
Sevgiyle söylenmiş nameler, acıyla haykırılan feryatlar, özlemle kavrulan ritimler ve daha nicesi. Sanki özenle asılmış çamaşırlara takılan çeşit çeşit mandallar gibi kendini sergiler insanlığa. Uzayın renkli mandallarıdır onlar. Görünmez ama zamanı gelince en derinden işitilir.
Bu *darb-ı mesel insana çok huzur veriyor ancak öte yandan da çok korkutuyor.
Kaybettiğimiz sevdiklerimizin yankılarına ulaşabilecek olmak, özlemle kavrulan yürekler için büyük bir nimet gibi hissettirse de hemen sonrasında onca katliam, haset ve nefretin keskin sancılı çığlıkları da geliyor insanın aklına. Bir adım geri atıyor sonra.
"Duymasam daha iyi," diyor kendi kendine. "Onca feryadı işitmektense, hiç ulaşmamak daha iyi."
Dünya yaratıldıktan bu yana kim bilir hangi sesler kaydedilmiştir uzayda. Bir zenci çocuk çığlık attı belki de, çünkü az önce yeterince kahve toplamadığı için el ve ayağı kesildi. Ondan hemen sonra üç Filistinli genç sessizce idam edildi. Sessizce dedim ama uzaya çıktı onların da sessiz çığlıkları, kaydedildi adil bir şekilde.
Şimdilerde kulağıma doluyor böyle çığlıklar. Kimisi özenle ritim tutturulmuş, kimiyse ciğerimi söküp attıracak kadar közlü.
Kulak verin siz de. Çok iyi dinleyince çok uzakta olsa da işitiliyor tüm bu geçmişin tozlu defterleri.
Çok isteyince insan, kulaklara doluyor tüm kayıtlı sesler. Bir filmi yeniden izletircesine. Bir kitabı en başından okuturcasına ve bir hayatı tekrar tekrar yaşatırcasına...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMÜN KORKAK FEDAİSİ
Novela JuvenilPsikolog olan Hande kendine zarar veren bir genç ile tanışır. Psikolojik sorunları olan genç, Hande'yi çok etkiler. Hande, Türkiye'nin dört bir yanından gelen psikologları bünyesinde barındıran özel bir kurumda çalışmaktadır. Kurum, günümüz hastalı...