Lucas'ın amcasının çiftliğinde geçirdiğimiz günün üzerinden tam bir ay geçmişti. Geçen bu sürede ikimiz birbirimize daha da yakınlaştık. Hemen her günümüz birlikte geçti. Okulda beraberdik, derslere birlikte girdik, ödevlerimizi birlikte yaptık. Okul dışındaki zamanımızı da hep birlikte geçirmiştik. Ayrı kaldığımızda ise sürekli mesajlaşıyorduk. Ben Lucas'ın annesiyle tanıştım, Lucas da benim ailemle tanıştı. Annem Lucas'ı en güzel şekilde ağırlayabilmek için deliye dönmüştü. Babam ve kardeşim ilk başta ona biraz soğuk davransalar da genel olarak iyi anlaşmışlardı. Artık kabul ediyordum ve hislerimden emindim, Lucas'a aşık olmuştum. Onunla birlikte zaman geçirmek, onun gözlerine bakmak, elini tutmak, öpmek... İlişkimiz başlayalı daha bir ay olmuştu ama ona çok fazla bağlandığımı, sonsuza kadar onunla birlikte olmak istediğimi anlamıştım.
Lucas bütün hayatımı değiştiriyordu. Artık sabahları alarm sesiyle değil, Lucas'ın günaydın mesajlarıyla uyanıyordum. Okula gitmek nefret ettiğim bir şey değildi artık, çünkü okulda onu göreceğimi biliyordum. Lucas sayesinde notlarım bile yükselmişti, sınavlara birlikte çalışıp birbirimize yardım ediyorduk. Doğum günümde kendime yaşamak için bir neden bulacağıma dair bir söz vermiştim ve hayat karşıma Lucas'ı çıkarmıştı. O benim hayatımı kurtarmıştı. Artık ölmek istemiyordum. Yaşamak istiyordum, Lucas'la birlikte, sonsuza dek... Bendeki değişimden başta annem olmak üzere herkes çok mutluydu. Eski karamsar, depresif, mutsuz Cara gitmiş, yerine etrafına neşe saçan bambaşka biri gelmişti sanki. Bu değişimin Lucas'tan kaynaklandığını bildikleri için de ilişkimizi destekliyorlardı. Jacob artık benimle dalga geçmiyor, babam eve geç gelmeme bile kızmıyordu.
Okulda ise işler biraz daha karmaşıktı. Sevgili olduğumuz hızla kulaktan kulağa yayıldı. Koridorlarda el ele yürürken ya da derslerde yan yana oturduğumuzda, etrafımızdaki insanların bakışlarını üzerimizde hissedebiliyordum ama artık utanmıyordum. İstedikleri kadar bakabilir, arkamızdan konuşabilirlerdi. Onlara hak vermiyor da değildim. İnsanların Lucas gibi birinin bende ne bulup da onca seçenek arasından beni seçtiğini merak etmeleri çok normaldi çünkü aynı şeyi ben de merak etmiştim. Sadece zaman geçtikçe bunu daha az sorgular oldum. Ne bulduysa bulmuştu işte. Sonuç olarak şimdi birlikteydik ve ikimizde çok mutluyduk. Bir masalın içinde gibi hissediyordum kendimi. Kendi düşünceleri içinde hapsolmuş, kendi kendini ölüme mahkum etmiş bir prensestim ben ve yakışıklı prensim Lucas gelip beni kurtarmıştı. Ne kadar karanlık düşünce varsa hepsini silmişti zihnimden. Onun içindeki yaşam enerjisi, mutluluğu, neşesi bana ilaç olmuştu adeta. Aşkın kapımı böyle aniden çalacağını ve hayatımı böyle kökünden değiştirebileceğini hiç tahmin etmezdim.
Keşke masalımız mutlu sonla bitebilseydi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON ŞANS
General FictionÜniversite son sınıf öğrencisi Cara 22. doğum gününde bir karar alır. Hayatından o kadar sıkılmıştır ki eğer bir sonraki doğum gününe kadar hayatında, hayatına anlam katacak bir şey olmazsa ve kendine yaşamak için bir neden bulamazsa bir sonraki doğ...