15) Aşk gibi...

715 109 19
                                    



Dudaklarım yanıyordu. Eve girer girmez kendimi soğuk suyun altına atsam bile dudaklarım ile birlikte tüm vücudum yanıyordu. Gözlerimi kapattığım her an dün gecenin hatırası göz kapaklarımın ardında beliriyor bir şekilde her seferinde tekrar tekrar oynat tuşuna basmışım gibi başa alıyordu.

Arabayı sürüyordum, Chanyeol yanımda uyuyakalıyordu, hava karanlıktı ve geçmekte olduğumuz yol bir miktar ıssızdı. Sonra Chanyeol'un dudaklarından adımı duyuyordum ama gözleri açıkken ve bilinci tamamen yerindeyken sarf ettiği gibi değil daha içten, acı çeker gibi. Sanki kalbi kırılmış gibi.

Sonra bir anda hızlı hızlı nefes almaya başlıyor ve bir kâbus gördüğüne kanaat getirdiğim anın etkisiyle arabayı kenara çekiyorum. Sonraki kısımlar gözlerimin ardında olması gerekenden çok daha hızlı geçiyor ve kendimi Chanyeol'un üzerinde dudakları dudaklarımı bastırılmış bir şekilde buluyorum. Her nasılsa tam o anda olduğu gibi şimdi de soğuk suyun altında gözlerimi kapatmış bir şekilde o anı düşünürken bile daha fazlasını istiyorum.

Birkaç dil darbesinden çok daha ileriye gitmiş bir öpücük olmasını istiyorum ve o anın devamını arka koltukta sonlanmış halini düşünmek banyodaki işimin uzamasına neden oluyor.

Bunu düşündükçe delirecek gibi oluyorum. Herhangi bir duygusal boşluk da çekmiyordum ki ahmak bir herife doğru çekileyim. Olması gerekenden uzun bir sürede banyodan çıktığımda karnım da oldukça aç olduğunu belirtmek istercesine sanki başka birisi duysa içimde bir canavar beslediğimi düşünecek kadar büyük bir şiddette guruldamıştı.

Etrafımda başka kimsenin olmaması demek böyle anlarda rezil olabileceğiniz tek kişinin kendiniz olması demekti ve ben kendi rezilliklerimle ilgilenmiyordum.

Gün öğleni devirip yavaş yavaş akşama ilerliyordu ve ben aç bir karınla evimin salonunda dikiliyordum. Bitirmem gereken bir projem vardı. En azından yarına kadar yarısından çok daha fazlasını bitirmiş olmalı ve kritik almak için hocama göstermeliydim ki kalan üç günlük süremde puanım kırılmasın. Puanım kırılsa dönemi bitirmek biraz zorlaşabilirdi ve ben henüz ödevin yarısını bitirmeye bile yaklaşamamıştım. Sanırım Chanyeol'un yardım teklifini öyle net bir şekilde reddetmemeliydim. Ya da bütün gece boyunca yaşanan o lanet olayların olmasına sebep olan davranışımı hiç gerçekleştirmemiş olsaydım da tüm gecemi aptal bir arabanın anahtarını bulmak için harcamak yerine ödevimi tamamlamak için çabalasaydım. Yanımda Sehun ile birlikte.

Banyodan sonra kurutmamak gibi saçma bir alışkanlığıma kurban giden saçlarım ve açlığımla savaşmaya çalışan beynimle dönem için bitirme ödevimin kabaca çizilmiş haline baktım.

Masanın üzerinde büyükçe bir kâğıda önce dışarıdan nasıl görünmesi gerektiğini çizmiştim. Gözlerimin önünde bir şekerleme dükkânı duruyordu. Vitrinini süsleyen çeşit çeşit atıştırmalıklar vardı ve bunlar benim her cumartesi Han nehrine gitmeden önce yaptığım atıştırmalıklara çok benziyordu. Ayrıca aklıma nereden geldiğini bilmediğim bir şekilde, çizmeyi bıraktığımda dükkânın tepesinde "Sweet Pie's" yazan bir tabela vardı.

İçimde öyle büyük bir dürtü vardı ki. Kesinlikle bunun maketini yapmalı ve görmeliydim. Sanki öylesine iyi biliyordum ki burayı evden çıkıp yürümeye başlasam kendimi bu dükkânın önünde bulacakmışım gibi hissediyordum ama bunu mantık çerçevesinde düşündüğüm zaman mümkün değildi.

Mümkün olmamasının kendi çapımda iki sebebi vardı. Adımlarım, daha önce hiç bilmediğim bir yere gitmem için bana rehberlik yapamazdı. İkincisi ise bu dükkân günümüzde var olmak için fazla eski duruyordu.

Dördü Yirmi Geçe // ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin