Okulda her yıl bir yılbaşı partisi düzenlenirdi, bazen bir gece klubünde bazen de herhangi bir otelin balo salonunda düzenlenen bu partilere daha önce hiç katılmamıştım. Çünkü hiç arkadaşım yoktu ve gidip bir partide tek başına oturmak yapmak istediğim bir şey değildi. Bu seneki parti şehrin en büyük otelinde olacaktı. Kızlar aylardır bu geceye hazırlanıyorlardı, kıyafetler, ayakkabılar, çantalar alıyorlar ve okulda sürekli o gece nasıl görünmek istediklerinden bahsediyorlardı. Yılbaşından iki gün öncesine kadar aklımda partiye gitmekle ilgili bir fikir yoktu. Biz yılbaşını hep ailecek evde kutlardık. Ayrıca pek de parti modunda değildim.
Ama yılbaşından iki gün önce O karşıma çıktı. Benim son şansım, ben boğulurken hayat tarafından bana atılan can simidim, Lucas. Tabi o zamanlar bunun farkında değildim. Lucas'ı okulda hep görürdüm, yakışıklı biriydi ve her zaman kızların ilgi odağıydı ama sevgilisi yoktu ve okuldan biriyle çıktığını daha önce hiç duymamıştım hatta bu yüzden onun gay olduğunu söyleyenler bile oluyordu. Benim umrumda değildi, Lucas da okuldaki herkes gibi biriydi işte. Ta ki... o gün derste yanıma gelip benimle konuşana kadar.
Dersin başlamasına birkaç dakika kala ben yine her zamanki yerime oturmuş, başımı cep telefonumdan kaldırmadan dersin başlamasını bekliyordum sonra bir ses duydum;
"Afedersin, yanına oturabilir miyim?"
Ses Lucas'a aitti, sınıfta o kadar boş yer varken neden benim yanıma oturmak istediğini anlayamamıştım ama önemsemedim.
"Oturabilirsin, burası boş."
"Teşekkürler Cara, bugün nasılsın?
Teşekkürler Cara mı? Yanlış mı duymuştum yoksa gerçekten Lucas benim adımı mı biliyordu? Hem adımı söylemiş hem de bana nasılsın diye sormuştu. Kulaklarıma inanamıyordum. Uzun süre cevap vermemiş olacaktım ki tekrar sordu;
"İyi misin Cara? Bir şey mi oldu?"
"Hayır, yani şey.. evet iyiyim ben biraz şaşırdım sadece. Beni tanıdığını bilmiyordum."
"Elbette seni tanıyorum,4 yıldır aynı dersleri alıyoruz bu uzun bir süre."
"Evet öyle tabii ama genelde insanlar benim kim olduğumu adımı falan bilmezler, merak da etmezler, şey... yani ben biraz görünmez gibiyim."
"Anlıyorum, diğerlerini bilemem ama ben seni görüyorum Cara, sen benim için hiçbir zaman görünmez olmadın."
Bu da ne demekti şimdi? Yüzüm kıpkırmızı olmuştu ne diyeceğimi bilemedim. Neyse ki o anda dersin hocası sınıfın kapısından içeri girdi ve ders başladı böylece sohbetimiz kesilmiş oldu. Ders boyunca Lucas'ın bakışlarını üzerimde hissettim. Belki bana öyle geliyordur diye kontrol etmek için ona baktığımda göz göze geldik, o bana gülümsedi ve ben yine kızardım. Umarım kızardığımı fark etmemiştir diye düşündüm. Bir süre sonra Lucas kulağıma doğru eğilip;
"Bu ders sence de çok sıkıcı değil mi?" diye sordu. Başımı hafifçe evet anlamında salladım.
"Çıkmak ister misin? Bir şeyler içeriz"
"Aslında ben isterim ama... benim notlarım pek iyi değil o yüzden bilirsin işte... kalmam gerekiyor not tutmak için." Bana ne oluyordu böyle? Sanki konuşmayı unutmuş gibiydim.
"Tamam sorun değil. Sonra görüşürüz Cara." dedi ve sınıftan çıkıp gitti.
Eve geldiğimde akşam yemeğinden sonra odama çekildim, yalnız kalmak istemiştim. Okulda yaşananları düşünüyordum. Olanlara bir türlü anlam veremiyordum. Lucas neden yanıma oturmuştu?
Bana "sen benim için hiç görünmez olmadın" derken ne demek istemişti? Sonra da beni bir şeyler içmeye çağırdı, neden? Acaba ben mi olanlara fazla anlam yüklüyorum bilemiyordum. Saat 22.00'da kafamı dağıtmak için kitap okumaya karar verdim. Birkaç sayfa okumuştum ki telefonuma mesaj geldiğini duydum, kitabı bıraktım, yatağımdan kalkıp çalışma masamın üzerinde duran telefonu almaya gittim. Telefonu elime alıp ekrana baktığımda, az kalsın telefonu elimden düşürecektim.
Çünkü mesaj Lucas'tan gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON ŞANS
General FictionÜniversite son sınıf öğrencisi Cara 22. doğum gününde bir karar alır. Hayatından o kadar sıkılmıştır ki eğer bir sonraki doğum gününe kadar hayatında, hayatına anlam katacak bir şey olmazsa ve kendine yaşamak için bir neden bulamazsa bir sonraki doğ...