CAN'IN AĞZINDAN;
Yalnızlıkla beraber küçük bir çocuk gibi hastane duvarına çökmüş bir şekilde bekliyordum. Ne yapmalıydım onu bile bilmiyordum. Bir yanda ameliyat odasında Yiğit, bir yanda hala uyuyan Sanem... İkisininde durumundan habersiz... Ya Sanem'e bir şey olursa, ya bebeğimize bir şey olursa...
"Can Bey, Can Bey..." diyen doktorun seslenişlerinin ardından kendimi toplayıp, ayağa kalktım.
"Doktor Bey ne olur bana iyi bir şey söyleyin, ne olur." yalvarışlarım fayda eder miydi, doktorun söyleyeceklerini değiştirir miydi?
"Eşiniz de, kızınız da gayet iyi." kızım mı, kızım mı dedi? Şok içinde kaldığım anda daha fazla dayanamadan doktora sarıldım.
"Görmek istiyorum!" dedim ve ardından koşa koşa odasına daldım.
"Can." diyen Sanem'e sarılıp, ardından ellerimi karnının üzerinde gezdirdim.
"Kızımız... kızımız olacak Sanem. Sen bana dünyaları verdin ya, ben senden daha ne isterim ki." dediğim anda Sanem yatakta doğruldu, ardından ona sımsıkı sarıldım. Sarıldığım anda odaya gelen polislerle Sanem'le birbirimize bakakaldık.
"Can Divit bizimle karakola kadar gelmeniz gerekiyor."polisin sözleriyle nasıl bir işin içine düştüğümü şimdi anladım. Bu işten sıyrılmak kolay olmayacaktı elbet, ama Sanem'i de bu halde bırakıp gitmek hiç içime sinmeyecekti ki o anda annesi, ablası ve babası telaşlı bir şekilde odaya girerken, ellerim kelepçeli ve Sanem'in gözleri yaşlı bir şekilde bırakıp polis arabasına bindirildim.
***
Karakola geldiğimizde bir polis memurunun masasının önüne oturdum, bana bugün olan olayla ilgili ne biliyorsam anlatmamı istedi ve bende sözlerime başladım.
"O Yiğit dediğimiz adam benim karıma asıldı, evli bir kadına söylenmeyecek sözler etti. Bende bu olayla ilgili konuşmak istedim ama kendisi benden önce davranıp, beni bir yere çağırdı. Çağırdığı yerde uçurum kenarıymış yani orasının olduğundan haberim yoktu. Konuşuyorduk o anda benim üzerime yürümek istedi, ben hiçbir şekilde dokunmadım ama kendisinin ayağa kaydı ve uçurumdan aşağı düştü hepsi bu kadar." demiştim ama aklım hala Sanem'deydi.
"Peki eşiniz? Olay yerinde o da varmış hatta baygın halde bulundu. Bununla ilgili ne söyleyeceksiniz?" polisin sözleri üzerine biraz düşündüm onu bu olaya karıştırmak istemiyordum çünkü.
"Eşim hamile, olayın olduğu yere sonradan geldi yani bayılmasının nedeni hamileliği. Stresli günler geçiriyor da kendisi." dedim, önüme konulan ifade kağıdıma da imzamı atıp serbest bırakıldım.
***
Hastaneye geldiğimde Yiğit'in odasına alındığını duydum ve odasının önüne geldiğimde camdan bakınca yüzünün tanınacak bir hali olmadığını gördüm. Ben izlerken odaya polisler girdi, onunda ifadesi alınacaktı. Sanem'in odasına geldiğimde içeride gördüğümle şaşkına döndüm. Melisa... o dönmüştü tabi Sanem de onun kim olduğunu bilmiyordu ama onun burada ne işi vardı? Hem de Sanem'in odasında.
"Can, bizde seni bekliyorduk." diyerek boynuma atlayan Melisa'ya karşılık veremedim çünkü Sanem'in kızgın bakışlarının etkisi altında kalmıştım.
"Melisa, sen neden buradasın?" sözleri döküldü sadece ağzımdan.
"Seni görmeye geldim, hem ailenle tanıştım fena mı oldu? Baba oluyormuşsun tebrik ederim." diyen Melisa'nın bana göz kırpışında bir şeyler anlamaya çalıştım ama hala idrak edemiyordum.
"Can, eski nişanlınla tanıştık ama bana bundan daha önce bahsetmemiştin nedense?" Sanem'in sözleri ile donup kalırken her şeyi öğrendiğini duyunca Melisa'ya karşı daha da sinirlendim ve onu kolundan tutup dışarı çıkardım.
"Ya sen napmaya çalışıyorsun, yıllar sonra niye karşıma çıkıyorsun söylesene Melisa!" çok bağırdığımı fark edince, kendime bir çeki düzen verdim.
"Başın dertteymiş Can, sana yardım etmeye gelmiştim bir beni kovmadığın kalmıştı sayende. Seni bir süredir takip ediyordum bak hatta elimde bazı görüntüler var ama sana bu görüntüleri kolay kolay vereceğimi sakın düşünme." dediği anda çantasından çıkardığı telefonundan Yiğit'in düşme anını gösteren videoyu açınca şoka girmiştim.
"Sen... yani Melisa sen ciddi misin?" o anda Yiğit'in odasına koşuşturan doktor ve hemşirelerin ardından koşa koşa odasının önüne geldim. Doktor Yiğit'e kalp masajı yapıyordu ama durumu hiç iyiye gitmiyordu. Birkaç dakikanın ardından yapılan o kalp masajı etki vermedi, doktor hastanın yüzünü örterken şu yaşadıklarımın bir rüya olmasını diledim ama her şey gerçekti işte.
"Bak işte birazdan polisler seni götürmeye gelecekler, seni bu durumdan ancak ben kurtarabilirim Can Divit." diyen Melisa gitmek için hareket ettiğinde kolundan tutup, onu durdurdum.
"Ne istiyorsun?"
"Seni... seninle kaldığımız yerden devam etmek istiyorum. İmkansız bir şey gibi gözükse de sen beni zamanında terk edip gittiğinde de seninle tekrar birlikte olmamız imkansız demiştim ama hiç de öyle bir şey değilmiş." şaka mıydı bu, biri beni bu saçmasapan rüyadan uyandırsın artık.
"Melisa ben evliyim hatta yakında çocuğum olacak, sen benden nasıl böyle bir şey istersin? Niye yıllar sonra gelip hayatımı mahvetmek istiyorsun neden?" derken bile polislerin biraz sonra buraya gelip beni alacakları için tedirgindim.
"İntikam tatlım. Beni öylece yarım bırakıp İstanbul'lara geldin hatta seni bulamayacağımı düşündün ama bak buldum. Sen beni terk ettin ve bunun intikamı acı olacak bunu böyle bil." evet bir hata yapmıştım çünkü babam bizi Melisa'yla zorla nişanlandırmıştı.
"Ama sen şu detayı unutuyorsun Melisa, ben seninle o zamanlar babamın isteğiyle yani zorla nişanlanmıştım." tam konuyu daha da açıyordum ki polislerin gelip, kollarıma kelepçe takmasıyla kalakalırken ardımdan bakan gözü yaşlı Sanem'i görünce bende kendimi tutamayıp ağlamaya başladım.
Çaresiz bir şekilde götürülürken Sanem'i çok ama çok üzdüğümün farkındaydım. Nasıl kurtulacaktım, ben bu işin içinden nasıl çıkacaktım peki?
Hepinizi beklettiğim için üzgünüm canlarım, kendimi toplayıp geri döndüm işte 🌸 Beni anlayışla karşılayan herkese teşekkür ederim. Eğer ki kitaba ilgi azalırsa yani bu ilgi oy sayısı veya yorum sayısı azalırsa yakında final yaparım ona göre ❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benimsin (CanEm)
FanfictionSanem ve Can'ın aşkı sizi buradan alıp hayal dünyama götürecek. #canem