(19) "Dönme dolap"

10.8K 1.3K 781
                                    

İnstagram hakugu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




İnstagram hakugu

"Dönme dolap gibiydi hayatlarımız.
Döndükçe tepetaklak olduk.
Döndükçe ters gitti her şey.
Döndükçe yitirdik düze çıkma umutlarımızı."



Ö K F
🔲🔲🔲



Nefes nefese koşmaya devam ederken, önden giden Batı'nın bu kadar hızlı koşmasına şaşırıyordum. Sakin duruşuna nispetle oldukça atikti. Ona yetişmekte çok zorlanıyordum. Düzenli nefes alış verişlerim sayesinde arayı çok açmamıştım ama bu kesinlikle onun hızlı koştuğunu geri plana atamıyordu. Beyaz spor ayakkabısı, siyah dar paça pantolonu, siyah sweati ve her attığı adımla sağa sola savrulan saçları...

Baksam da göremiyordum sanki. Kendi attığım adımıma dikkat etmekten ona dikkat kesilemiyordum. Nereye gideceğini biliyor olsam da nedensiz bir kaybetme hissi vardı. Bu hisle birkaç saniyede bir ona bakıyordum.

Döndüğümüz sokaklar, girdiğimiz yollar, geçtiğimiz binalar...
Rüzgar gibi geçti dedikleri bu olsa gerekti. Aklımda bulunsun eğer Batı'dan bir şekilde kaçacak olursam onun beni mutlaka yakalayacağını unutmamam gerekiyordu. Bu çocukla koşu yarışına girilmezdi kesinlikle.

Göğsüm nefes alışımı zorlayıp acı bir şekilde beni rahatsız edince "Ah!" diye inledim. Ayaklarım yavaşlayınca ona bile bakamadan durdum ve eğilerek derin nefesler almaya başladım. Ağzımdan, burnumdan her yerden nefes alıyordum sanki. Hayatımda daha bu şekle girdiğimi hatırlamıyorum. Fiziksel hareketlerden hoşlanmadığım için koşu gibi olan aktiviteler bana bir hayli yabancıydı. Hele ki bu çocuk! Ah!

Aldığım nefes tüm damarlarımdan geçerken yakıyordu sanki bedenimi. Gözlerimi kapatıp derin nefesler almaya devam ettim. Bedenim eğik bir şekilde olduğu için yüzüm yere bakıyordu ve kaldırımın taşlarından başkasını göremiyordum. Bir süre öylece nefes almaya devam ettim.

"Eğer daha önce koşmuş olsaydın böyle idmansız kalmazdın! O çoktan gitmiştir bile! Bunca yaşın boyunca sadece oturdun!"

Kendi kendime kızarken Batı'nın çoktan gittiğini düşünüyordum. O hızla giden birinin zaten arkasındakileri görme ihtimali neredeyse sıfırdı.

Nefesim yavaşça düzene girince doğruldum. Gözlerim boş yola bakınca hayal kırıklığı ile güldüm.

"Ne bekliyordun ki? Tabii ki de koştu gitti."

Elimle krem trençkotumu sertçe çırpıp yürümeye devam ettim. Boş sokak, kararan hava yere sürten botlarım. Onu takip ederken ne kadar eğlenceliydi. Sanki dünyanın en faydalı işini yapıyormuşum gibiydi. Şimdi yürümek bile anlamsız geliyor. Evime birkaç adım yer kalan şu kısacık yol için taksi mi tutsam acaba? Taksi var mı diye arkama da baktım ama hangi taksi bu daracık sokağa girerdi ki? Tuhaf ve çocuksu davranışlarıma aldırmadan yürümeye devam ettim. Tüm boş sokak benim yere sürten ve istemsizce hareket eden bot sesimle inlerken sokağı döndüm. Başım yerde kollarım çuvala dönen bedenimin yanlarında cansız bir şekilde sallanırken sokak lambasının aydınlattığı biri vardı kenarda.

ÖLÜMÜN KORKAK FEDAİSİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin