Çok uzun süredir yoktum bunun için sizden özür diliyorum 🙏 Ama bunun telefasini en iyi şekilde yapmaya çalışacağım iyi okumalar ❤🎉
Hastaneden sonra eve gitmek yerine doktorun bize bahsettiği karı-kocanın beraber katılabildiği Doğuma Hazırlık Kursu'na katılmak için başvurumuzu yapıp, hemen derse katılmak istedik. Doktorun gösterdiği yere çöküp, oturduk. Bugünkü ilk dersimiz de bebeğimizi nasıl tutacağımız hakkında bilgi alacaktık. Bize verilen oyuncak bebeği elime aldığımda, doktorun gösterdiği şekilde kafasını omzuma koyup onu ters çevirdim.
"Can yapabiliyor muyum sence? Yani benden iyi bir anne olur mu dersin?" dediğimde Can bana gülümseyip, yanağıma bir öpücük kondurdu.
"Tabi ki de birtanem, sen dünyanın en güzel ve en iyi annesi olacaksın." bende ona gülümseyip, kucağımda ki bebeği Can'a uzattım.
"Sende dünyanın en yakışıklı ve en iyi babası olacaksın, al bakalım sıra sende." dediğimde aldığı bebeği omzuna koyduğunda, benden daha iyi yaptığını fark ettim ama şımarmasın diye ona söylemeyip gülüp geçtim. Bu kurs bize bugün yaşadıklarımızı unutturmuştu bile.
"Evet değerli anne babalar şimdi de bebeğimizi beşikte nasıl sallamalıyız, size bunun hakkında bilgi vereceğim?" diyen doktor, bebeği beşiğe yatırıp nazik bir şekilde sallamaya başladı. Bir an o beşikte yatacak olan kızımı hayal edip, duygulandım.
"Sıra bizde, hadi bakalım." Can'ın sözleriyle beşiğe yatırdığımız bebeği, gösterilen şekilde sallamaya başladım. 4. ayımızdaydık ama benim için sanki doğuma bir şey kalmamış gibi hissediyordum. Kız olduğu için annem erken doğabileceğini söylemişti bana ama bu kadar da erken değil tabi ki. Bebeği o kadar güzel sallıyorduk ki doktordan 'süpersiniz' lafını bile işitmiştik.
"Can, ben artık bebeğimizin doğmasını istiyorum." gözlerim beşikteyken söylemiştim sözlerimi.
"Ama birtanem daha her şey için çok erken. Hem senin daha aşermelerin başlamadı bile." dediği anda canımın çok turşu çektiğini anlayıp, Can'a baktım.
"Cannn, turşu! Turşu istiyorum ben, hemde şöyle lahana turşusu olsa çok güzel olur."
"Tamam bence bugünlük kurs yeterli, hadi hayatım kalk bakalım." diyen Can'ın yardımıyla ayağa kalkıp, doktordan izin alıp kurstan ayrıldık.
Bir restorana geldiğimizde Can da acıkmıştı ve o kendi yemek istediğini garsona söylediğinde ben sadece turşu diye sayıklıyordum. Turşunun yanına da tatlı yemek istediğimi söylediğimde tatlımı istediğimde Can onu sonra söyleriz diyerek beni durdurdu.
"Can biz her şeyi bırakıp yeni bir şehre taşındık ama sanki sen bu durumdan mutlu değilmişsin gibi geliyor bana..." dedi Sanem, bir anda söylediğim sözler karşısında Can bir şey söylemeden sadece durdu.
"Neden böyle bir şey söyledin ki şimdi? Yani senin olduğun şehirde benim mutlu olmama gibi durum olamaz. Yeni başlangıç her zaman iyidir tabiki ama alışılmış durumdan çıkmak zor oluyor." dediğinde üzgün bir şekilde kafamı eğdim.
"İş konusundan bahsediyorsun tabii..."
"Ya Sanem sen üzül diye söylemedim ben onu. Bulacağım hemde var ya en iyisinden iş bulacağım." diyerek gelip bana sarıldı.
"Biliyorum canım..."
***
Akşam olduğunda anca gelebilmiştik eve. Kapıyı açtığımda bugün yaşanan şeyleri tekrar yaşar gibi olmuştum Özkan'ın eve bir anda gelişi, o iğrenç bakışları aklımdan çıkmıyordu.
"Can acaba biz başka yere mi taşınsak?" diyerek ona aniden bir soru yönelttim. Can duyduğu soruya ilk önce anlam veremedi.
"Neden beğenmedin mi yoksa?"
"Yok beğenmemek değilde bu ev beni huzursuz etti sadece. Hem ben annemleri de çok özledim. Keşke yanımda olabilselerdi." geçip koltuğa oturduğum sırada açık pencereden fark ettim ki Özkan cam kenarında bizim evi gözetliyordu hala. Can'a söylemeyi düşünmüyordum. Onu bir kere daha parmaklıklar ardında görmeye dayanamazdım. Üstelik bu sefer kurtarmam kolay olmayabilirdi onu.
"Annenleri buraya davet etsen mi acaba Sanem? Bence gelirler hem sende ben işe gittiğimde yanlız kalmamış olursun. Gözüm arkada kalmaz böylelikle." Can benim sürekli pencereye bakmamdan bir şey anlamışcasına ayağa kalktı. Pencereye doğru gitti, tam gördüğünü düşünmüştüm ki camı kapattı ve ardından perdeleri çekti.
"Bu camı açık bırakma Sanem. Kızımız da sende üşüteceksiniz sonra." Can sözünü bitirir bitirmez kapı çalmıştı. Özkan gelmiş olabilir korkusuyla yerimden aniden sıçradım.
"Can ben bakarım hadi sen otur." diyerek onu durdurmak istedim.
"Birtanem sen niye yoruyorsun kendini. Sen otur hadi." Can'ı durdurmak istesemde engel olamadım. Kapıyı açtığında karşımızda bir kadın duruyordu. Elinde de bir tabak...
"Merhaba siz yeni komşularımız olmalısınız. Biraz geç oldu ama tanışmak istedim. Ben Aslı." tanışmak istediği için elini uzatınca nezaketen elini sıktığımda bir anda içeriye daldı. Oysaki izin bile almamıştı, Can'la bakakaldık o anda.
"Eee yerleştiniz mi bari nasıl durumlar?" Aslı bir anda koltuğa geçip oturdu.
"Yani tabi yerleştik." diyebildim sadece.
"Ben size kek yapmıştım malum komşuluk gereği elim boş gelmiyim dedim." tabağı masaya bıraktığında salonda gezmeye başladı. O anda Can'la düğün fotoğraflarımızı görüp incelemeye başladı. İzin almadan nasıl da dolaşıyordu evde. Ben bu durumdan baya sıkılmıştım ki Can'a işaret yaptım.
"Eeee Aslı Hanım, siz ne işle meşgulsünüz acaba?" Can'ın yönelttiği soruyla Aslı fotoğrafları bakmayı bırakıp Can'ın yanına yaklaştı.
"Ben bir işle meşgul değilim ama eşim in bir teknoloji şirketi var." Can'ın aklına aniden iş aradığı gelmiş olmalı ki bana baktı.
"Acaba bu şirkette bana göre de bir iş bulabilir miyiz Aslı Hanım? Pardon bir anda sordum ama bende iş arıyordum da." dedi Can. O anda Aslı, Can'ı baştan aşağı süzmeye başladı ve güldü.
"Tabi buluruz, sen yeterki iste..." diyerek o pis gülüşünü bu seferde bana bakarak atmıştı. Şu iki günde yaşadığı şeyler bile Sanem'e fazla gelmişti bu şehirde.
Uzun zamandır yazmadığım için bazı şeyleri unutmuş olabilirim affedin, umarım beğenmişsinizdir. Sonraki bölümde görüşmek üzere 🎉❤❤🌸🙏
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benimsin (CanEm)
FanfictionSanem ve Can'ın aşkı sizi buradan alıp hayal dünyama götürecek. #canem