Cemil Bey odasının içinde düşünceli ve sabırsız adımlarla dolaşıyor, bir yandan da elini çok hafifçe çıkmış kır sakallarında dolaştırıyordu.
Elif kapıyı çalıp içeri girdiğinde babası geçip yerine oturdu ve ona da karşısına oturması için işaret etti.
"Elif, sen ne yapıyorsun?" dedi Cemil Bey ellerini masasının üzerinde birleştirip hızlı bir şekilde parmaklarını döndürmeye başlayarak. "Bu adamı kabul etmek için aklını kaybetmiş olmalısın! Ondan her zaman nefret ettiğini söyleyen sen değil miydin?"
Elif üzüntüyle başını öne eğerken gözlerinin dolmasını engelleyememişti. Babasını üzmeden nasıl ikna edeceğini tasarlarken, şimdi eski düşüncelerinde daha mantıklı olmadığına ve ifadelerinde daha yumuşak bir dil kullanmadığına pişman olmuştu. Eğer öyle olsaydı, şimdi bu kadar utanç ve sıkıntı duymayacaktı. Ama babasına bir şekilde açıklama yapmak zorundaydı ve Elif en doğru şeyin dürüstlük olacağına karar vererek Ceren'e anlattıklarının aynısını bir kere de babasına anlattı.
...............................................
"Elif..." dedi Cemil Bey şaşkınlıkla kızının yüzüne bakarak. "İtiraf etmeliyim ki Vural gibi bir adamdan bu yaptıklarını beklemezdim. Hem de sen onu kaba bir şekilde reddettikten sonra."
Elif hafifçe kızararak başını salladı ve gülümsedi.
"Evet baba, aslında Vural'ın ne kadar iyi bir adam olduğunu görüyorsun değil mi? Beni mutlu edeceğine artık inandın mı?"
Cemil Bey düşünceli bir şekilde içini çekti. "Elbette Burak'a verdiği paraları geri ödeyeceğim-"
"Hayır, hayır." Diye babasının sözünü kesti Elif. "Lütfen baba, böyle bir şey yapma. Vural sana bunları anlattığımı bilmiyor, n'olursun."
Cemil Bey yavaşça kafasını salladı. "Her şey bir yana Elif, Vural'ın tüm bunları yapması yine de onunla iyi anlaşacağını göstermiyor ki... Sen hep onun seninle ne kadar zıt karakterli olduğunu söylemiyor muydun?"
Elif yerinden kalkıp babasının yanına gitti ve dizlerinin yanına eğildi.
"Babacım..." dedi uzanıp babasının elini tutarak. "İnan bana, onun hakkında o kadar yanılmışım ki... Huylarımız aslında birbirine daha fazla benzeyemezdi herhalde."
Cemil Bey kızını omuzlarından tutup kaldırırken sarıldı.
"Öyle olsun bakalım. Sen benim en değerlimsin, bu yüzden iyi bir evlilik yapıp mutlu olmanı ben de her şeyden çok isterim. Sadece... Kimsenin seni hak edecek kadar iyi olamayacağını düşünüyordum."
Elif büyük bir sevinçle babasının sarılmasına karşılık verdi. "İzin veriyorsun yani?"
"Veriyorum." Dedi Cemil Bey, sonra da hevesle kapıya doğru koşturan kızının arkasından bağırdı gülümseyerek.
"Annene söyle Kiraz ve Merve'yi de istemeye gelirlerse buraya göndersin, bugün tam kızlarımı verme havasındayım."
..........................................................
Üzerindeki su yeşili, şifon elbisesinin katlı etekleri dalgalanarak merdivenleri inen Elif mutfağın önüne gelince kızgınlıkla ellerini beline koydu.
"Anne!" diye bağırdı merdivenin başına geçip, yukarı kata doğru. "Sana üç çeşit yemek bir de tatlı yeter demedik mi? İnadına mı yapıyorsun, kim yiyecek bu kadar şeyi?!
Kardeşinin sesine odasından çıkan Ceren elinde tuttuğu, sarı elbisesine uyan bakır tonu rujunu kapatırken başını iki yana salladı.
"Yine yapmış yapacağını değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kar ve Su (Tamamlandı)
RomanceElif, hayatta kızlarını evlendirmekten başka bir gayesi olmayan annesi ve hepsi birbirinden çılgın kız kardeşleri arasında sıkışıp kalmış normal bir üniversite öğrencisidir. Hayatındaki her şey son derece sıradan gitmektedir ta ki bir gün sosyetik v...