"Burak Bey bahsettiğin kadar varmış." Dedi Ceren eve dönüp, odalarına çıktıklarında."Sahiden çok kibar biri değil mi?" dedi Elif ciddi bir ses tonuyla. "Üstelik..."
"Üstelik çok da yakışıklı."
"Evet." Dedi Elif gülümseyerek. "Ama gördüğün gibi Ceren, onun için herhangi bir umut besleyemem."
"O nedenmiş?"
"Çünkü bana karşı herhangi bir özel alaka göstermiyor. Bunu fark etmiş olmalısın."
"İyi ama Elif'cim bu daha ikinci karşılaşmanızdı. Yani elbette ki, özel bir ilgi gösteremez sana."
"Neyse..." dedi Elif neşeli bir şekilde gülümseyerek. "Şimdiye kadar hayatımda erkek arkadaş namına kimseyi istemedim, kimse de olmadı. Bundan sonra da olmazsa bir şeyim eksik kalmış sayılmaz."
Ceren inanmamış bir ifadeyle Elif'e bakıyordu.
"Bana öyle bakma lütfen Ceren."
"Nasıl bakmayayım?" diye masum bir ifade takındı Ceren.
"Öyle işte! Sanki bana inanmıyormuşsun gibi."
"Aşk olsun canım. Hiç sana inanmaz mıyım ben?" dedi Ceren Elif'e sıkıca sarılarak.
"İyi ki varsın Ceren."
"Sen de canım. Ama söyle bana, cumartesi günkü eğlenceye Burak Bey de gelse fena olmaz mıydı?" dedi Ceren gülerek.
"Ceren... Çok kötüsün." Dedi Elif. Ama o da gülümsemekten kendini alamamıştı.
Evet, gelse hiç fena olmazdı diye iç geçirdi.
-------------------------------------------------------------------------------
Ertesi gün, Elif okuldan akşamüstü eve döndüğünde bekledikleri misafirin çoktan gelmiş olduğunu gördü. Müge'nin ayaküstü anlattıklarına göre de Coşkun, bekledikleri saatten çok önce, neredeyse Elif ve kızlar okul için evden hemen çıktıktan sonra gelmişti.
Ama Elif Coşkun'la tanışınca bu erken gelişteki düşüncesizliğin nereden kaynaklandığını çok çabuk kavrayıverdi. Coşkun, kendini çok iyi yetiştirdiğine inandığından kendine son derece güvenen ancak gerçekte nezaket namına pek de bir şey bilmeyen biriydi."Yemekler harika olmuş." Dedi Coşkun laubali bir şekilde gülümseyerek. "Acaba bu takdire şayan yemekleri hangi kuzenime borçluyum?"
Yemekteydiler ve genç adam masaya oturduklarından beri susmak nedir bilmiyor, güzel sözler sarf etmek adına gerekli gereksiz iltifatlarda bulunuyordu. Coşkun'un bu sözleri üzerine, Kerime Hanım hiç de hoşnut olmamış bir şekilde masadakilere baktıktan sonra,
"Hiçbirine... Coşkun oğlum." dedi. "Kızlarımın tüm gün okulları var, ev işlerine ayıracak vakitleri olmuyor. Zaten ev işleri ve yemeğe bakan bir yardımcımız var evde bildiğin gibi."
"Anlıyorum."
----------------------------------------------------------------------------
Ertesi gün Elif, Müge'den bir gece önce şahit olduğu daha doğrusu istemeden kulak misafiri olduğu bir konuşma hakkında bilgi alıyordu.
"Müge'cim sahiden de Coşkun'un böyle söylediğine emin misin?"
"Evet, Elif Hanım. Hatta bunun üzerine Kerime Hanım da Ceren Hanım'ın nişanlı gibi bir şey olduğunu o yüzden Coşkun Bey'in onun yerine sizi düşünebileceğini söyledi."
"Tamam canım sağol, gidebilirsin." Elif duyduklarına inanamamış bu yüzden de Müge'ye emin olup olmadığına dair tekrar tekrar sormuştu. "Ah anne!" dedi hınçla. "Bunu nasıl yapabilirsin!"
Sonra hızla Ceren'in odasına gidip kapıyı tıklattı. Saat daha sabahın yedisiydi ve Ceren'in henüz uyanmamış olma ihtimali vardı. Neyse ki az sonra ablasının kapısı açılmıştı.
"Gel Elif. Hayrola bir şey mi var?"
"Neyse ki uyanmışsın. Sana anlatmam gereken çok önemli şeyler var Ceren."
"Ne oldu? Endişelendirme beni, hadi anlat."
"Ceren, bu Coşkun var ya..."
"Eee, ne olmuş Coşkun'a?"
"Buraya aslında aramızdan biriyle evlenmeye gelmiş. Aslında daha doğrusu seninle."
"Anlamadım. Nasıl olur bu?"
"Yani, o bizim kuzenimiz değil mi? Bundan daha saçma bir şey duymadım! Ben hayatta o adamla evlenmem."
"Merak etme canım, zaten sen durumu kurtardın."
"O nasıl oluyor?"
"Bunları Coşkun dün gece annemle konuşurken Müge duymuş. Bana da o anlattı zaten."
"Sonra?"
"Sonrası anneme eş olarak seni seçtiğini, İstanbul'a yerleşeceğini, büyük bir miktar paranın sahibi olduğunu, seni çok rahat ettirebileceğini söylemiş. Bunun üzerine annem de senin nişanlı gibi bir şey olduğunu ama isterse beni seçebileceğini söylemiş!"
"İnanmıyorum! Annem ne yapmaya çalışıyor böyle! Üstelik senin daha okulu bitirmene iki sene var. Böyle saçmalık olmaz!"
"Eminim ki babamın bu olanlardan haberi yoktur." Dedi Elif sinirle. "Ama ben haberdar olmasını sağlayacağım."
"Dur Elif. Sakın babama bir şey söyleme. Her şey ortaya çıkınca annem olanları sana Müge'nin anlattığını kesin anlar. O zaman da kızcağızı kovar, ekmeğine mani olmayalım şimdi durduk yere."
"Peki, o zaman ne yapacağız?" diye sordu Elif umutsuzca. "Ceren, ben bu adamla kesinlikle evlenmek istemiyorum. Ben kimseyle evlenmek istemiyorum, üstelik bir de böylesi..."
"Elif'çim sakin ol. Bak beni dinle. Olanları babama biz anlatamayız ama elbette ki bir zaman sonra her şey ortaya çıkacak ve babam duyacak. İşte o zaman babama gider ve-"
"Evet!" dedi Elif sevinç çığlığı atarak. "Evet, haklısın. Babama gider ve evlenmek istemediğimi söylerim. Babam eğer istemezsem beni kesinlikle Coşkun'a vermez."
"Emin ol vermez canım. O yüzden şimdi sakin ol ve okuluna git. Hem biraz kafan da dağılmış olur."
"Haklısın."
"Ayrıca akşam Burak Bey uğrayacak. Onun karşısına yorgunluktan dökülen bir yüzle çıkmak istemezsin değil mi?"
"Eyvah! Ben onu tamamen unutmuşum. Ceren, ben en iyisi bugün okula hiç gitmeyeyim. Hem belli mi olur bakarsın söylediğinden erken gelir de ben evde olmam falan."
"Sen bilirsin canım, nasıl istersen."
............................................................................
Merhabalar :)
Biraz kısa bir bölüm oldu öncelikle bu konuda affınıza sığınıyorum canlarım :)
Umarım beğendiğiniz bir bölüm olmuştur :D
NOT: Bölüm resminde kuzen Coşkun'u bulabilirsiniz ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kar ve Su (Tamamlandı)
RomansaElif, hayatta kızlarını evlendirmekten başka bir gayesi olmayan annesi ve hepsi birbirinden çılgın kız kardeşleri arasında sıkışıp kalmış normal bir üniversite öğrencisidir. Hayatındaki her şey son derece sıradan gitmektedir ta ki bir gün sosyetik v...