"Selam Cara, ben Lucas." mesajda yazan buydu. Sadece dört kelime ama bu dört kelime benim aklıma yüzlerce soru getirmeye yetmişti. Birincisi numaramı nereden bulmuştu? İkincisi numaramı neden bulmak istemişti ki? Neden bana bu saatte mesaj atmıştı? Belki dersle ilgili bir şey soracaktır diye düşündüm ama sınıfta bir sürü kız vardı. Benden daha güzel, daha zeki, notları daha yüksek olan ve Lucas'ın etrafında pervane olan kızlar. Okulla ilgili bir şey sormak istese onlara da sorabilirdi. Neden ben?
Bir süre ne cevap yazacağımı bilemedim. Birkaç kez yazıp sildikten sonra en sonunda şöyle yazdım;
"Selam Lucas, senden mesaj almak beni şaşırttı. Numaramı nerden buldun?" cevap gecikmedi;
"İki gün önce Bayan Clark'ın ofisinde karşılaştık, hatırlıyor musun? Teslim ettiğin ödev dosyasının kapağında yazıyordu. İzinsiz aldığım için özür dilerim."
Hatırlamıştım. O gün ödevimi teslim etmek için Bayan Clark'ın odasına gittim, dosyayı masanın üzerine bıraktım. Lucas'ın odada olduğunu fark etmemiştim bile.
"Evet hatırladım. Numaramı izinsiz alman önemli değil ben sadece sebebini merak ediyorum."
"Sebebi yeterince açık değil mi Cara? Seni daha yakından tanımak istiyorum eğer sen de istersen."
Şaka. Tek mantıklı açıklama buydu. Lucas bana şaka yapıyor olmalıydı. Dosyanın üzerinde tesadüfen numaramı gördü, bugün dalga geçmek için yanıma geldi, şimdi de canı sıkıldı ve beni işletmeye çalışıyor, belki şu anda birkaç arkadaş oturmuş telefonun başında benden gelecek cevabı bekliyorlardır, bana gülmek ve beni nasıl da kandırdıklarını görüp eğlenmek için. Bu düşünce beni çok sinirlendirdi. Cevap vermemeye karar verdim. Lucas'a benimle dalga geçme fırsatı vermeyecektim. Hem zaten benim böyle saçmalıklarla uğraşacak ne vaktim ne de enerjim vardı.
Günlerdir mektubum üzerinde çalışıyordum. Yazdığım hiçbir şey yeterince tatmin edici gelmiyordu, ben de yırtıp tekrar yazıyordum. Mektup kusursuz olmalıydı. Ailemin aradığı her cevabı o mektupta bulmasını istiyordum ve onlara bunu yaşattığım için özür dilemek. Yeni bir kağıt çıkarıp yazmaya başladım ama bir türlü konsantre olamıyordum çünkü sürekli Lucas aklıma geliyordu. Okuldaki konuşmamız, az önceki mesajlar ve gülümsemesi. Gülümseme! Bu da nereden çıkmıştı şimdi? Neden onun gülümsemesini tekrar tekrar gözümde canlandırmama engel olamıyorum? O bir yalancı dedim kendi kendime. Sana yalan söyledi, seni tanımak falan istemiyor, seninle dalga geçti hepsi bu, Lucas gibi birinin seninle ne işi olabilir ki?
Ertesi gün yine aynı saatte kalkıp annem ve kardeşimle kahvaltı yaptım. Okula gitmek için evden çıktığımda kardeşim de benimle birlikte çıktı, aslında onun için erkendi. Jacob her zaman benden yarım saat sonra evden çıkardı. Otobüs durağına yürürken biraz konuşmak istediğini söyledi.
"Neyin var Cara? Son zamanlarda çok sessizsin, odandan çıkmıyorsun, hep üzgün gibisin."
"Bir şey yok Jacob, sanki beni tanımıyorsun her zaman ki ben işte"
"Hayır, hayır aynı değil ters giden bir şeyler mi var? Okulla ilgili ya da ne bileyim başka bir şey yani anlarsın ya aşık falan mı oldun?"
"Ne, hahaha ne aşkı yok öyle bir şey. Yapma ama sen de annem gibi olmaya başladın. Ben iyiyim tamam mı? Bir sorun yok. Sen kendi işine bak."
"Peki öyle olsun ama bana her şeyi anlatabilirsin biliyorsun değil mi?"
"Biliyorum kardeşim, teşekkür ederim. Bak otobüs gelmiş bile acele et de kaçırmayalım"
Otobüsten önce Jacob indi. Benim okulum birkaç kilometre daha uzaktı ve indikten sonra biraz da yürümem gerekiyordu. Okula vardığımda bahçede onu gördüm. Lucas iki arkadaşıyla birlikte sohbet ediyordu. Ona görünmemeye çalışarak ana binaya doğru hızlıca yürümeye başladım ama arkamdan seslendiğini duyunca durmak zorunda kaldım.
"Mesajıma neden cevap vermedin Cara?"
"Ben neden cevap verecektim ki? Ne yazmamı bekliyordun yani ne yazsam daha komik olurdu senin için? Yeterince eğlenmedin mi?"
"Sen neden bahsediyorsun? Ne eğlenmesi? Ben... ben hiçbir şey anlamadım Cara bir sorun mu var?"
"Sorun şu Lucas, ben senin ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum tamam mı? Numaramı neden aldın, niye dün yanıma oturdun, dün gece neden bana mesaj yazdın anlayamıyorum. Benimle dalga mı geçiyorsun?
"Dalga geçmek mi? Hayır tabii ki Cara seninle neden dalga geçeyim bu mümkün değil. Ben söylediğim her şeyde çok ciddiydim. Ben... Ben senden hoşlanıyorum Cara hem de çok uzun bir süredir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON ŞANS
General FictionÜniversite son sınıf öğrencisi Cara 22. doğum gününde bir karar alır. Hayatından o kadar sıkılmıştır ki eğer bir sonraki doğum gününe kadar hayatında, hayatına anlam katacak bir şey olmazsa ve kendine yaşamak için bir neden bulamazsa bir sonraki doğ...