Okudukları Elif'i hiç endişelendirmemiş hatta olanlar karşısında adeta bir kayıtsızlığa bürünmüştü. Zira böyle ani bir gidişin kesinlikle Canan Hanım'ın başının altından çıktığını düşünüyordu. Ancak Ceren'i incitmemek adına asıl düşündükleri yerine şunları söyledi.
"Can'ı giderken göremeyişin gerçekten de üzücü bir durum. Ama Canan Hanım senden ayrıldığına bu kadar çok üzülmesin, ne de olsa bir süre sonra hep onlarla yaşayacaksın. Hem zannetmiyorum ki Can, devamlı olarak İstanbul'da kalsın. Mutlaka en azından hafta sonları gelecektir, bak demedi deme."
Ceren, ağlamaktan kan çanağına dönmüş gözlerini kardeşine çevirdi ve üzüntüyle başını salladı.
"Hayır Elif, öyle değil işte. Can'ı bir daha görebileceğimi hiç sanmıyorum."
"Ne demek şimdi bu!?"
"Seni de boşu boşuna telaşlandırmamak ve üzmemek için bir şey dememiştim çünkü böyle bir şeye ihtimal vermiyordum. Can'ın da beni sevdiğine öyle inanmıştım ki..."
"Ne var Ceren, söyle!"
"Hasta olup Canlarda kaldığım zaman Canan bana bir sohbet esnasında Vural Beyin kardeşi Gizem'i çok sevdiğini ve takdir ettiğini bu yüzden Can'la ikisini evlendirmeyi çok istediğini söylemişti. Ağabeyi en iyisini hak ediyormuş."
"Ceren..." dedi Elif. Düşündüklerini daha fazla içinde tutamayacaktı. "Senin yerinde olsam Canan Hanım'ın hiçbir dediğine inanmazdım."
Ceren anlamamışcasına Elif'in yüzüne baktı.
"Açıkçası ben Canan Hanım'a pek güvenmiyorum Ceren." Diye devam etti Elif. "Bence o Can'ın açıkça sana ilgi duyduğunu biliyordu ancak biz onlar gibi bir aile için yeterince zengin olmadığımızdan onu İstanbul'a dönmeye ikna etti ve sen onu arama diye de böyle bir yalan attı ortaya."
Ceren sessiz kalmaya devam edince Elif de sözlerini sürdürdü.
"Üstelik biliyor musun bence tek amacı bu da değil. Zavallı kadın Vural Bey'e o kadar hayran ki, bence eğer Can'ı Vural Bey'in kız kardeşiyle evlendirebilirse böylece kendisinin de Vural Bey'le evlenme olasılığının artacağını düşünüyor. Ama Coşkun'dan öğrendiğim kadarıyla zaten teyzesi, kızını doğumundan beri Vural Bey'le evlendirmeyi amaçlıyormuş. Sanıyorum ki Canan Hanım'ın bundan haberi yok."
Ceren kafasını umutsuzca iki yana salladı. "Bilmiyorum Elif. Şahsen ben Canan'ın bu kadar içten pazarlıklı olabileceğine ihtimal vermiyorum."
Elif ablasının bu kadar mutsuz bir şekilde karşısında oturmasına dayanamazdı. Eğer Ceren gerçekleri göremeyecek kadar inatçıysa ve söylediklerini kabullenmeyecekse o halde ablasının gözünü açma işi kendi üzerine kalıyordu.
"Kalk, kalk!" dedi Ceren'in elinden tutup merdivenlerden yukarı doğru çekerek.
"Dur Elif napıyorsun? Bekle!" dedi Ceren gözyaşlarını silmeye çabalayarak.
"Kalk diyorum sana. Bir an önce eşyalarını toplamamız lazım."
"Elif ne diyorsun sen, hiçbir şey anlamıyorum!"
"Bak canım." Dedi Elif bir yandan ablasının elinden çekip bir yandan da açıklama yaparak. "Şimdi ben, senin daha fazla üzülmeni istemiyorum bu biir. Sen, Can'ı seviyorsun ve onu kaybetmek istemiyorsun bu da ikii. Eğer benim sözümü dinlersen hem benim istediğim olacak hem de senin istediğin. Böylece ikimiz de mutlu olacağız."
"Nasıl olacak o iş?" diye şüpheyle sordu Ceren boncuk mavisi gözlerini irileştirerek.
"Önce hemen gidip valizini topluyoruz, ardından teyzemi arıyoruz ve yarın uzunca bir süreliğine onlarda kalacağını söylüyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kar ve Su (Tamamlandı)
RomanceElif, hayatta kızlarını evlendirmekten başka bir gayesi olmayan annesi ve hepsi birbirinden çılgın kız kardeşleri arasında sıkışıp kalmış normal bir üniversite öğrencisidir. Hayatındaki her şey son derece sıradan gitmektedir ta ki bir gün sosyetik v...