(33) "Papatyayı öldürmek"

9.1K 1.3K 1.1K
                                    







Ö K F
🔲🔲🔲

                                 Ö K F                                 🔲🔲🔲

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız. 🤍

İnstagram hakugu

Bir papatyanın ömrü ne kadardır?

Beş gün, yedi gün, bir ay?

Bir papatya ne zaman ölür?

Sahi papatyalar ölümü mü simgeler? Beyaz kefenleri, sararıp solmuş bir yüzün etrafını çevreler gibi. Dağlarda açar, kırlarda açar, her şeyden habersiz, gamsız ve kedersiz...

Bir papatyayı sevmek ne demektir?

Onun yapraklarına dokunmaya kıyamamak mı, sevgi namına yapraklarını telef etmek mi?

Ben bir papatya sevdim dostlar.

Keder namına ne varsa yükledim heybeme. Ne verdiyse aldım. Ne gönderdiyse kabul ettim. Bir papatyayı sevmek bunu gerektirir diye ne gerekiyorsa yaptım.

Sonuç?

Elimde hiçbir şey kalmadı ondan geriye.

Kafeteryanın o köşedeki masasında saatlerce oturdum belki de. Tolga Bey gideli ne kadar olmuştu bilmiyorum ama ne anons edildim ne de seans için çağırıldım. Bugünkü seanslarım da ya iptal edilmiş ya da devredilmişti. İçinde bulunduğum durum sadece beni değil, herkesi etkiliyordu.

Artık ağlamıyordum ama hissetmekten geriye ne kalmıştı?

Hiçbir şeyi hissetmez, hiçbir şeyden tat almaz, hayata öylece asılı duran bir tablo gibi gelmişçesine duruyordum sessizce.

Yavaşça masadan kalktığımda dizlerim önce hareket etmedi. Ne kadar süredir oturuyorsam artık tutulmuşlardı. Onlara da işkence ediyordum, tıpkı geri kalan her şey gibi.

Yüreğim gibi, ruhum gibi, temiz niyetlerim gibi...

Karanlık bir kuyuya beni sallandırmışlar da oradan çıkmak için her bir adımda bir yerimi yaralıyormuşum gibiydi. Canım öyle çok yanıyordu ki, ağlamak bile kafi değildi artık.

Ağır adımlarla ofise girdiğimde elimdeki koli kutusunu masama koydum ve ne varsa toplamaya başladım.

Benim bu hareketim işini yapan herkesi durdurmuş ve bakışlarını bana çevirmelerine neden olmuştu. Hissediyordum ama bakmıyordum.

Önündeki laptopta bir şeyler yazan Semih de durup bana baktı. Önce ne yapmaya çalıştığımı anlamak için bir süre bekledi. Sonra niyetimin ne olduğunu anlayınca hızla yerinden kalkıp bana doğru gelmeye başladı.

ÖLÜMÜN KORKAK FEDAİSİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin