Elif iki gündür doğru düzgün uyuyamadığını fark ederek yatağından kalktı ve banyoya ilerledi. Vural'ın evine yaptıkları ziyaretten ve o korkunç karşılaşmadan beri geceleri doğru düzgün uyuyamıyor devamlı olarak o mavi gözleri düşünüyordu. Gündüzleri de pek farklı değildi. İyiden iyiye ruh gibi olmuştu. Sanki bedeni vardı, etrafta dolaşıyordu ama aklı bedenine isyan bayrağı çekerek kendi kendini yönetmeye başlamış gibiydi çünkü ne kadar zorlasa da bir an bile Vural'ı, karşılaşmalarını ve konuşmalarını düşünmeyi bırakamıyordu.
İç çekerek üzerine bir kot ve yeşil bir tişört giydi, ayağına da siyah converselerini geçirip aşağıya teyzesiyle eniştesinin onu beklediği yemek salonuna indi. Kaldıkları otel çok hoş bir oteldi ve tabii tam tatil zamanı olduğu için tıklım tıklımdı. Salona girerken son anda bir kadına çarpmaktan kurtuldu ve içeri girdi. Etrafa bakınıp teyzesiyle eniştesini ararken hemen ileride cam kenarında bir masada oturduklarını gördü. Karşılarında, sırtı Elif'e dönük bir adam duruyordu ve hararetle konuşuyorlardı. Elif daha dikkatle bakınca ve de adam hafifçe teyzesine dönünce karşılaştığı manzarayla neredeyse küçük dilini yutacaktı. Hemen kaçıp kuytu bir köşeye gizlendi ve kendi kendine mırıldandı endişeyle.
"Vural buraya neden gelmiş ki?!"
Aklından bir sürü şey kurarken Vural'ın önce eniştesine sonra teyzesine selam verdiğini ve kendi bulunduğu tarafa doğru yürüdüğünü gördü, hemen arkasını dönerek genç adamın geçmesini bekledi ve vakit sektirmeden teyzesiyle eniştesinin yanına gitti.
"Ah Elif, keşke bir dakika önce gelseydin Vural Bey buradaydı."
"Ya öyle miydi?" diye kekeledi. "Niye gelmiş ki?"
"Bizi öğlen ve ardından da akşam yemeği için evine davet etti."
Elif kaşlarını çattı. "Ne cevap verdiniz peki?"
"Eh, bu kadar zarif bir daveti geri çeviremedik tabii. Hem eniştenle de öğle yemeğinden sonra gölde balık tutacaklar, eniştenin o gölü merak ettiğini biliyorsun."
"Biliyorum ama..." dedi Elif. Hala iki gün önceki karşılaşmanın etkilerini üzerinden atmaya çalışırken bir yenisine daha katlanıp katlanamayacağına emin değildi.
"Hem adamcağız hiç senin anlattığın gibi de değil Elif. Ben parası yüzünden şımarmış, burnu kalkık bir zengin çocuğu beklerken o bizimle o kadar alçak gönüllü ve beyefendi gibi konuştu ki utandım vallahi önceki düşüncelerimden. Hatta, illa size araba göndereyim diye ısrar etti de enişten zor ikna etti kendi arabamızla gelebileceğimize."
Elif artık Vural hakkında ne duysa şaşırmayacağına karar vermiş bir şekilde sessizce iç çekerek masaya oturdu.
-----------------------------------------------------------------
"Elif Hanım!"
Elif kendisine doğru koşturan, kendi boylarındaki sarışın kıza baktı gülümseyerek, o gün kendilerini gezdiren bayan tarafından içeri buyur ediliyorlardı. Genç kızın hemen ardı sıra dinamik adımlarla Vural çıktı yan koridordan, gülümseyerek hoş geldiniz dedi ve Elif'e döndü.
"Kız kardeşim Gizem." Dedi kendisine heyecanla bakan genç kızın omuzlarına elini koyarak.
Elif de gülümseyerek başını salladı.
"Ağabeyim sizden o kadar çok bahsetti ki sizi zaten tanıyor gibiydim. Şimdi sahiden tanışmış olduk." Dedi Gizem, ağabeyininki kadar mavi gözlerini iri iri açarak.
"Çok teşekkür ederim ben de çok sevindim tanıştığımıza."
"Yukarı çıkalım mı?" Dedi Vural teyzesiyle eniştesine dönerek. "Yemek hazır olana kadar biraz sohbet ederiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kar ve Su (Tamamlandı)
RomansaElif, hayatta kızlarını evlendirmekten başka bir gayesi olmayan annesi ve hepsi birbirinden çılgın kız kardeşleri arasında sıkışıp kalmış normal bir üniversite öğrencisidir. Hayatındaki her şey son derece sıradan gitmektedir ta ki bir gün sosyetik v...