Bölüm 33 - İtiraflar

3.9K 232 2
                                    

Kerime Hanım gerçekten de tam söylediği gibi kahveler içildikten beş altı dakika sonra Elif'e dönerken Cemil Bey henüz sözüne başlamamış, Can yerinde heyecanlı bir şekilde kıpırdanıyordu, Kerime Hanım konuştu.

"Elif'çim hazır güneş batmaya başlamışken neden Vural Bey ve kardeşlerini alıp Vural Bey'e bahçemizi ve ormanlığı gezdirmiyorsun?" Vural'a döndü. "Vural Bey, eminim hiç böyle güzel bir manzara görmemişsinizdir daha önce, burası gün batımında şahane olur."

Vural bir saniye ama sadece bir saniye için donup kalırken ardından kaşlarını çok hafifçe çatarak resmi bir şekilde gülümsedi ve kafasını salladı.

"Elbette, eğer Elif Hanım da kabul ederse hem manzaradan hem de onun ve kızların eşliğinden memnuniyet duyarım."

Elif Vural'ın cevabı karşısında şaşırsa da -zira genç adamın bu teklifi kibarca geri çevireceğini düşünmüştü- hayretini bastırarak şimdi kendisine bakan Vural'a döndü ve kafasını sallayarak gülümsedi.

"Benim için de iyi olur, zaten normalde de hep bu saatlerde biraz dolaşırım."

.................................................

Elif kapıyı arkalarından çekip Vural'a döndüğünde genç adamın yüzünün ifadesiz olduğunu gördü, o sırada Kiraz Merve'nin koluna girerek konuştu.

"Abla biz Merve'yle biraz Pınarlara gidelim diyoruz."

Elif, Kiraz'ın Vural'ın yanında kalmak istemeyişini anlayıp kafasını salladı.

"Tamam, gidin ama hava kararmak üzere çok geçe kalmayın."

Kiraz geç kalmayacaklarını, merak etmemesini söyleyip Merve'yi de önüne katarak uzaklaşırken Elif Vural'ın, geçen gün dibine oturup ağladığı ağaca gözlerini dikmiş olduğunu gördü.

"Gidelim mi?" diye sordu bahçe kapısını işaret ederek.

Genç adam konuşmayıp kafasını sallayınca Elif yüzünde buruk bir gülümsemeyle Vural'ın yürüyüş teklifini kabul etmesini yanlış yorumladığını anladı. Öyle ya, ne kadar da saftı. Vural'ın geçen geldiğinde kendisine soğuk ve resmi davranmasının nedenini uzun uzun düşünmüş ve pozitif kalmaya karar vererek, yalnız olmadıklarına bağlamıştı. Ama şimdi bir kere daha anlıyordu ki Vural gibi bir erkek kafası ne kadar karışık olursa olsun, ne duygular hissediyorsa hissetsin evlilik teklifi bir kere hem de onur kırıcı bir şekilde reddedildikten sonra her şeyi unutmuş gibi davranamazdı. Üstelik Elif Leman Hanım'ın Vural'la konuştuğuna ve kendisine verdiği cevapları ona yetiştirdiğine de adı gibi emindi. Böylece teyzesinin öğütlerini alınca Vural'ın içi rahatlayacak, kesin kararını verebilecek ve bu işten büsbütün vazgeçecekti.

Elif düşüncelerinden sıyrılıp uzunca bir süredir sessizlik içinde yürüdüklerini ve Vural'ın da kendisi gibi düşüncelere daldığını fark etti, dudağını ısırarak hazır bütün cesareti üzerindeyken şimdiye kadar çoktan yapması gerektiği ancak bir türlü cesaret bulamadığı için yapamadığı şeyi yapmaya karar verdi. Vural'dan özür dilemeye ve yaptıkları için ona teşekkür etmeye... Genç adama en azından bu kadarını borçluydu. Dahası eğer af dilerse belki dost bile kalabilirlerdi, ki buna çoktan razıydı.

"Vural Bey."

Elif düşüncelerini hızla terk edip kendisine dönen Vural'la yüz yüze kalınca hafifçe yutkundu.

"Biliyorum bu konuşmayı yapmak için çok geç kaldım belki de, ama yine de sizden Burak konusunda yaptığım haksızlık ve büyük kabalık için özür dilerim."

Elif Vural'ın gözlerinin büyük bir hayretle açıldığını görürken genç adam konuşmak için ağzını açtı ama Elif ondan önce davrandı.

Kar ve Su (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin