Kulaklarıma inanamıyordum, bu gerçekten mümkün olabilir miydi? Ben bunca zaman görünmez olduğumu, kimsenin benim varlığımı fark etmediğini düşünürken okulda benden hoşlanan biri varmış ve bu kişi okulun hem en yakışıklı hem de en popüler çocuklarından biriymiş öyle mi? Gerçekten hiç mantıklı gelmiyordu.
"Sana bunu daha önce söyleyemediğim için üzgünüm Cara ama ben 1. sınıftan beri senden çok hoşlanıyorum. Şaşırmış olmanı anlıyorum ama lütfen bana kendimi daha iyi ifade etmem için bir şans ver, gidip bir yerde oturalım. Rahatça konuşuruz ne dersin?"
Şaşkınlıktan dilim tutulmuştu, ne diyeceğimi bilmiyordum. Okulun bahçesinde öylece duruyorduk. Lucas karşımda ne cevap vereceğimi merakla bekliyordu. Başımı "evet" anlamında sallayarak cevap verdim ama aslında neden Lucas'ın teklifini kabul ettiğimi bilmiyordum sadece o anda bir cevap vermek zorundaydım ve ağzımdan tek kelime çıkmıyordu, ben de başımı sallamakla yetindim.
Okulun yakınında öğrencilerin sık sık takıldığı ama benim daha önce hiç gitmediğim bir cafe vardı. Yol boyunca konuşmadan yan yana yürüdük, arada bir kaçamak bakışlarla Lucas'a bakıyordum. Gergin göründüğünü fark ettim. Kısa bir yürüyüşün ardından cafeye vardık, küçük ama sevimli bir mekandı. Lucas cam kenarındaki masaya yöneldi ben de takip ettim, oturmam için sandalyemi çektiğinde bu kibarlık karşısında ne diyeceğimi bilemedim ve sessizce oturdum. Biz oturur oturmaz garson geldi ve siparişlerimizi aldı, ikimiz de kahve istemiştik. Lafa ilk giren Lucas oldu;
"Beni kırmayıp buraya gelmeyi kabul ettiğin için teşekkür ederim Cara, beni çok mutlu ettin."
"Bak Lucas, buraya geldim çünkü aklından neler geçiyor anlamak istiyorum, iki gündür olan şeyler çok tuhaf."
"Tamam seni anlıyorum ani gelişmeler oldu ama merak etme şimdi sana her şeyi en başından itibaren anlatacağım."
"Dinliyorum." Ve Lucas anlatmaya başladı. O konuşurken sözünü kesmemeye özen gösterdim, sorularımı sona saklıyordum. Anlatmaya 1. sınıftan başladı, beni ilk gördüğü günden. Meğer Lucas beni ilk gördüğü günden beri benden hoşlanıyormuş, 4 yıl önce beni ilk gördüğünde üzerimde olan kıyafetleri bile hatırladı. Benim yanıma gelip benimle konuşmaya hep çekinmiş çünkü ben okuldaki herkese karşı çok ilgisiz davranıyormuşum. Sosyal medya hesaplarıma bile sık sık girip baktığını, hakkımda bir sürü şey bildiğini anlattı. Mesela en sevdiğim meyvenin çilek, en sevdiğim rengin siyah olduğunu, her zaman sınıfta kapıya en yakın yere oturduğumun farkında olduğunu söyledi çünkü hep uzaktan beni izliyormuş. Bunca yıldır okuldan biriyle hiç çıkmamış olmasının sebebi de benmişim. Ona yaklaşmak isteyen tüm kızları reddettiği için hakkında çıkan gay söylentilerinin farkındaymış ama yine de benden hoşlanırken bir başkasıyla sevgili olamazmış.
Lucas'ın anlattıklarını dinledikçe kendimi bayılacak gibi hissediyordum çünkü durumun ciddiyetini kavramıştım ve söylediklerine inanıyordum. Ama nasıl bir karşılık vermem gerektiğini bilemiyordum. Lucas'ın konuşması bittiğinde;
"Peki bu kadar yıl sustuktan sonra neden şimdi benimle konuşmaya karar verdin? Ne değişti?" diye sordum.
"Zamanımızın tükendiğini hissettim, yakında mezun olacağız Cara. Seni sadece okulda görüyorum, okul bittikten sonra seni görme şansım da kalmayacak o yüzden artık konuşmalıyım diye düşündüm bu benim son şansım."
"Yani şimdi sen ciddi ciddi benimle sevgili olmak istiyorsun öyle mi?"
"Evet, öyle."
"Benim daha önce hiç sevgilim olmadı."
"Şaka yapıyor olmalısın, hiç mi?"
"Hiç. Hatta flört ettiğim birisi bile olmadı."
"Aslında bunu duyduğuma sevindim, ilkler hiçbir zaman unutulmaz."
O gün, o cafede saatlerce oturduk. Hiç durmadan konuştuk, derslerden, kitaplardan, filmlerden, müziklerden, neleri sevip, neleri sevmediğimizden hatta ailelerimizden bile bahsettik, bol bol güldük, eğlendik. Saatin nasıl geçtiğini anlamamıştım. Annem aradığında eve geç kaldığımı fark ettim.
"Şey.. benim gitmem gerek, annem aradı. Ben çok güzel vakit geçirdim teşekkür ederim."
"Asıl ben sana teşekkür ederim Cara, bu hayatımın en güzel günüydü."
"Abartma Lucas, alt tarafı bir şeyler içip sohbet ettik." Yüzümün kızardığını hissedebiliyordum.
"Alt tarafı mı? Ben bunu ne kadar zamandır bekliyorum hayal bile edemezsin. Bak ne diyeceğim, daha önceki hiçbir yılbaşı partisine katılmadığını biliyorum ama yarınki partiye gelmeni çok istiyorum Cara. Birlikte gideriz ne dersin? Sonuçta bugün birlikte çok iyi vakit geçirdik değil mi?
"Bilemiyorum ben.. "
"Lütfen gel Cara, çok eğlenceli olacak hem mezun olmadan katılabileceğin son yılbaşı partisi bu. Daha önce hiçbir okul partisine gelmedin. Lütfeeen..."
Karşımda öylesine yalvaran gözlerle bakıyordu ki, bahane bulmakta zorlanıyordum.
"O partiye gideceğimi hiç düşünmemiştim ben... benim şeyim yok .. eee kıyafet evet benim giyecek kıyafetim falan yok ben yarına kadar hazırlanamam."
"Saçmalama tabii ki hazırlanabilirsin daha çok vakit var. Lütfen Cara sen çok güzel bir kızsın ne giydiğinin bir önemi yok uydur bir şeyler işte. Ne giymiş olursan ol benim için gecenin en güzel kızı sen olacaksın."
Lucas'la konuşurken yüzümün kızarıklığı hiç geçmiyordu çünkü hep böyle beni utandıracak şeyler söylüyordu. Bir de gülümsemesi vardı tabii. O gülünce içimde bir sıcaklık hissediyordum sanki. Israrlarına karşı koyamayacağımı anlayınca "tamam" dedim.
"Seninle o partiye gideceğim Lucas Green."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON ŞANS
General FictionÜniversite son sınıf öğrencisi Cara 22. doğum gününde bir karar alır. Hayatından o kadar sıkılmıştır ki eğer bir sonraki doğum gününe kadar hayatında, hayatına anlam katacak bir şey olmazsa ve kendine yaşamak için bir neden bulamazsa bir sonraki doğ...