Neydi şimdi bu Can beni albatrosum muydu yani? Şaşkındım, kekelemeye başladım.
"Can... nasıl yani?"
"Öğrenmen bugüne kısmetmiş." dedikten sonra elimi tutup, öptü.
"Ne diyeceğimi bilmiyorum. Gerçek mi bu olanlar?"
"Senin kadar gerçekler inan..." böyle konuşunca ben daha da erimeye başladım. Zaten sıcak da basmıştı baya. Bir şey uydurup çıkmam gerekiyordu.
"Can... neyse benim gitmem lazım, sonra konuşuruz." diyerek gitmek için hareket edince beni tuttu ve kendine çekti.
"Çok güzelsin, başımı döndürüyorsun." göz göze gelince utandım bir anda.
"Ama sen böyle yaparsan ben gidemem ki..."
"Gitme, dağ evine gidelim. Film izleyelim, yemek yapalım, birlikte vakit geçirelim." bu teklifine ne diyeceğimi bilememiştim.
"Yok daha önce dağ evinde ne olduğunu, neler yaşadığımızı sen çok iyi biliyosun. Hadi ben gittim." bu sefer beni durdurmasına izin vermedim, ardıma bakmadan koştum ve çıktım binadan. Dışarı çıkınca derin bir nefes aldım, bu sayede de yaşıyor olduğumu hissettim.
Eve taksiyle dönmek istedim sonra eve gelir gelmez de Ayhan'ı aradım bize gelmesi için. Onun gelmesini beklerken telefonumu elime alıp Can'ın sosyal medya hesabına girip özgürce fotoğraflarını incelemeye başladım. Odaya bir anda Ayhan girince telefonu elimden yatağa zor attım.
Ayhan yatağa yanıma gelip oturunca telefonun açık ekranında Can'ın fotoğrafını gördü ve direk telefonu eline alıp incelemeye başladı.
"Ohaa Can bu muymuşş. Çok yakışıklı kızım." diyerek incelerken telefonumu elimden aldım. Olanları anlatmazsam birazdan kesin kalpten giderdim.
"Ayhan sana daha önemli bir şey anlatmam lazım."
"Ne oldu?" bizi dinleyen birinin olmadığını görünce lafa girdim.
"Hani benim albatrosum vardı ya beni öpen... İşte o Can'mış, beni bugün aynı yerde tekrar öptü." Ayhan bile şaşkınlıktan dilini yutacaktı.
"Şaka mı bu? Kızım var ya bu nasıl şans? Helal olsun be." içimde kelebekler uçuştukça yerimde duramıyordum.
"Yaa ben yerimde duramıyorum napıcaz? Beni uyku da tutmaz şimdi, dışarıya mı çıksak?"
"Olmaz sen şimdi daha da delirirsin, akşam akşam başımıza iş açmayalım."
"O zaman ben Can'a gideyim olmaz mı? Hem bana teklifte bulunmuştu, geceyi beraber geçirmek için." dedim ama çoktan uyku bastırmıştı üstüme...
***
Sabaha şen, şakrak uyandım. Aşağıdan mis gibi sucuklu yumurta kokuları geliyordu. Sucuklu yumurta da bana Can'ı hatırlatmıştı. Beraber yediğimiz ilk kahvaltıydı hatta...
"Günaydın anne..." diyerek hemen masaya oturup, ekmeğimle yumurtasına bandım.
"Günaydın kızımda hele babanları bekleseydik."
"Olmaz ben işe geç kalırım." dedim ve hemen kalkıp, ayakkabılarımı giyip, evden çıktım.
Taksi bulmak için ilerliyordum ki korna sesiyle arkamı döndüğümde Can beni almaya gelmişti.
"Günaydın sevgilim..." dedi, bu laflara alışık değildim. Ama bitmek üzere olan aşkımız tekrar canlanmıştı.
"Günaydınnn." ağzım kulaklarımdaydı ki arabaya bindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benimsin (CanEm)
FanfictionSanem ve Can'ın aşkı sizi buradan alıp hayal dünyama götürecek. #canem