26) Neden susturamıyor içindeki delik deşik umutları

697 107 23
                                    






Baekhyun'un kabul etmesini geçip giden iki gün içinde bile henüz idrak edememiştim ve şu an burada olmasının bir hayal mi yoksa gerçek mi olduğundan emin olamıyordum.

Jongdae'nin zorla Yixing'i de sürükleyip getirmesinin üzerine şu anda toplamda dokuz adam aynı evin içinde oturmuş birkaç çeşit karışmış içkilerimizi yudumluyor ve saçma bir şekilde muhabbet ediyorduk. Yani en azından ediyorlardı.

Benim bu hoş ortama katılma gibi bir niyetim yoktu. Bütün günümü daha çok odanın bir köşesine oturmuş bir şekilde Baekhyun'u izleyerek geçirmiştim. Geldikleri ilk anda biraz mahcup ve tedirgindi çünkü Sehun ona Junmyeon hocayı da çağırma konusunda baskı yapmıştı ve muhtemelen Baekhyun oraya misafir olarak gideceklerini yanlarında başka birisini götürmenin doğru bir davranış olmayacağını defalarca dile getirse de görünüşe göre tüm bunların sonunda tartışmayı kazanan kişi Sehun olmuştu.

Bunu kabalık olarak düşünebileceğimizi düşünen Baekhyun ve Junmyeon ise bize fazladan içki getirmiş ve bunun emri vaki gibi olduğunu söyleyerek özür dilemişlerdi.

Bizim için sorun yoktu. 'Chanyeol, Jongin ve Min Seok, Junmyeon hoca ile zaten tanışıyordu, onu aramızda görmekten oldukça memnunduk.' Kyungsoo kibar bir şekilde toparlamıştı durumu. Gün geceye devrilirken ben Baekhyun rahatsız olmasın diye sessiz bir hoş geldinizden başka pek bir konuşmamıştım.

Aslında en başta Baekhyun'nun burada olması herkes için ufak bir sorundu. Yixing için o galerisinin kapanmasına neden olan adamın oğluydu. Benim için kaza yapmama neden olan adam.

Bir süre bu şekilde gergin bir hava hâkimdi evin içinde. Herkesin hareketi bir diğerinin gözüne batıyor, nefes alsanız bomba patlamış gibi bir etkiye neden oluyordu. Öyle bir anda anladığım kadarıyla Baekhyun'da benim gibi çıldırmanın eşiğinde yuvarlanırken Yixing ayaklanmış bütün alkolleri önüne çekmişti.

"Toplanın bakalım."

"İşte gece şimdi başlıyor!" Jongdae bulabildiği tüm bardakları Yixing'in önüne alkollerin yanına bırakırken gülümsemiştim. Yixing bu konu da cidden yetenekliydi.

"Ne yapacaksın?" diye sormuştu Baekhyun. Yixing ise ona ürkütücü bir gülümseme yollamış ve hızlı bir şekilde hünerlerini sergilemeye başlamıştı. Hayatının belli ve uzun bir dönemini barmenlik yaparak geçirmiş gibi bir hali vardı ve gözümüzün önünde birbirine giren sıvılar sahiden hoş görünüyordu.

"Chanyeol gel buraya."

Başımı iki yana sallarken onu reddettim. "O şeylerden içmeyeceğim."

"Geçen gece de içmedin, gel dedim buraya."

Derin bir nefes alıp ayağa kalktım. Tamamen ayık bir zihinle sarhoş olmuş bir bedenin içine hapsolmak gibi bir niyetim yoktu bu gece. Daha çok kendimde olmak, hareketlerimi söylediklerimi kontrol edebilmek ve bakışlarımı Baekhyun'dan ayırmak istemiyordum.

"Sıcak çikolatayı tercih ederim, keyfinize bakın."

Bizimkilerden büyük bir itiraz nidası koparken omuz silktim.

"Bu iki oldu Chanyeol!"

"Eğlenceyi kaçırıyorsun!"

"Delisin sen!"

Dönüp Jongin'e baktım. Kasıtlı olarak söylemediğine emindim, anın getirisiyle bu sözlerinin ağzından kaçtığına hiç şüphe yoktu çünkü yüzünde bir pişmanlık ifadesi belirmişti.

Yumuşayan hava tekrar gerilmeye yüz tutmuştu. Şimdi herkes oturuyor ve ayakta olan bana bakıyordu. Sinirlenmek ve boş vermek arasında gidip geliyordum. Evet, deliydim bunu inkâr etmiyordum ki böyle bir şey yapacak olsam asıl o zaman gülünç bir durum ortaya çıkardı ama yine de kaçmak istediğim bir şeydi de deliliğim son zamanlarda. Tıpkı Baekhyun'un benden kaçtığı gibi kaçmak istiyordum ondan. Olabildiğince gerimde bırakmak, sanki hayatımda hiç var olmamış gibi yaşamak istiyordum fakat böyle düşüncelerin zihnime hücum ettiği anlarda arkalarda bir yerde tek bir düşünce beliriyordu.

Dördü Yirmi Geçe // ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin