"Can Bey, burada!"
Kerime Hanım anında yattığı yerden kalkarken bağırdı.
"Can Bey mi?! Aman Allah'ım, felaket bir haldeyiz! Bu şekilde nasıl çıkarız karşısına? Neyse, neyse herkes doğal davransın."
Kerime Hanım ne yaptığını bilemeden salonun içinde oradan oraya koştururken kızlar el birliğiyle etrafa dağılmış öteberiyi toplamaya başladılar, o sırada Kiraz yeniden bağırdı.
"Bakın yanında da biri var! Bilmem ne Bey... Hani şu kendini beğenmiş olan."
Elif duydukları üzerine ilgiyle başını kaldırıp Kiraz'a bakarken, Kerime Hanım da şaşırarak sordu.
"Vural Bey mi?" Ardından ekledi. "Bu ne saygısızlık anlamadım. Hadi Can artık tanıdığımız sayılır, onun hakkı var ama Vural Bey'e ne oluyor da böyle çat kapı gelme hakkını kendinde buluyor anlamıyorum!"
Elif annesine kaşlarını çattı ve ardından doğruca koşup pencereden dışarı baktı nefesini tutarak, o sırada Vural ve Can bahçe kapısından içeri girmiş eve doğru yürüyorlardı.
Elif, Vural veya Can onu görmeden derhal kafasını pencereden çekti ve koşturarak diğerleri gibi kendine bir yer seçerek oturdu. Ancak annesi ve Ceren hala ayaktaydı çünkü Kerime Hanım kızının saçını başını düzeltip onu güzelleştirmeye çalışıyordu.
"Anne tamam yeter!" dedi Ceren ve kendini Kerime Hanımın elinden kurtararak bir koltuğa attı.
Kerime Hanım da otururken kapı çalındı, bir süre sonra Müge içeri girip misafirleri olduğunu söylerken hepsi heyecanla birbirine baktı, Müge dışarı çıkarken Kerime Hanım da ayağa kalktı ve aynı anda Can'la Vural içeri girdiler.
Can da Vural da etrafa şöyle bir göz gezdirip hafif bir baş selamıyla odadakileri selamlarken Kerime Hanım konuşmaya başladı.
"Sizi gördüğümüze çok sevindik Can Bey."
Can konuşmak için ağzını açtı ancak Kerime Hanım onu konuşturmayarak devam etti.
"Siz burada yokken birçok değişiklik oldu. Şeyma'yı tanıyorsunuz, o evlendi ve İstanbul'a taşındı. Aslında kızlarımdan Lal de öyle."
Elif Vural'a bakmamak için kendini son damla enerjisine kadar zorlarken sonunda Can konuşabilmişti.
"Evet, evet Lal'i duydum. Tebrik ederim." Dedi gülümseyerek.
Kerime Hanım da içini çekerken başını salladı.
"Ah, ama biricik kızımdan ayrı kalmak beni elbette çok üzüyor. Burak Bey oğlum da Çanakkale'ye tayin edildi, şimdi Lal'ciğim iyice yalnız kalacak." Sonra durdu ve salonu işaret etti. "Oturmaz mısınız, ayakta kaldınız."
Can başını sallayıp Ceren'in karşısına, Elif'in yanındaki ikili koltuğa geçti, Vural da onun hemen yanına otururken Elif annesini susturmak için dönüp Can'a sordu.
"Burada uzun süre kalacak mısınız?"
"Aslında sadece birkaç hafta, çünkü ondan sonra yeniden yoğun bir döneme giriyoruz şirkette. Dinlenirken belki biraz avcılıkla da ilgilenirim, ne zamandır yapamıyordum."
Kerime Hanım derhal atıldı.
"Ah, ne güzel! Kendi kuşlarınızın hepsini öldürdüğünüzde lütfen buraya gelip bizimkileri de öldürmekten çekinmeyin."
Elif annesinin yaptığı bu gafa gülmemek için dudağını ısırırken bir cesaret başını yerden kaldırıp Vural'a baktı ve o anda ne yaptığını bilmeden nefesini hızla içine çekti çünkü genç adam da kendisine bakıyordu. Ancak Elif'in kendisine baktığını görünce derhal bakışlarını başka bir yöne çevirdi.
![](https://img.wattpad.com/cover/83398476-288-k81830.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kar ve Su (Tamamlandı)
RomanceElif, hayatta kızlarını evlendirmekten başka bir gayesi olmayan annesi ve hepsi birbirinden çılgın kız kardeşleri arasında sıkışıp kalmış normal bir üniversite öğrencisidir. Hayatındaki her şey son derece sıradan gitmektedir ta ki bir gün sosyetik v...