Doğum günümün üzerinden tam bir ay geçti. Geçen bu sürede hayatımda hiçbir değişiklik olmadı. Okula gittim, ders bitene kadar sınıfta oturup eve geri döndüm, evde kitap okudum, dizi izledim hiçbiri keyif vermedi, uyudum, uyandım ve tekrar okula gittim yine sınıfta oturup derslerin bitmesini bekledim, bitince doğruca eve döndüm ve bu böyle sürüp gitti. Tabi bu arada intihar olayına kafayı iyice takmıştım ve nasıl yapacağıma karar vermeye çalışıyordum. Acısız ve de aynı zamanda hayatta kalma ihtimali olmayan bir yol bulmalıydım. Bir çok seçenek arasından ilk elediğim bileklerimi kesmek oldu çünkü çok fazla kan çıkardı ve cesedimi bulacak kişinin ki bu kişi büyük ihtimalle annem olurdu beni o şekilde kanlar içinde görmesini istemedim. Yüksek bir binadan atlamayı düşündüm, metrelerce yüksekten kendimi aşağıya bırakmak, yüzümde rüzgarı hissedip bir anlığına da olsa uçuyormuş gibi hissetmek ve hatırlayacağım son şeyin de bu his olması fikri hoşuma gitmişti ama bir sorun vardı. Biraz araştırma yaptıktan sonra çok fazla yüksekten düşmesine rağmen hayatta kalan insanlar olduğunu gördüm ve bunu göze alamazdım. Bir diğer seçenek evdeki tüm ilaçları içip yatağımda ölümü beklemekti ama yine birinin beni ölmeden önce bulup hastahaneye yetiştirebileceğini düşündüm gerçi uzun saatler boyunca evin boş olacağının kesin olduğu bir günde bu plan uygulanabilirdi.
Bir de intihar mektubu meselesi vardı tabii. Kesinlikle bir mektup yazmam gerekiyordu çünkü ailem mutlaka bir cevap isteyecekti. Onlara kendime bunu neden yaptığımı ve en önemlisi onların hiçbir suçu olmadığını anlatmak zorundaydım. Kendilerini suçlu hissetmelerini istemiyordum. İntihar mektubuma neler yazacağımı düşünürken birden aileme ne kadar korkunç bir şey yaşatacağımın farkına vardım.
Kardeşim Jacob 17 yaşındaydı ve daha önce hiçbir yakınını kaybetmemişti. Üniversiteye hazırlanıyordu ve benim bu travmatik ölümüm onun geleceğini çok kötü etkileyebilirdi.
Annem Mary duygularını çok fazla belli edebilen biri değildir ama beni çok sevdiğini hep hissettim, ben onun ilk çocuğuydum ve eminim ki ölümüm, daha doğrusu kendimi öldürmüş olmam annem için çok büyük bir yıkıma sebep olacaktı.
İtiraf etmek gerekirse beni en çok korkutan babamdı. Çünkü babam David neredeyse 50 yaşında, şeker ve tansiyon hastası, sigara içen, alkol tüketen ve hafif kilolu sayılabilecek bir adamdı. İntiharımın neden olacağı şok, bir kalp krizini tetikleyebilirdi ya da yüksek tansiyonun sebep olacağı bir beyin kanaması da geçirebilirdi. Bunları düşününce intihar etmeyi düşündüğüm için kendimi çok bencil hissettim. Arkamda bırakacağım enkazı şimdiye kadar hiç hesaba katmamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON ŞANS
General FictionÜniversite son sınıf öğrencisi Cara 22. doğum gününde bir karar alır. Hayatından o kadar sıkılmıştır ki eğer bir sonraki doğum gününe kadar hayatında, hayatına anlam katacak bir şey olmazsa ve kendine yaşamak için bir neden bulamazsa bir sonraki doğ...