2 gün sonra...
Lucas'la tanışmadan önce, intihar etmeyi düşündüğümü itiraf etmem ailemizde şok etkisi yaratmıştı. O geceden sonra evdeki herkesin bana karşı davranışlarında büyük değişikler olmuştu. Örneğin Jacob beni kızdıracak hiçbir şey yapmamaya gayret gösteriyordu, annem sevdiğim yemekleri yapıyor, gün içinde bana iltifatlar edip sık sık sevgi gösterisinde bulunuyordu. Babam bile değişmişti. Lucas'la ilgili olumsuz hiçbir şey söylemiyor, geç saatlere kadar Lucas'la birlikte olmama karışmıyordu.
Yine de o geceden sonra kimse intihardan bahsetmedi, davranışları değişmiş olsa da o gece hiç yaşanmamış gibi davranıyorlardı zaten benim de o konuyu tekrar açmaya niyetim yoktu.
Lucas bugün kendini iyi hissetmediği için okula gelememişti. Ben de okuldan çıkıp onun yanına gittim. Evlerine vardığımda kapıyı Bayan Green açtı;
"Hoş geldin Cara, nasılsın?"
"Teşekkürler, Bayan Green. Lucas'ı görmeye geldim."
"İyi yaptın, içeri gelsene. Lucas odasında, bugün kendisini çok yorgun hissediyor ama eminim sen ona çok iyi gelirsin."
Odasına girdiğimde Lucas yatağında uyuyordu. Yorganın altındaki bedeni incecik kalmıştı. Yüzü solgundu, yatağının kenarına oturup dudaklarına bir öpücük kondurdum. Yavaşça gözlerini açıp gülümsedi;
"Heey, bu bir rüya mı yoksa gerçekten burada mısın?"
"Buradayım sevgilim, yanındayım."
"Seni gördüğüme sevindim güzellik, iyi ki geldin."
"Nasılsın? Annen yorgun hissettiğini söyledi."
"Evet öyleydi ama artık daha iyiyim çünkü sen yanımdasın." Yatakta yana kayıp bana yer açınca ben de onun yanına uzandım. Başımı göğsüne koyduğumda kalbinin sesini duyabiliyordum. Onun göğsünde böyle yatmak, saçlarımla oynaması, sıcaklığı bana huzur veriyordu.
"Okul nasıl geçti?" diye sordu.
"Sensiz çok sıkıcıydı."
"Yarın annemle doktora gideceğiz, ameliyat olup olamayacağımı öğrenmek için. Sen de gelmek ister misin?"
"İsterim tabii, gelirim."
"Çok korkuyorum Cara, ya tümör yeterince küçülmemişse, ya beni ameliyat edemezlerse. Ölmek istemiyorum."
"Şşşt! Öyle söyleme. Sakın bir daha ölümden bahsetme. Ameliyat olacaksın ve iyileşeceksin biliyorum Lucas, hissediyorum. Sana hiçbir şey olmayacak."
Ertesi gün sabah erkenden Lucas ve annesi beni almaya geldiler ve hep birlikte hastahaneye gittik. Her ne kadar dün gece Lucas'a korkmamasını söylemiş olsam da, ben de kötü bir haber almaktan çok korkuyordum. Sıkıntıdan mideme kramplar giriyordu. Bayan Green de çok endişeli görünüyordu. Gözlerinin şişliğinden ve kızarıklığından dün gece iyi uyuyamadığı ve ağladığı belli oluyordu. Randevu saatine kadar bekleme odasında oturduktan sonra bir hemşire gelip bizi doktorun odasına götürdü. Doktorun odasına girdiğimizde kendimi bayılacak gibi hissettim. Lucas'ın elini sımsıkı tutuyordum.
"Merhaba Lucas hoş geldin. Sizler de hoş geldiniz. Oturun lütfen." Üçümüz de oturduktan sonra doktor tekrar konuşmaya başladı;
"Sonuçları inceledim Lucas. Görünen o ki tümörü küçültmeyi başarmışız. Şimdi yapmamız gereken ameliyatla tümörü almak. Sonra yine kemoterapi ve radyoterapiye devam edeceksin."
"İyileşebilirim yani, öyle mi?"
"Bak Lucas seninle açık konuşacağım. Pankreas kanseri, istatiksel olarak en çok ölümle sonuçlanan kanser türlerinden biridir. Evet, tümör küçülmüş gözüküyor ama yapacağımız ameliyat oldukça riskli. İşlem sırasında bir sürü komplikasyon gelişebilir. Üstelik ameliyattan sonraki süreç de çok kritik bir süreç. Yine de biz elimizden geleni yapacağız. Gençsin, güçlüsün. Zor olacak ama ben başarabileceğimize inanıyorum. Sen de kendine inan."
"Peki ne zaman ameliyat olacağım?"
"En kısa zamanda. Asistanımla konuşup bir gün belirleyeceğim. Kendisi sizi arayıp bilgilendirir."
Hastahaneden çıktığımızda hepimiz bir parça da olsa rahatlamıştık. Şimdi tek yapmamız gereken ameliyatın iyi geçmesi için dua etmekti. O gün de bütün günü Lucas'la geçirdim. Birlikte müzik dinledik, film izledik, konuştuk, ben ona kitap okudum, sonra bir ara uyuya kalmış olmalıyız ki Bayan Green odaya girdiğinde birbirimize sarılmış uyuyorduk.
"Afedersiniz çocuklar, uyanın"
"Ne oldu anne?" Ben de uyanmıştım. Lucas'ın annesine bu şekilde yakalanmak anında kızarmama sebep olmuştu.
"Hastahaneden aradılar, ameliyat günü için."
"Ne zamanmış?"
"Cuma günü, yani üç gün sonra."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON ŞANS
General FictionÜniversite son sınıf öğrencisi Cara 22. doğum gününde bir karar alır. Hayatından o kadar sıkılmıştır ki eğer bir sonraki doğum gününe kadar hayatında, hayatına anlam katacak bir şey olmazsa ve kendine yaşamak için bir neden bulamazsa bir sonraki doğ...