Bölüm 1 - Can Büyükşahin

14.4K 457 10
                                    

🎈 UYARI 🎈

Tanıtım bölümündeki uyarıyı atlamış olabilecekler için tekrardan eklemek istedim 😊

Hikayem 2007-2008 de yazıldığından ve bu nedenle yazarlık yıllarımın acemilik kısmına denk geldiğinden en iyi işlerimden biri diyemiyorum 🙈 hatta itiraf etmek gerekirse Jane Austen'ın "Aşk ve Gurur" romanını neredeyse birebir kopyalamışım 😬😅🙈 Evet, orijinal kitapta olmayan ekstra karakterler eklemişim, evet olaylar Türkiye'de geçiyor ve hikayenin finali tamamen benim kalemimden çıkma ama "Aşk ve Gurur"u biliyorsanız hikayenin birebir olması sizi sıkacaktır. Fakat orijinal hikayeyi okumadıysanız "Kar ve Su" yu okurken keyif alacağınızı garanti edebilirim 😍

İlk romantik komedim olduğu için bu hikayenin bendeki yeri çok ayrı. O yüzden "Aşk ve Gurur" la birebir olsa da ve bu yüzden bazı negatif yorumlar alacağımı bilsem de yine de koymak istedim olduğu haliyle, hiçbir yerini değiştirmedim.

İyi okumalar dilerim 🤗

........................................................................

Kız kardeşleri Kiraz ve Lal'in yaptığı gürültüye uyanan Elif, yattığı yerde uyku mahmurluğuyla şöyle bir gerindi ve gözlerini ovuşturdu. O sırada ablası Ceren'in kapı dışından gelen sesi duyulmuştu.

"Kızlar! Kiraz! Lal! Size söylüyorum, bir sabah da şu sesinizi alçaltma gereği duyun lütfen. Daha saat çok erken. Elif ve Merve henüz kalkmadılar, onları uyandırabilirsiniz. Kızlar, beni duyuyor musunuz?"

Elif, pencereden içeriye cömertçe ışıklarını gönderen sabah güneşine bakarak gülümsedi ve

Ah benim tatlı ablam diye düşündü. Bağırman bile o kadar yumuşak ki, seni dinleyeceklerini sanmam.

Ardından yataktan kalkıp, o günün cumartesi olmasının verdiği sevinçle elini yüzünü yıkadıktan sonra üzerini giyindi ve aşağıya indi. Kahvaltılarını ettikleri salona girerken evin, temizlik ve yemek gibi işlerinden sorumlu olan orta hizmetlisi Müge,

"Günaydın Elif Hanım. Kahvaltı hazır." Dedi gülümseyerek.

"Sağol Müge'cim." Dedi, Elif de aynı şekilde gülümseyerek. "Yalnız seninle, bana Elif Hanım yerine Elif demen konusunda anlaştık sanıyordum."

Müge mahcup bir şekilde gülümsedi. "Ağız alışkanlığı işte kusuruma bakmayın, Elif Ha-" Müge ne dediğinin farkına vararak susmuştu. Sonra Elif'in cesaretlendirici bakışlarını görünce devam etti. "Elif." Dedi, bir solukta.

Elif, genç kadına samimi bir şekilde göz kırptı. "Gördün mü bak isteyince oluyormuş." 

Ardından salona girerek, şimdi sadece Merve'nin eksik olduğu kahvaltı masasına oturdu. Lal, Kiraz'a fısır fısır bir şeyler anlatıyor, Kiraz da buna karşılık vererek heyecanlı kahkahalar atıyordu. Annesi önündeki yemeklerle, babası da elindeki gazeteyle meşgul olduğundan Elif'in masaya oturduğunu fark eden bir tek Ceren olmuştu.

"Günaydın canım."

"Günaydın."

"O kadar söyledim kızlara gürültü yapmayın diye ama beni dinlemiyorlar, biliyorsun. Bir tek hafta sonun var zaten, onda da uyutmadılar seni." Dedi Ceren, sevgiyle kardeşine bakarak.

"Önemli değil. Aslında iyi de oldu, çok uyuyunca günün yarısı boşa geçmiş gibi hissediyorum." Dedi Elif, tatlılıkla.

Elif'in her olayda iyi bir yan bulmaya çalışmak ya da en üzüntülü olaylarda bile eğlenceli bir taraf görmekte üstüne yoktu. O sırada içeri Müge girdi.

Kar ve Su (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin