1. bölüm

5.5K 159 83
                                    

miyayyse
arzues23
ambriel4
ziley35
Ecemner440
Deniz24166137
saannsnnoomm
cananKaragz
F

iaLea
İyiki varsınız...

keyifli okumalar

"İşlerini bitirdin mi?" Telefonun ucundaki soğuk sesi yalnız konu ben olunca ortaya çıkıyordu. Diğer insanlar babamın sıcak sesine bense buzdan soğuk katı sesine layıktım.

"Evet. Bitti." Dedim bende aynı soğuklukla. Babam ile aramızda kısa hir mesafe değil aşılması mümkün olmayan bir uçurum vardı.

"Bizim Vildan ile konuşmamız gereken özel meseleler var. Eve geç gelebilirsin. Biraz gez dolaş, sosyalleşmiş olursun."  Dedi, aman ne düşünceli baba!
Ardından gelen "hadi ama sevgilim nerede kaldın" diyen Vildan orospusunun işveli sesini duymasaydım gerçektende konuşacaklarını düşünebilirdim.

Hah! Birde sosyalleş diyordu. Şaka gibi ama kimseyi güldürmeyen şakalardan.

"Peki baba!" Dedim dişlerimi sıkarak. Elbette bitkin sesimden hiçbir şey anlamıyordu. Anlamak istemediğini de biliyordum.
Kapadığım telefonu çantama tıkıştırırken sakinleşmeyi umarak derin nefesler aldım. Hiçbir faydası olmamıştı!

Kendimi bok gibi, yada nasıl desem kimyasal atık gibi iğrenilesi hissediyordum. 
Sevgili babam kendisine göre hayli çıtır eşini rahat düzmek için resmen beni evden siktir ediyordu.

Sorun babamın ani kararlarında değil 48  yaşında olmasına rağmen zapt edemediği lanet testesteron hormonlarındaydı. 
Eskilere göre azgın teke olarak tabir edilen  şey, benim gözümde doyumsuzluk hastalığı gibi bir şeydi ve bunun bilinen bir çözümü de bildiğim kadarıyla yoktu sanırsam.

İyimser bakacak olursam belki de seslerinden rahatsızlık duymamam için gelmemi istemiyorlardır.

Olamaz mı?

Gerçi bu babam gibi bana karşı her zaman düşüncesiz davranan bir adamın akıl ebileceği birşey değildi.

Diğer açıdan bakacak olursak da; babam gibi bazı işlevleri yerinde olmayan fakat bu eksikliğini ilaçlarla kapatmaya çalışan bir adamın altında, sahte orgazm numaralarını abartıp adeta ciyaklayan genç bir kadını dinlemek, benimde istediğim bir şey değildi.

Spor arabama ulaşıp anahtarı kontağa yerleştirdim. Yolun dışında hiçbir yere dikkatle bakmadan hızla ilerledim. Nereye gittiğimin bir önemi yoktu nasılsa...

Sosyalleşmem gerekiyordu!

Ne kadar sürdüğü belirsiz ve de önemsiz bir zaman diliminde kendimi denizin huzur veren maviliği ile karşı karşıya buldum.

Kontağı kapatıp araçtan indiğimde, ayaklarım altında ezilirken kaygan bir yolda yürür gibi hissettiren  kumların bile rahatlattığını farkettim.

Yürürken kıyıda bulunan büyük kayalıklara varmıştım bile. 
Bazı kısımları dalgaların etkisiyle aşınmış, yer yer yosun tutmuş taşın üzerine tırmanıp dünyadan ve herşeyden uzaklaşma ihtiyacıyla arkasında oyuntu gibi görünüp denize bakan kuytuluğunadaki yassı taşın üzerine geçip oturdum.

Asi Tutsak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin