Elif Vural'ın samimi tavırlarından cesaret alarak sordu.
"Vural... Belki sorumu saçma olarak düşünebilirsin ama çok merak ediyorum. Beni sevmeye nasıl başladın?"
Vural genç kadının belindeki tutuşunu elinde olmadan sıkılaştırarak ona döndü.
"Dürüst olmak gerekirse, sana âşık olmamı sağlayan anı, olayı, bakışı ya da sözleri tam olarak hatırlamıyorum. Ama kesin olarak emin olduğum bir şey var ki, o da seni sevmeye başladığımı daha anlayamadan önce çoktan yarıyı bulmuştum."
Elif genç adamın kendisine olan aşkını tarifine bir an hayran olurken, böylesi bir adamı hak etmek için ne yaptığını düşündü sonra gülümsedi.
"İlk karşılaşmamızda beni güzel bulmadığını biliyorum-" Genç adamın hızla kendisine dönmesiyle açıkladı. "Biliyorum çünkü kesinlikle talihsiz bir şekilde ve istemeden o gece Can'la olan konuşmana kulak misafiri olmuştum." Vural'ın yüzünden bir üzüntü ve pişmanlık dalgası geçerken Elif devam etti. "Üzülme, bunlar artık çok geride kaldı. Evet, o zaman beni gerçekten çok kırmıştı ama şimdi hiçbir şey ifade etmiyor. Ne diyordum? Hah, beni güzelliğim için sevmediğini biliyorum, tavırlarım için de sevmiş olamazsın çünkü her fırsatta seni iğneliyor ve kırıyordum. Şimdi bana samimi olarak söyle lütfen, beni sana kafa tutabildiğim için mi sevdin?"
Vural derin bir iç çekerek genç kadının başını öptü. "Zekân, gözlerin ve olgun tavırların için."
Elif genç adama iyice sokularak çekingence gülümsedi. "Eğer kızmazsan bir şey daha sorabilir miyim?"
Vural genç kadının masumca sorulan sorusu ve usulca çıkan sesine gülerken,
"Elbette." Dedi.
"Seni benimle konuşmaya isteksiz yapan neydi? Yani, Ağva'da kaldığım o bir iki gün seninle birlikte öyle iyi vakit geçirdik ki... Ve farkında olmasak da birbirimizi hiç kırmadık, tek bir kötü söz söylemedik, bana çok yakın davranıyordun. Ama Lal'in olayı yüzünden ayrılmak zorunda kaldığımız günden sonraki ilk karşılaşmamızda, yani Can'ın evlenme teklifi için ilk gelişinde bana karşı neden o kadar çekingen davrandın? Sanki aramızda hiç bir samimiyet doğmamış gibi, neden bana önem vermiyormuş gibi göründün?"
Vural bir süre sessiz kaldıktan sonra konuştu.
"Çünkü o geçirdiğimiz birkaç gün benim için öyle olağanüstü ve hayali bile imkansızdı ki, senin yalnızca nezaketten ya da beni haksız yere suçladığını öğrendiğin için pişmanlıktan yakın davrandığını düşündüm. Bana karşı hiçbir şey hissetmediğine ve hissetmeyeceğine kendimi o kadar inandırmıştım ki benden hoşlanabilme ihtimalini düşünmeye dahi cesaret edemiyordum. Ve o gün bu yüzden sana karşı ağır davrandım. Üstelik sen de pek cesaret verici durmuyordun."
Elif şakayla Vural'ın koluna vurdu hafifçe.
"Bunu nasıl söylersin, seni o kadar konuşturmaya çalıştım ama sorularıma tek kelimelik cevaplar verip kestirip attın. Ayrıca seni bir daha göremeyeceğimi düşünürken bir anda salonumuzun ortasında karşımda dikilirken bulunca şaşırmıştım ne yapayım, elimden ancak bu kadarı geldi. Bu akşam yemekte de benimle hiç konuşmadın zaten. Eğer annem-"
"Eğer annen beni kibarca kapı dışarı etmeseydi..." dedi Vural ve Elif'in utançla kızaran yanaklarına bakıp gülümsedi. "Elbette annenin ne yapmaya çalıştığını anladım ama zaten benim de aradığım böyle bir fırsattı doğrusu ve bu yüzden Kerime Hanım'ın cazip teklifini reddedemedim."
Elif üzüntüyle kafasını salladı. "Anlayacağını biliyordum zaten. Anneme de o kadar söyledim."
"Sorun değil Elif, onun da kendine göre haklı sebepleri vardır mutlaka. Benim Can'ın aklına girmemden korkuyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kar ve Su (Tamamlandı)
RomansaElif, hayatta kızlarını evlendirmekten başka bir gayesi olmayan annesi ve hepsi birbirinden çılgın kız kardeşleri arasında sıkışıp kalmış normal bir üniversite öğrencisidir. Hayatındaki her şey son derece sıradan gitmektedir ta ki bir gün sosyetik v...