Elif, Can Bey'le birlikte merdivenleri heyecanla çıkarak ablasının odasına geldi. İçeri girdiklerinde Ceren büyük bir yatakta halsiz bir şekilde yatmış, yarı kapalı gözlerle boş boş tavana bakıyordu. Kapının açıldığını görünce onlardan tarafa döndü."Elif!" dedi vücudunun el verdiği ölçüde bir heyecanla.
Yatakta doğrulmaya çalıştı bir an ama oldukça halsiz olduğundan yapamamıştı. Elif koşarak ablasının yanına geldi ve onu geri yatırdı.
"Canım, kalkma lütfen!" Dedi telaşla.
"Ben çıkayım, siz de rahat rahat konuşun." dedi Can Bey gülümseyerek.
"Her şey için çok teşekkürler." dedi Elif Can Bey'e minnetle bakarak.
"Lütfen. Ceren'in burada olmasından dolayı çok mutluyum." dedi Can Bey. Sonra Ceren'e döndü. "Yani hasta olmandan değil elbette. Hasta ve burada olmandan." dedi heyecanlı bir şekilde.
Kafasını umutsuzca iki yana sallayarak odadan çıkınca, Elif az önce bastırdığı kahkahasını koyuverdi.
"Can Bey ne zaman senin yanında konuşacak olsa hep böyle oluyor." dedi ablasına neşeyle bakarak.
"Aman Elif, sen de." dedi Ceren de gülümseyerek. Soluk teninde hafif bir kırmızılık oluşmuştu.
"Beni nasıl korkuttun anlatamam." dedi ablasının saçlarını okşayarak. "Canım ya, hep de böyle şeyler seni bulur zaten. Söyle bakalım sana iyi baktılar mı burada?"
Ceren elini baş ucunda oturan kardeşinin elinin üstüne koydu.
"Korkma canım, çok ciddi bir şey değildi zaten. Gör bak iki güne kadar bir şeyciğim kalmaz." dedi yatıştırıcı bir ses tonuyla. "Hasta olduğumdan beri hem Can hem de Canan Hanım beni rahat ettirebilmek için ellerinden geleni yaptılar. İnşallah bizimkiler çok endişelenmemişlerdir."
"Endişelenmez olurlar mı hiç. Özellikle babam nasıl üzüldü bir bilsen. Tabii annem de burada kalmana bir o kadar memnun oldu. Gerçi şimdi Can Bey'i gördükten sonra hangisinin senin burada kalman konusunda daha mutlu olduğunu söylemem zor."
Elif ve Ceren kıkırdarken odanın kapısı tıklatılmıştı.
"Girin." dedi Elif.
"Can Bey herhangi bir ihtiyacınız olup olmadığını sormamı istedi, efendim." dedi kısa boylu, tıknaz bir hizmetçi.
"Hayır, şimdilik yok." dedi Elif gülümseyerek. "Teşekkürler."
Elif çantasına uzanıp içinden, kapağında birbirlerine büyük bir aşkla bakan bir kadın ve erkeğin olduğu kalın bir kitap çıkardı.
"Bak ne getirdim." dedi Ceren'e neşeyle.
"Aşkta Gurur Olmaz..." dedi Ceren gülümseyerek. "Çok büyük söz."
"Öyle ama bence çok da doğru bir söz." dedi Elif kendinden memnun bir şekilde. "Sana biraz okuyayım mı, ister misin?"
Ceren kafasını salladı. "Oku, tabii."
"Kendi kaldığım yerden mi devam edeyim yoksa en başından mı başlayayım?"
"Kendi kaldığın yerden devam edebilirsin, benim için önemli değil."
Elif, kitabın kapağını açıp daha önceden kaldığı yeri buldu ve boğazını temizleyip okumaya başladı.
------------------------------------------------------------------------------
Önlerindeki iki saat boyunca küçük molalar vermesinin haricinde durmadan okumuştu Elif. Okurken sanki içinin boşaldığını hissediyor, bir yandan romanın karakterlerine karşı büyük bir hayranlık duyarken öte yandan da aşklarını doya doya yaşayabilmeleri için bunca ezaya katlanmak zorunda kaldıklarını düşünüp üzülüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kar ve Su (Tamamlandı)
RomanceElif, hayatta kızlarını evlendirmekten başka bir gayesi olmayan annesi ve hepsi birbirinden çılgın kız kardeşleri arasında sıkışıp kalmış normal bir üniversite öğrencisidir. Hayatındaki her şey son derece sıradan gitmektedir ta ki bir gün sosyetik v...