17. BÖLÜM

441 100 23
                                    

Ertesi sabah, annemin odama girmesiyle uyandım.

"Günaydın Cara, bu sabah dersin var sanıyordum. Gitmeyecek misin?"

"Evet, vardı ama gitmeyeceğim. Lucas'ın yanında olmak istiyorum. Bugünlerde okula gelemiyor biliyorsun."

"Biliyorum tatlım ama derslerinden geri kalacaksın diye endişeleniyorum."

"Gerçekten mi? Lucas iki gün sonra hayati bir ameliyata girecek ve senin tek düşündüğün benim derslerim öyle mi? Onun yanında olmak istiyorum anne neden anlamıyorsun?"

"Anlıyorum tabii ki. Hem Lucas'ı ben de çok seviyorum. Söylediğim her şey senin iyiliğin için. Bu arada bir doktordan senin için randevu aldım. Yarın öğleden sonra gideriz değil mi?"

"Ne? Ne doktoru anlamadım."

"Şey işte, Linda halanın psikolog bir arkadaşı varmış. Geçen gün söylediklerini çok düşündüm Cara. Hani şu intihar etmekle ilgili söylediklerin. Bir doktora görünsen iyi gelir diye düşündüm."

"Bana sormadan nasıl böyle bir şey yapabilirsin anne? Doktora falan gitmek istemiyorum, ben iyiyim. O öyle bir dönemdi, Lucas'tan önce depresyondaydım sanırım, ama artık iyiyim. Merak etme kendime bir şey yapacak değilim."

"Biliyorum tatlım, biliyorum ama bizi çok korkuttun. Baban da ben de söylediklerini çok düşündük. En azından bir seans gidemez misin? Ne zararı olur ki? Hem şimdi Lucas'ın hastalığı nedeniyle zor günler geçiriyorsun, onun için üzülüyorsun. Belki bir uzmanla konuşmak seni rahatlatır, böylece Lucas'a da daha iyi destek olursun. Ne dersin?" Annemlerin bu işin peşini bırakmayacağını düşündüm. Hem haklılık payı da yok değildi. O yüzden bu teklifi kabul etmeye karar verdim.

"Tamam,peki yarın gideriz." Annem cevaptan memnun olmuş bir şekilde odamdan ayrıldıktan sonra telefonumu kontrol ettim ve Lucas'tan günaydın mesajı gelmemiş olduğunu gördüm. Bu tuhaftı çünkü uzun zamandır her sabah onun mesajlarıyla uyanıyordum. Bir anlığına da olsa, bir daha Lucas'tan hiç mesaj alamazsam, bir daha onunla hiç konuşamazsam diye düşündüm. Bu bir anlık düşünce bile yüreğimin sıkışmasına, gözlerimin dolmasına neden olmuştu. Bunları düşündüğüm için kendime kızıp Lucas'ı aradım. "Alo" diyen sesi uykuluydu.

"Uyuyor muydun? Afedersin. Mesaj atmadığını görünce merak ettim. Bu saatlerde uyumazsın."

"Uyuyordum, son zamanlarda çok fazla uyuyorum sanırım. Bu gün okula gidecek misin?"

"Hayır, sana gelmeyi düşünüyordum, tabii sen de istersen."

"Çok isterim ama benim yüzümden dersleri kaçırıyorsun. Yakında sınavlar başlayacak."

"Annem gibi konuşma Lucas." Kahvaltı edip, hazırlandıktan sonra Lucas'a gittim. Tam verandaya adım atmıştım ki kapı açıldı ve Bayan Green dışarı çıktı.

"Ah, Cara sen mi geldin, ben de tam dışarı çıkıyordum. Halletmem gereken işler var da. İyi ki geldin böylece Lucas yalnız kalmamış olur. Gel, içeri gir."

"Siz merak etmeyin, ben Lucas'a göz kulak olurum."

"Teşekkürler Cara, Lucas odasında." Bayan Green'in arkasından kapıyı kapattım ve yukarı, Lucas'ın odasına çıktım. Kapıyı açıp içeri girdiğimde, Lucas yarı çıplaktı ve bir havluyla kafasını kuruluyordu.

"Heey, hoş geldin güzellik. Çok terlemiştim, sen gelmeden bir duş alayım dedim. Gel bakalım buraya." Beni tutup kendine çekti ve birbirimize sarıldık, duş jelinin kokusunu alabiliyordum. Vücudu hala biraz nemliydi. Bedeninin inceldiğini, ona sarılınca daha iyi anlıyordum.

"Bugün nasılsınız bakalım Bay Green?"

"Sen kapıdan içeri girdiğinden beri çok daha iyiyim Cara Wilson, sence bunun bilimsel bir açıklaması var mıdır? Bana ilaçlardan çok daha iyi geliyorsun."

"Bunun sebebi; bana sırılsıklam aşık olman Lucas."

"Ahahaha haklısın sevgilim, sana sırılsıklam aşığım."

"Hadi üstünü giyin de üşüme." Lucas giyindi, henüz kahvaltı yapmadığını söyleyince mutfağa inip ona kahvaltı hazırladım. Ben kahvaltı hazırlarken o da masada oturup beni izlemişti. Psikoloğa gitme olayı zihnimi fazlasıyla meşgul ediyordu. Sürekli nasıl geçeceğini, doktora neler anlatacağımı düşünüyordum. Sessizliğim Lucas'ın dikkatini çekmiş olacaktı ki "Bir sorun mu var Cara? Bugün çok düşüncelisin" diye sordu. Ben de ona yarın psikoloğa gideceğimi söyledim.

"Psikolog mu? Neden?"

"Eee.. Şey, geçen gün babamla biraz tartıştık. Tartışma sırasında söylediğim bir şey onları endişelendirmiş. Bu yüzden doktora gitmemi istiyorlar."

"Ne söyledin ki?"

"Bak Lucas, senden hiçbir şey gizlemek istemiyorum. Seninle sevgili olmadan önce zor bir dönemden geçiyordum. Hayatımı çok fazla sorguladığım ve mutsuz olduğum bir dönemdi. Fazlasıyla depresiftim ve intihar etmeye kafayı takmıştım."

"Ne dedin sen? İntihar mı? Sana inanamıyorum Cara, böyle bir şeyi nasıl düşünebilirsin?"

"Söyledim ya, depresyondaydım işte... Her neyse, geçen gün bunu yanlışlıkla ağzımdan kaçırdım. Şimdi annem beni psikoloğa götürmek istiyor. Yarın birlikte gideceğiz."

"Şey.. eee sen.. artık öyle şeyler düşünmüyorsun değil mi?"

"Hayır tabii ki. Senden sonra her şey değişti Lucas. Senden önce hayatım simsiyahtı ama sen bana bir gök kuşağı verdin. Artık çok daha mutluyum, umutluyum. Yaşamak istiyorum. Seninle yaşamayı seviyorum."

"Peki ya bir gün işler değişirse, artık yanında ben olmazsam? O zaman ne olacak?"

"Bu da ne demek? Ne demek ben olmazsam?"

"İki gün sonra ameliyata gireceğim Cara, bu ameliyattan sağ çıkıp çıkamayacağım bile belli değil. Demek istediğim, eğer ölürsem se-"

"Şşşt! Sus. Sakın böyle söyleme. Öyle bir şey olmayacak. Beni bırakıp hiçbir yere gidemezsin Lucas Green. Sana daha kaç kere söyleyeceğim. Ameliyat iyi geçecek."

"Yine de bana söz vermeni istiyorum Cara. Bana ne olursa olsun, sen yaşamına devam edeceksin. İkimiz için yaşayacaksın. Mutlu olacaksın ve benim yerime de hayatın tadını çıkartacaksın. Tamam mı? Söz ver bana."

"Söz veriyorum sevgilim."

"Seni seviyorum."

"Seni seviyorum."


SON ŞANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin