İnsanlar gelip geçerdi. Hayatımıza dokunur ve öylece giderlerdi. Bazen izin verirdik bu gidişlere hayır bay mor kupa bazen "gitme" desek bile giderler. İnsanın doğası budur çünkü. Ben mi? Elbet gittiğim birileri olmuştur bile isteye ya da istemeden kim bilir ben daha kendimden bile gidememişken başkasından gitmeyi başarmış mıyımdır sence?
Saat tam dördü yirmi geçe seni terk etmek üzere getirdim buraya bu da gitmek sayılır mı bay mor kupa? Sanırım sayılmaz. Çünkü ait olduğun ellere bırakıyorum seni nasılsa.
Tuhaf bir insanım sanırım. Baekhyun'un gözlerinde tam da böyle bir bakış var çünkü. Sanırım beni anlamıyor inanır mısın bilmem ama küçük adam ben de beni anlamıyorum. Elini bırakıp arkamı döndüm ani bir hareketle. Arabanın açık olan camından elimi uzatıp en başından beri sessizce bizi dinleyen kupayı aldım ve az önce yaptığım anlamsız veda konuşmasının ardından güzel ve narin ellere bıraktım. Benim ellerimin yanında küçücük kalan ellere.
Sonrasında tek kelime etmedim. Ne bana git demesine izin verdim ne de bir daha gelme demesine.
Küçük bir dinlenmenin ardından bana geri dönen arabama binip onu gerimde bıraktım. Sokağının köşesini dönesiye kadar aynadan ona bakmıştım ki o da hiç kıpırdamadan gidişimi izledi. Sadece gidişimi değil gelişimi de izlesen keşke böyle. Günümle gecemle huzur olsam sana da, uyuyamadığın gecelerinde sarıp sarmalasam seni kollarımda. Belki de senin de ihtiyacın olan tek şey huzurdur Baekhyun, tanrı biliyor ya ben bir çift göz de bulduysam huzuru sen de ben de bulabilirdin belki.
Başımı iki yana salladım. Evet, kabul etmesi zor bir durumdu. Sevgi değildi de hissettiklerim mecburiyetten öteye gidemiyordu sanki. Götüremiyordum sanki. Eğer hayatıma sevdiğim diye alacaksam seni şimdi ev yolunda işim ne anlatsana bana biraz?
Eve gidip biraz uyumalıydım. Sessizliğin içinde kaybolmuş gibi hissettiğim şu sabahın ilk saatlerinde beni ancak uyku toparlardı. Düşünmemek için Baekhyun'a git. Baekhyun'u düşünmemek için uyu. Uyuyabilmek için yine Baekhyun'a git. Baekhyun'u düşünmemek için başka şeyler düşün. Başka şeyler düşünmemek için Baekhyun'a git. Baekhyun'u düşünmemek için uyu. Uyumak için Baekhyun'a git...
Küçük bir kısır döngünün içinde kısılıp kalmışım gibi hissediyordum. Niye değdi o gece gözlerin bana hiç bilmiyorum Baekhyun. Ben intihara meyilli kişiliğimle, zihnimdeki gürültümle öyle iyi yaşıyordum ki ölmek için.
Şimdi ölmek düşüncesi, tüylerimi diken diken eder oldu nedeni ise çok açık değil mi?
Vaktim olsun istiyorum. Seninle geçirdiğim çok daha fazla zamanım olsun, ellerimiz bu gece ki gibi kavuşsun, gözlerimiz hiç ayrılmasın, kollarımda uyu istiyorum. Uykuyu tadamayan gözlerin benimle bulsun huzuru istiyorum. Sanırım çok şey istiyorum.
Saat beşe yaklaşmışken eve gelmiştim. Arabayla bile eve gelmem zaman alıyordu ki yine ve yine bu durumun tek bir suçlusu vardı.
Byun Baekhyun.
Ben de aklım da kalbim de bu küçük adamla doluyken uyuyakaldım eve girer girmez yığıldığım küçük evim için oldukça büyük olan siyah koltuğumda.
Mutfaktan geldiğini düşündüğüm tıkırtılar yüzünden gözlerimi açtığımda saat dokuza geliyordu. Başımı koltuğun arkasından uzatıp mutfağa göz attığımda uyanma sebebimin yalnızca tıkırtılar değil kokuya duyarlı midem olduğunu anlamıştım.
Kyungsoo kendi kadar küçük olan mutfağımda kahvaltı hazırlıyordu.
"Uyandın mı?"
Birkaç homurtu bırakıp banyoya yöneldim. Banyo yapacak vaktim yoktu saat on da özel ders vereceğim öğrencinin evinde olmam gerekiyordu. Yüzümü yıkayıp mutfağa geçtiğimde Kyungsoo masaya oturmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dördü Yirmi Geçe // Chanbaek
أدب الهواة"Adına aşk koyduğun o büyük boşluğa ben koca bir hayat sığdırdım. Beni sevmemene rağmen isyan edip kaçmak, sende aradıklarımı hayatla doldurmaya çalışmak, ruhumun en büyük yanılgısıydı. Hayat bana en acımasız yüzünü sevgini inkâr ettiğim zamanlar gö...