CAN'IN AĞZINDAN;
Neydi şimdi bu? Sanem yere yıkılıp, kollarıma düşerken şaşkındım. Dans... Sadece dans ediyorduk, ne ara olmuştu böyle bir şey. Yere düşen silahın sesiyle kendime geldim. Sesin geldiği yöne bakınca gördüm ki. Bunu yapan... Sanem'imi vuran Polen'di. O sinirle ayağa kalkıp, koştum Polen'in yanına.
"Allah senin belanı versin bee! Gerizekalı, nasıl yaptın böyle bir şeyi nasıl!" omuzlarından tutup, silkelemeye başladım. O da daha fazla dayanamadı ağlamaya başladı. O sinirle Polen'i yere fırlattım. Ardından koşarak Sanem'in yanına döndüm.
"Abi ambulans çağırdık." diyen Emre'ye döndüm.
"Ben onun gelmesini bekleyemem." diyerek Sanem'i kucağıma alarak arabaya götürdüm.
"Dayan Sanem'im dayan." derken kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. Arka koltuğa yatırdım, yanımda kimsenin gelmesini istemedim. Hemen arabaya bindim. Sürmeye başladım. Yol boyunca Sanem'in elini hiç bırakmadım.
"Aşkım, canım, sevgilim. Beni sensiz bırakma... Doğacak çocuklarımızı düşün." derken bile kendimde değildim. Bir süre sonra yolu görmemeye başlamıştım. Bir araca çarpmaktan son anda kurtulup kendimi topladım.
"Can! Kendine gel, bak Sanem'inde sana çok ihtiyacı var." diye diye kendimle söylenmeye başladım.
Hastaneye gelince sedye diye bağırdım. Gelen sedyeye kendi ellerimle yatırıp, elini hiç bırakmadan acile kadar geldik.
"Beyefendi giremezsiniz!" dedi hemşire. Ama tüm çabalarıma rağmen içeri giremedim. Duvara yaslanarak yere çöktüm. Buna izin vermemeliydim. Her şeyin sorumlusu bendim. Kendi kendime söylenirken gelenleri hiç görmüyordum bile. Kim bilebilirdi ki düğünümüzün böyle sonuçlanacağını? Aslında ben kendime kızıyordum. Polen'i tamamen hayatımızdan çıkarmadığım için.
Ameliyata girmişti Sanem, ama içeriden ne gelen ne de giren vardı? Ne oluyordu? Bu kadar mıydı yani? O gerizekalının yaptığı yüzünden ben Sanem'imi kayıp mı ediyordum.
Saatler geçti... 1... 2... 3... Kapı açıldı doktor içeriden çıktı.
"Ne oldu, karım nasıl? Sanem nasıl?" diyerek yanına koştum doktorun.
"Ameliyat başarılıydı. Ama bir sorunumuz var." doktorun düşen yüzünden, kötü bir şey olduğu belliydi.
"Söyle! Ne oluyor söyle!" dedim.
"Odama geçelim." deyince Sanem'in annesi, babası, ablası ve ben doktorla birlikte odaya geçtik.
"Sırtından vurulunca omurgasından büyük bir darbe almış. Bu durumda sakat kalacağı için üzgünüm. Ama geçici bir durum. Lütfen kendinizi de Sanem'i de üzüp, korkutmayın bu durumla ilgili. Yürüyemiyecek ama gerçekten kısa bir süre için." doktorun söylediklerinden sonra kendimi baya baya kaybetmiştim.
"Ne kadar bir süre..?" diyebildim.
"1 ay, 2 ay gibi. Kendi çabalayıp gayret gösterirse inanın bu süre daha da kısalabilir." kendimi kaybedip olduğum yere çöküp kaldım.
***
Uyandığımda kendimi hastane odasında, kolumda serumla yatarken buldum.
"Benim Sanem'i görmem gerek." diyerek serumu bir hışımla çıkardım. Odadan çıkarken yanıma gelen Emre'yi görünce sevindim.
"Sanem'in odası nerde? Beni ona götür."
"Abi sakin ol. Odaya aldılar ama içeri kimseyi sokmuyorlar." dedi Emre ama benim gözüm sinirden başka bir şey görmüyordu.
"Götür beni odasına." dediğimde Emre kolumdan tutup beni Sanem'in odasına götürdü.
Camdan bakarken biraz sonra öğrenecekleri için üzgündüm. Saate baktığımda 03.00'dü. Herkes yarı uyanık, yarı baygın bir şekilde oturuyordu.
"Herkes eve gitsin. Ben Sanem'in yanındayım." önce gitmek istemediler hatta hepsi gitmemek için çok direndi ama ben kimseyi koymadım. Herkesi eve gönderdim. Biraz oturdum, biraz kalktım. Hep camın başını bekledim. O an hemşire geldi, tam odasına giriyordu ki durdurdum.
"Hemşire hanım lütfen karımı görmeme izin verin! Lütfen..." dediğimde hemşirede içeri girmemem için çok direndi ama başarılı olamadı. Bana getirdiği kıyafetleri hijyen açısından giymem gerekiyordu. Hemen giyindim ve odaya girip Sanem'in yanına oturdum.
"Karım, Sanem'im lütfen uyan. Bak ben burdayım, yanındayım." ellerini tutup, uyanması için uğraştım ama olmadı. Yüzüne dokundum, her zerresini inceledim.
"Sanem'im üzgünüm her şey için. Sana yaşattıklarım için. Bak kocan burada, yanında. Daha bugün evlendik ama bana çoktan beri karı-koca'ymışız gibi geldi." yanındaki koltuğa oturup beklemeye başladım.
***
Sabah olmuştu ve bende uyuya kalmıştım bir süre. Gün aydınlanırken Sanem'in yanına geçip tekrar ellerini tutmuştum ki gözleri açıldı bir anda.
"Can..." sözleri döküldü ağzından. Ben şimdi her şeyi nasıl açıklayacaktım ki ona?
"İyiki uyandın. Bak ben burdayım." demiştim ki tam kalkmak için hareketlendi Sanem ama başarılı olamadı. O anda gözümden dökülen yaşları gizlemeye çalıştım.
"Can ne oluyor? Ben ayaklarımı hissetmiyorum. Can ne oluyor? Bir şeyler yap." yataktan kalkmaya çalışan ama bir türlü başarılı olamayan Sanem'e baktım.
"Dur bir sakin ol Sanem. Bak bu yürüyememen geçici bir durummuş. Geçicek sen bana inan, sen bana güven sadece. Sana söz veriyorum her şeyin üstesinden beraber geleceğiz." bu söylediğim sözler Sanem'i ikna etmeye yetmemişti. O anda odaya gelen anne babasını görünce daha çok ağlamaya başladı. İkisinede sarıldı.
"Anne olamaz böyle bir şey de mi? Yürüyeceğim ben değil mi?" diyen Sanem'in çığlıklarına karşı ne yapsam faydasızdı. Bir köşede yere çökmüş, ağlayan bir Can vardı artık. Sanem'i sakinleştirmeye çalışan ailesi bir türlü başarılı olamıyordu ki. Hemşire gelip sakinleştirici yapınca sesi kesildi, ardından da uyuyakaldı.
Kendimi odadan nasıl attığımı bilmiyordum. Ne yapacaktım? Sanem'in iyi olması için her şeyi yapacaktım tabiki. Çabalayacaktım, o yürüyene kadar, eski sağlığına kavuşuna kadar ne yapmam gerekiyorsa yapacaktım. Gerekirse dünyayı gezip en iyi doktoru bulacaktım Sanem için.
***
Öğlen vaktiydi ki, Sanem'in odasına yemek götüren hemşirenin elinden aldım tepsiyi.
"Ben götürürüm, yemeğini de yemesine yardımcı olurum." dedim, izin verince odasına girdim. Sanem kollarını birleştirmiş başka yöne bakıyordu. Kimin geldiğini öğrenmek için bile dönüp bakmadı.
Yemek tepsisini masaya bıraktım. Yanına oturup ellerini tutmuştum ki bir anda çekince öyle kalakaldım.
"Üzgünüm... Her şey için üzgünüm. Keşke seni vuracağına beni vursaymış da ben bu halde olsaymışım. Çok pişmanım Polen'e karşı önlem almadığım için çok pişmanım." dediğim anda hem Sanem'in gözünden hem de benim gözümden yaşlar dökülmeye başladı.
"Can ben yalnız kalmak istiyorum." sonunda konuşmuştu.
"Olmaz ben seni yalnız bırakmak istemiyorum. Bak Sanem senin iyileşmen için elimden geleni yapacağım söz veriyorum. İnan bana her şey eskisi gibi güzel olacak." diyerek hep ona umut verdim. Mutlu olsun diye de elimden geleni yapmaya hazırdım Sanem için.
"Hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak." diyen Sanem'in gözlerinin içinde derin derin baktım.
Bakalım bundan sonraki bölümler de neler olacak? Yazım hatası varsa affedin. Hepsini okuyup, göreceğiz. Görüşürüz Canlar 💫❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benimsin (CanEm)
FanfictionSanem ve Can'ın aşkı sizi buradan alıp hayal dünyama götürecek. #canem