Baekhyun yeniden yapmaya karar verdiğimiz yarış için haber yollayalı sadece beş gün olmuştu. Evet, haber yollamak biraz tuhaf kaçıyor olabilir ama ikimizde de birbirimizin numaraları yoktu. Belki kolaylıkla bulabilirdi ama yarı zamanlı çalışan bir kuryeyle bana küçük bir not gönderdiğinde daha mutlu olmuştum.
"Defterin hakkında biraz düşününce bu yarış konusunda daha bir heyecanlıyım. Cuma günü gece yarısı her zamanki yerde."
Ve işte şimdi o her zamanki yerdeydim. Buradan en son bilinçsiz bir şekilde çıkarılmıştım. Aylar sonra burada durmak biraz garipti. Benimle birlikte hurdaya çıkmış arabam yaklaşık bir saat önce son alıştırma turunu bitirmişti ve Yixing'in elleri altında dinleniyordu.
Baekhyun biraz ötemde duruyor ve çoğu zamanın aksine oldukça durgun bir şekilde ileriyi izliyordu. Biraz gergin gibiydi. Gidip konuşmak istemiştim. Kazananın bir öneminin olmadığını isterse iptal edebileceğimizi söylemek istiyordum fakat bu konunun onun için o kadar da basit olmadığını yüzündeki yoğun ciddiyetten anlayabiliyordum.
Benim aksime oldukça ciddiydi. Ben hiçbir zaman yarışlarımı ciddiye almazdım. Ölmek için yarışırdım bir zamanlar o yüzden ciddiyet pek uğramazdı benim yanıma. Onu ağırladığım tek seferde hayatım bir miktar karanlığa bulanmıştı. Gerçi bunun tek suçlusu ciddiyet duygusu değildi bütün suçu onun üzerine atıp bu işten sıyrılamazdım.
Zihnim en büyük suçluydu.
Benim zihnim bir deliydi.
"Tam olarak şu an yaptığım şey üniversite sınavına tekrar hazırlanmamı sorgulatmadı desem yalan olur."
Yixing yanıma gelerek arabanın ön kısmına beni taklit ederek yaslanmıştı. Elinde kaskım vardı.
"Hukuk fakültesi için çabalıyorsun değil mi?"
Başını sallayarak beni onayladı.
"Galeri yüzünden kendini suçlamayı bırakmana yardımcı olur diye düşündüğüm bir şeyi sana söylemeliyim."
Bunun için böyle bir anı beklemiş olması biraz ironikti ama pek aldırmıyordum. Sonuçta ben Park Chanyeoldüm ve başlı başına bir ironiydim.
"Galeri gitmeden önce sınav için hazırlanmaya başlamıştım. Yani sanırım zaten eninde sonunda bırakacaktım."
İşte bu uzun zamandır aldığım en iyi haberlerden birisiydi ki ben pek, iyi haber almazdım.
"Hyung..." devamını getirememiştim. Gerçi bu cevabım karşımdaki adamı da oldukça şaşırtmış olmalıydı ki küçük bir kahkaha patlattı.
"Bana çok nadir hyung dersin ve Chanyeol bu an benim için çok değerli."
Yaklaşıp elindeki kaskı başıma geçirdi ve kaskın üstünden kafama bir tane vurdu.
"Ah!"
"Sızlanma. Şimdi git ve pistlerin efendisi gamzeli kimmiş herkese göster bakalım." Başımı bir kere aşağı eğerek onu onayladım.
Eh, gamzeli geliyor açılın yoldan.
Arabalarımıza binmeden önce Baekhyun ile selamlaşmış ardından ikimizde isimlerimizin anons edilmesini ve yarışın başladığını bildiren sesi bekledik. Bu süreç içerisinde Baekhyun asla sessiz kalmazdı. Bugün bir ilk yaşanıyordu. Yan tarafıma bakıp penceremi indirdim. Beni taklit ederek o da bana bakan penceresini indirdi. Kaskımı çıkartıp yüzüne baktım bir süre. Henüz kaskını takmamıştı ve oldukça gergin bir şekilde bakışlarıma karşılık veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dördü Yirmi Geçe // Chanbaek
Fanfiction"Adına aşk koyduğun o büyük boşluğa ben koca bir hayat sığdırdım. Beni sevmemene rağmen isyan edip kaçmak, sende aradıklarımı hayatla doldurmaya çalışmak, ruhumun en büyük yanılgısıydı. Hayat bana en acımasız yüzünü sevgini inkâr ettiğim zamanlar gö...