Eğer şimdi Can Bey'in mesajına cevap vermezsem daha çok atabilirdi.
Alıcı: Can Bey
Parfümümün bir markası yok, kendi özel yapımım.
Yanıtını verdikten sonra uyumak için yatağıma uzandım.
***
Sabaha büyük bir neşeyle uyandım çünkü bugün şirkette yeni odama geçiş günümdü.
Giyinip aşağıya indim, annem kahvaltı hazırlıyordu.
"Günaydın anneciğim." dedikten sonra masaya oturduğumda ablam ve babam da gelip masaya oturdular.
"İşler nasıl gidiyor çocuğum?" dedi annem ve tabağıma domates koydu.
"Anne çok bir şey yemeyeceğim ben. İşler de iyi gidiyor yani bildiğiniz gibi..." deyip ayağa kalktım.
"Hadi görüşürüz." diyerek ayakkabılarımı giyip, şirketin yolunu tuttum.
Şirkete geldiğimde Güliz direk yanıma geldi ve elinde de bir davetiye vardı.
"Günaydın Sanem Hanım öncelikle, bu davetiye size. Bugün Fikr-i Harika'nın 40. Yıl partisi var!"diyerek davetiyeyi bana uzattı. Aldıktan sonra incelemeye başladım. O sırada CeyCey geldi yanımıza.
"Sanem Hanım artık odanız hazır. Buyrun size eşlik edeyim." dediğinde heyecanım tavan yapmıştı.
Odamı görmek için sabırsızlanıyordum. Odam da Can Bey'in hemen yan tarafındaydı. Şansa bak!
"Ne güzel bir oda... Teşekkür ederim hepinize." dedim sonra herkes odadan çıkmışken masama geçip keyifimi sürmeye başlamıştım ki Can Bey odasından çıktı. Çıkar çıkmaz da bir an beni gördü göz göze geldik.
Kapıyı tıklatıp, içeriye girdi.
"Hayırlı olsun Sanem Hanım, bu oda size küçük olmasın. Ya da neyse siz alışkınsınız sonuçta." diye bana laf çarpmıştı, e tabi ben bu lafın altında kalır mıyım?
"Evet alışkınım Can Bey, benim öyle geniş ve ferah odalara ihtiyacım yok." dediğimde böyle laflar edeceğimi beklemiyorcasına heyecanlanmıştı.
"Aaa bir şey eksik, çay! Çaysız çalışamazsınız!." dedi ve kapıdan dışarı çıkıp,
"CeyCey, Sanem Hanım'a bir çay." diyerek tekrar içeriye girdiğinde,
"Ben evde içip gelmiştim zaten, hiç gerek yoktu Can Bey." dedim
"Yok ya olur mu lütfen."
"Can Bey parfümümün markasını sormuştunuz, çok mu beğendiniz?" diyerek imalarda bulunmaya çalıştım.
"Yani dikkatimi çekti, böyle bir koku... eşsiz, güzel, harika... Özel yapımım derken?" dedikten sonra oturmak için izin istediğinde, bende evet anlamında kafa salladım.
"Evet özel, ormandaki bitkilerden hatta öyle çok bilinmeyen bitkilerden yapıyorum." dediğim sırada kapıyı tıklatıp içeriye birisi girdi.
"Abi hadi çıkmıyor muyuz?" dedi, abi dediğine göre bu bizim küçük patron Emre Bey olmalıydı.
"A pardon ben Emre Divit." diyerek el sıkıştık.
"Bende Sanem Aydın yeni metin yazarıyım, memnun oldum."
"Bende, kusura bakmazsanız abimi almak zorundayım. Akşama hazırlanmamız gerekiyor." dedi Emre Bey.
"Benim için sorun yok Emre Bey."
"O zaman Sanem Hanım ben müsadenizi istiyeyim. Sonra yine konuşuruz. "
"Müsade sizin Can Bey." dedikten sonra ikiside yanımdan ayrıldı. Sonra kapıyı tıklatıp içeriye Deren Hanım geldi, maşallah ilk günden odama gelen giden oldukça fazlaydı. Sevilen biriyim ben sonuçta.
"Sanem Hanım, akşama parti var biliyorsunuz. Bunun içinde herkes işten erken çıkıp hazırlanmaya gidiyorlar. Sizde hazırlanmak için gidebilirsiniz eve." dediğinde benim partiyle martiyle ne işim olabilirdi ki?
"Deren Hanım ben gelmesem olmaz mı?"
"Olmaz sizde bu şirketin çalışanlarındansınız, lütfen. Hadi orada görüşürüz." diyerek odadan ayrıldı. Ya off zaten bir bu eksikti. 'hadi hadi sende gitmek istiyorsun partiye ama mızmız yapıyosun işte. Boşa debelenme o partiye gidilecek!' diyordu kafa sesim.
Odadan çıkıp etrafa bakınıyordum ama kimse kalmamıştı. Allah'ım ne parti meraklısı çıktı millet yaa. O sırada etrafta dolaşan CeyCey gördüm çünkü bir tek o kalmıştı.
"CeyCey sen çıkmadın mı?"
"Hayır Sanem Hanım çünkü işlerimi hala bitirmedim. Görüyorsunuz de mi? Bu şirket ben olmazsam kesin batar!" diyerek bir o yana bir bu yana gidiyordu CeyCey.
"Ya ben hazırlanmak için eve gideceğim ama bu parti nerede?" dedim.
"Ben size yerini konum atarım Sanem Hanım." deyince bana bir rahatlama gelmişti.
***
Hazırlanıp, CeyCey'in konum attığı yere geldim, oturma yerimin de D-2 sırası olduğu yazıyordu mesajda.
Geç kaldığımın farkına varıp koşar adımlarla D-2 sırasını bulmaya çalışıyordum, merdivenlerden hızlıca çıkıp D-2 yazan kapıyı buldum ve içeriye girdim.
Karanlıkta hiçbir şey fark edilmiyordu. Bir o yana bir bu yana bakarken, içeriye birinin girmesiyle dudağıma bir öpücük kondurmasıyla neye uğradığımı şaşırmıştım.
Kim olduğunu bilmediğim bir kişinin beni öpmesi ne demek oluyordu. Karanlıkta yüzünü görmediğim kişinin sadece sakallı ve parlak ayakkabıları olduğunu gördüm.
Ve hemen koşar adımlarla dışarıya çıktım...
Evet sizce kimdi Sanem'i öpen zaten az çok tahmin ediyorsunuz. Neyse bir sonraki bölümde görüşmek üzere 💙💗🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benimsin (CanEm)
FanfictionSanem ve Can'ın aşkı sizi buradan alıp hayal dünyama götürecek. #canem